Afganistanlı yetkililer, 11 Nisan’da ülkenin çeşitli bölgelerinde güvenlik güçleri tarafından en az 40 militanın öldürüldüğünü açıkladı.
Associated Press (AP) haber ajansının bir yetkiliden aktardığına göre Pakistan, Afganistan’ın kuzeydoğusundaki Kunar vilayeti sınırı aracılığıyla 200 roket güdümlü el bombası fırlattı. Ajans ayrıca, en az bir kişinin hayatını kaybettiğini ve yaklaşık 300 kişinin de bölgeden ayrılmak zorunda kaldığını duyurdu.
Kunar Valiliği sözcüsü Abdul Gani Musammim yaptığı açıklamada, Pakistan’ın geçtiğimiz Salı gecesi bir füze saldırısı gerçekleştirdiğini belirtti.
Öte yandan Afganistan Savunma Bakanlığı 11 Nisan’da yayınladığı bir bildiride, ülkenin farklı bölgelerinde güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen operasyonlar kapsamında en az militanın 40 öldürüldüğünü açıkladı. Aynı şekilde Alman Haber Ajansı’nın (DPA) belirttiğine göre bakanlık, operasyon sırasında 35 militanın yaralandığını ve 9 şüphelinin de gözaltına alındığını vurguladı. Bildiride ayrıca, Zabul ilindeki güvenlik güçlerinin operasyonları sırasında Taliban komutanlarından Molla Naim’in öldüğü ifade edilirken, Nangarhar, Kapisa, Gazne, Lugar, Host, Uruzgan, Ferah, Faryab, Kunduz ve Helmend illerinde de operasyon gerçekleştirildiği belirtildi. Bakanlık, geçtiğimiz 24 saat içerisinde ülkenin farklı bölgelerinde 16 temizlik ve 11 hava operasyonu yapıldığını vurgularken, güvenlik güçleri saflarındaki herhangi bir kayba dair ayrıntıya yer vermedi.
Aynı şekilde bir bakanlık yetkilisi dün, Afgan güvenlik güçlerinin ülkenin kuzeyindeki Cüzcan vilayetinde DEAŞ mensubu bir Fransız kadının öldürüldüğünü açıkladı. Afganistan Savunma Bakanlığı sözcüsü Muhammed Radmeniş, DPA’ya yaptığı açıklamada “Kadının yüzde yüz Fransız olduğundan emin değiliz. Ancak ilk istihbarat bilgilerimize göre Fransız olduğu konusunda güçlü bir ihtimal var” dedi. Radmeniş ayrıca, operasyon sırasında DEAŞ mensubu 7 teröristin daha öldüğünü belirtti. Afganistan Savunma Bakanlığı ise teröristlerin, Cüzcan vilayetine bağlı Darzab bölgesindeki temizleme operasyonu sırasında öldürüldüğünü vurguladı. DPA’nın aktardığına göre, büyük çoğunlukla Orta Asya ülkeleri ve diğer yabancı ülkelerden gelen militanlar DEAŞ saflarında aktif faaliyetler yürütüyor.
Afganistan İstihbarat ve Milli Güvenlik Müdürlüğü de geçtiğimiz Mart ayı sonlarında, kuzeydeki özel güçler tarafından yürütülen operasyonlar sırasında aralarında bir Fransız kadının da bulunduğu DEAŞ’a mensup olduğundan şüphelenilen en az 5 kişinin gözaltına alındığını açıklamıştı. Cüzcan’da yerel bir güvenlik yetkilisi, DEAŞ mensubu Fransız kadının, Darzab bölgesinde gözaltına alındığını doğruladı. Bölge polisi komutanı Fakir Muhammed Cüzcani, Fransız kadının Afganistan’da bulunan Afgan özel kuvvetleri ve yabancı güçlerin düzenlediği ortak operasyon sırasında yakalandığını vurguladı.
Öte yandan Yeni Zelandalı yetkililer, 2010 yılında Yeni Zelanda Hava Kuvvetleri liderliğinde Afganistan’da gerçekleşen tartışmalı bir saldırıda öldürülen sivillere ilişkin bir soruşturma başlatıldığını açıkladı. Bu bağlamda DPA’nın savcı David Parker’dan dün aktardığına göre, Tierciran vadisinde yer alan ve diğer ülkelerden güçlere katılan Yeni Zelanda özel kuvvetleri hakkında bir soruşturma başlatıldı. Öyle ki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü (ISAF) operasyonu, geçtiğimiz yıl araştırmacı gazeteci Nicky Hager ve Jon Stephenson tarafından yayınlanan “Hit & Run” kitabına da konu olmuştu. Gazeteciler, Yeni Zelanda Savunma Kuvvetlerinin küçük bir çocuğun da aralarında bulunduğu altı sivilin ölümüyle ilgili haberleri gizlediğini belirtmişti.
Diğer taraftan Savunma Şefi General Tim Keating, kitabın hatalarla dolu olduğunu savundu. Burnham operasyonunun Yeni Zelanda hükümetinin sorumluluğunda iyi bir şekilde planlandığını söyleyen Keating, operasyonun açık çatışma kuralları uyarınca yasal olarak yürütüldüğünü belirtti. Bu çerçevede Tim Keating, “Yeni Zelanda Özel Hava Kuvvetleri, operasyon sırasında her zaman profesyonelce ve kendilerinden beklenen yüksek standartlara uygun olarak hareket etti” dedi.
Geçtiğimiz yıl seçimlerde hüsrana uğrayan hükümet, kitapta öne sürülen suçlamaları soruşturmayı reddetti. Hükümet, savaş suçu işlendiğine dair herhangi bir delilin bulunmadığını savundu. DPA ise yaptığı açıklamada, söz konusu soruşturmanın eski Yüksek Mahkeme Başkanı Terence Arnold ve eski Başbakan Geoffrey Palmer tarafından yürütüleceğini ifade etti.