Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Japonya Dışişleri Bakanı Kono: Suriye’de çözümün anahtarı ‘ABD-Rusya işbirliği’ | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Japonya Dışişleri Bakanı Taro Kono, Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği röportajda Suriye’de tüm tarafları ‘kısıtlamadan vazgeçmeye, derhal ve koşulsuz olarak ateşkes yapmaya’ çağırdı. Tüm tarafların Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyması ve Cenevre’deki siyasi süreci desteklemesi gerektiğini belirten Kono, barış ve istikrara ulaşmak için kapsamlı bir çözüm bulma çağrısı yaptı.

Bakan Kono, Suriye krizinin askeri yollarla çözülemeyeceğini söylerken, “Siyasi bir çözüm aramalıyız. Askeri operasyonlar durdurulmalı. Suriye’nin yeniden inşası, Cenevre sürecinin, Suriye genelinde ulusal uzlaşı ve güvenlik istikrarının ilerlemesine ihtiyaç duyuyor” dedi.

Taro Kono, Suriye’de ateşkes sağlamak ve siyasi süreçte ilerleme kaydetmek için olası bir ABD-Rusya iş birliğinin önemine vurgu yaptı.

Şarku’l Avsat’ın Japonya Dışişleri Bakanı Taro Kono ile gerçekleştirdiği röportajın tamamı;

Geçtiğimiz yıl Suudi Arabistan’da gerçekleşen siyasi, ekonomik ve toplumsal değişiklikleri nasıl görüyorsunuz? Suudi Arabistan ile ilişkilerin geleceğine dair düşünceleriniz nelerdir?

Ağustos ayında Dışişleri Bakanlığı koltuğunu devraldıktan sonra geçtiğimiz Eylül ayında Suudi Arabistan’a ziyarette bulundum. Ziyaret sırasında Kral Selman bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüşme fırsatı buldum.

Aslında Dışişleri Bakanlığı görevine gelmeden önce bir milletvekili olarak Ortadoğu’ya birçok ziyaret gerçekleştirdim ve pek çok arkadaş sahibi oldum. Nitekim Japonya’nın Ortadoğu’daki ilişkilerini güçlendirmeye çalıştım. Suudi Arabistan ziyaretine gelince, sadece başkent Riyad’ı değil, aynı zamanda Cidde’yi de çok kez ziyaret ettim. Bu da Suudi Arabistan’ı benim için alışılmış bir ülke yaptı.
Ortadoğu’nun siyasi ve ekonomik gelişmelerin merkezinde yer alan bir bölge olduğuna ve Suudi Arabistan’ın Ortadoğu’nun istikrar ve refahının anahtarı olduğuna dikkat çekmeliyim. Bu kez Dışişleri Bakanı olarak, Japonya-Suudi Arabistan ilişkilerini geliştirmek için elimden geleni yapmaya devam edeceğim. Suudi Arabistan, ticaret, yatırım, turizm, eğitim, altyapı, teknoloji ve kültürel alışveriş gibi çeşitli alanlarda Japonya’nın iş birliği yaptığı çok önemli bir ortaktır.

Japonya’nın 2030 Vizyonu’ndaki rolü nedir?

Kral Selman ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman liderliğinde, Japonya’nın da destekleyip katkıda bulanacağı ‘Suudi Arabistan 2030 Vizyonu’ açısından, dünya, ekonomik ve sosyal reform amaçlayan Suudi girişimlerini yakından takip ediyor.

Japonya ve Suudi Arabistan, ikili ilişkilerin ‘stratejik ortaklık’ seviyesine yükseltilmesi gerektiğini belirtmekte. ‘Japonya ve Suudi Arabistan 2030 Vizyonu’ ikili iş birliğini yeni bir ufka yönelten bir pusula hazırladı. Bu vizyon, petrol, iş olanağı oluşturma ve Japon ‘kalkınma stratejisi’ne bağımlılığı ortadan kaldırmayı amaçlayan iki reformist ülkenin yönelimleri arasında bir sinerji oluşturmaya hazırlanıyor. Bu durum da reform ve gelişimi birlikte yürütmemizi sağlayacak.

DEAŞ ve Siyasi Çözümün Çöküşü

DEAŞ’ın, Irak ve Suriye’de yenilgi yaşamasından sonra, bu iki ülkenin hükümetlerinin DEAŞ gibi radikalizm yanlısı güçlerin yeniden ortaya çıkışına engel olmak için yeterli önlemleri aldığını düşünüyor musunuz?

Askeri açıdan Suriye ve Irak’taki DEAŞ mücadelesi, son merhaleye ulaştı. Bu durumun etkilerini ele alarak ve çeşitliliğe saygı gösteren hoşgörülü toplumlar inşa ederek şiddet içerikli radikalizmin yayılmasını engellemek zorundayız. Geçtiğimiz Eylül ayında Kahire’de düzenlenen Arap-Japon Siyasi Diyalog Konferansı’nda; entelektüel ve insani katkı, beşeri kadrolara yatırım, iş sürekliliği ve siyasi çabaların güçlendirilmesi gibi dört ilke açıklandı. Bu ilkeler, Japonya’nın Ortadoğu’ya yönelik politikalarının temelidir. Japonya, bölgeyi istikrara kavuşturmak için Ortadoğu’daki toplumlarda bir arada yaşamayı destekleyen uygulamalar sarf edecek.

Terör ile uzun vadede mücadele etmenin yolu nedir?

Radikalizmin yayılmasını engelleyen bazı uygulamalar mevcut. Buna Japonya ile ‘mesleki eğitim ve iş aramayı kolaylaştırma yoluyla Irak hükümeti tarafından yürütülen bir silah toplama sistemi’ konusunda iş birliği de dahil. Aynı şekilde Japonya, din adamları ve hükümet yetkililerine 2. Dünya Savaşı’ndaki yıkımdan sonra yeniden imar da dahil radikalizmle mücadeleyi kapsayan bir program sunacak. Ortadoğu’da istikranın sağlanması için tecrübemizi kullanmak istiyoruz.

Suriye’de?

Suriye’de durum daha da zorlaştı. DEAŞ’ın gücü azalmasına rağmen, Suriye krizi henüz sonlanmadı. Siyasi sürecin ve ulusal uzlaşının ilerleyişini teşvik etmek zorundayız. Nitekim bu, radikalizmden uzak bir toplumun inşasını sağlayacaktır.

Japonya, Suriye krizinin tüm olumsuz etkileri konusunda endişelerini dile getiriyor. Tüm taraflara, en üst düzeyde kısıtlamadan vazgeçme, derhal ve koşulsuz bir şekilde ateşkes yapma, yardıma muhtaç herkese engelsiz bir insani yardım imkanı tanıma çağrısında bulunuyor. Zira buradaki amaç, siviller arasında daha fazla can kaybını ve yaralanmayı önlemektir.

Soçi ve Cenevre Görüşmeleri

Siyasi çözümün iki yolu var: Soçi’de Rusya’nın düzenlediği Suriye Ulusal Diyalog Kongresi ve Cenevre süreci. Size göre, Suriye krizinin siyasi çözümü için uygun koşullar nelerdir?

Ana muhalefet güçlerinin Soçi kongresine katılmadığı doğru. Ancak müzakerelere katılmayan Suriye güçlerinin son dönemlerdeki katılımı da dahil, takdir edilmeyi bekleyen birçok nokta var. Bu kongrede, bir anayasa komisyonunun oluşturulmasına karar verildi. Umarım bu durum, siyasi sürecin ilerlemesine katkı sağlar.

Aynı zamanda bu siyasi süreç, Birleşmiş Milletler (BM) liderliğindeki Cenevre süreciyle de ilerlemek zorunda. Bu nedenle Cenevre süreci bağlamında kongrenin nasıl sonuç vereceğini yakından takip ediyoruz. Zira bir anayasa komitesi kurulabilir. Japonya, BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın çabalarını desteklemeyi sürdürmeye kararlı.

Japonya, tüm tarafların Suriye halkına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermesini ümit ediyor. Aynı şekilde Cenevre’deki siyasi sürecin desteklenmesini, 2254 sayılı BMGK kararı uyarınca Suriye’de barış ve istikrarı sağlamak için kapsamlı bir çözüme ulaşmak üzere çaba sarf edilmesini umuyoruz.

Peki bu durumda Japonya’nın rolü nedir?

Japonya, geçtiğimiz günlerde Suriye, Irak ve komşu ülkelere 220 milyon dolar değerinde yeni yardımlar sağlamaya karar verdi. 2011 yılında Suriye krizinin patlak vermesinden bu yana bu ülkelere yapılan Japon yardımlarının değeri, 2018 yılında 2,2 milyar dolara ulaştı. Japonya uygun yardımı sağlamaya kararlı. Tüm tarafların Suriye’de barış ve istikrarı sağlamak için ellerinden geleni yapacaklarını ümit ediyorum.

Ancak Suriye’deki tırmanış devam ediyor. İran ve İsrail arasında bir çatışma yaşandı. ABD, Rus güçlere yönelik bir saldırı gerçekleştirdi ve Türkiye, Afrin’e bir operasyon düzenledi. Barış sürecini yeniden sağlamak ve Suriyeliler için siyasi bir anlaşma oluşturmak için gerekli önlemler nelerdir?

Japonya, Suriye’deki mevcut askeri kriz konusunda endişeli. Aynı şekilde hava saldırılarına ve bombardımanlara maruz kalan Doğu Guta’da yaşananlardan dolayı derin bir kaygı duyuyoruz. Zira bölgede birçok sivil kayıp ve yaralanma yaşanıyor. Bölgede, BMGK’nın 2401 sayılı kararı kabul etmesine rağmen hiçbir sakinlik belirtisi göremiyoruz.
İdlib ve Afrin, askeri açıdan bir tırmanışa tanık oluyor. Türk ordusu muhalif gruplarla beraber yayılmakta ve askeri operasyonlar gerçekleştirmekte. Bu durum, son zamanlarda Afrin’deki tırmanışı artırdı. Aynı zamanda Suriye’nin güneyi, İsrailli savaşçıların vurulması dolayısıyla İsrail ve Suriye-İran arasındaki gerginliğin tırmanışına da şahit oluyor.

Siyasi çözüm arayışı tekrar nasıl sağlanabilir?

Daha önce de söylediğim gibi, Suriye krizi askeri yollarla çözülebilecek bir sorun değil. Aksine siyasi bir çözüm aramak zorundayız. İlgili tüm devletlerin yapıcı bir rol oynaması önemli. Bu ülkelerin çabalarının, Suriye’deki şiddeti durduracağını ve korkunç insani durumu iyileştireceğini umuyoruz. Japonya, tüm tarafları BM liderliğindeki siyasi süreci ilerletme çabalarının yanı sıra, insani yardım sağlamak amacıyla askeri eylemleri durdurmaya çağırıyor. Japonya, Suriye’deki tüm şiddet eylemlerini durdurmak için uluslararası toplumla iş birliği yapmaya da devam edecek.

Yeniden Yapılanma

Japonya, savaş sonrasında yeniden inşa edildi. Suriyelilere yönelik herhangi bir eğitim var mı? Suriye’yi yeniden inşa etmenin en iyi yolu sizde nedir?

Japonya, Suriye’deki insani durumu iyileştirmek için mümkün olduğunca yardım sağlamaya devam ediyor. Suriye krizinin bir sonucu olarak insani durumun bozulmasından derinden endişe duyuyoruz. Daha önce de belirttiğim gibi Japonya, ihtiyaç sahibi tüm Suriyelilere insani yardım sağlamaya kararlı.

Aynı zamanda Suriye’nin fiili olarak yeniden inşası, Cenevre sürecinin, ülke genelindeki ulusal uzlaşının ve güvenlik istikrarının ilerlemesine ihtiyaç duyuyor. Japonya, Suriyeliler arasında bir diyaloğu teşvik edecektir.

Peki burada Japonya’nın rolü nedir?

Japonya, yeniden yapılanma konusunda deneyim sahibi. Öyle ki 2. Dünya Savaşı’ndaki yenilgisinden sonra ve alt yapının tamamen tahrip olmasına rağmen yeniden yapılanma, Japonya’yı hızla dünyanın üçüncü büyük ekonomisi haline getirdi. Irak ve Afganistan’ın yeniden imarına katkıda bulunduk. Suriye de fiili bir imar sürecine girerse Japonya da geçmişte edindiği bilgi, deneyim ve derslerden yararlanarak ona yardım etmeye hazır olacaktır.

Peki Moskova ve Washington’un rolleri hakkında ne söyleyebilirsiniz? Japonya’nın ‘Rusya’nın Orta Doğu’daki artan rolü ile nasıl başa çıkılacağı’ konusunda ABD ile özel ilişkileri var mı?

Rusya’nın Suriye krizinin çözümüne yönelik önemli bir rol oynadığını görüyoruz. Rusya, Türkiye ve İran liderliğinde yürütülen Astana sürecindeki mutabakat sayesinde şiddetin azaltılmasına katkıda bulunan çatışmasızlık bölgeleri oluşturuldu. Aynı şekilde Rusya Soçi’de Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne ev sahipliği yaptı. Japonya, Rusya’nın oynadığı rolün olumlu yanını desteklemeye devam edecek.

Diğer taraftan ABD’nin bu konudaki rolünün de zaruri olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Suriye’de bir ateşkes sağlamak ve siyasi süreçte ilerleme kaydetmek için ABD-Rusya iş birliğinin gerekli olduğuna inanıyoruz. Kasım ayında Rusya’ya yaptığım ziyaret sırasında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a Cenevre sürecini ilerletmek için ABD-Rusya arasında iyi bir iş birliği istediğimizi belirttim.