Libya’daki Ulusal İnsan Hakları Komisyonu, Ekim 2011’de Kaddafi ve oğlu Mu’tassim’ın öldürülmesi ile ilgili soruşturmayı araştırması için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne çağrıda bulunarak, cinayette sorumluluğu olan yerel, bölgesel ve uluslararası katılımcıların, özellikle Katar ve Fransa hükümetlerinin hesap vermesini talep etti. Komisyon, bu iki ülkenin -eğer tutuklanıp yargılanırsa-, uluslararası meselelerle ilgili birçok sır bilen Kaddafi’nin tasfiye sürecindeki rolü hakkında, bilgi ve raporlar olduğuna dikkat çekti.
Komisyon yaptığı açıklamada, Kaddafi’nin, Katar devletinin, Nijer, Çad, Afganistan ve Somali’deki terörist ve aşırıcı örgütlere destek verdiğini; Bahreyn, Suriye ve Yemen’de muhalefeti desteklediğine dair ciddi bilgilere sahip olması nedeniyle, Katar’ın Kaddafi’nin öldürülmesinde rolü olduğuna dair, ellerinde bilgi olduğunu belirtti
Libya haber ajansı tarafından yayınlanan açıklamada, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde eski Fransız cumhurbaşkanına maddi desteği, Afrika’daki yatırım ve ekonomik çatışma da dahil olmak üzere, Kaddafi’nin sahip olduğu bilgi ve sırları gizlemek için, eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’den gelen emir üzerine, Kaddafi’nin Fransız istihbarat ajanı tarafından öldürülmüş olduğuna dair bilgi ve raporların olduğu belirtildi.
Öte yandan, BM’nin Libya elçisi Ghassan Salame dün düzenlediği basın toplantısında, “Uyum ve uzlaşma arayışında liderliği korumak istiyorum.Bu, bölgeden benim getirdiğim mesaj” dedi. Salame, ayrıca Libyalıların beklentilerini dile getirerek, İnsani İşler Koordinatörü Maria Rebeire’nin, Zintan bölgesinin kalkınma ve insani yardım alanındaki ihtiyaçlarının belirlenmesi için kendisine eşlik ettiğini söyledi.
Salame, ilk ziyaretini gerçekleştirdiği Zintan’da, yerel yetkililer ve akademisyenlerle görüşmesinde; Birleşmiş Milletlerin, Trablus’taki evlerinden göç etmiş 20.000 kişiye ev sahipliği yapan Zintan halkına destek için yapabileceklerine değindi.
Libya’nın başkenti Trablus’ta Ulusal Anlaşma Hükümet Başkanı Fayiz el Serrac, Libya donanması tarafından, göçmenleri kurtarmak için kurulan arama ve kurtarma ekiplerine, sivil toplum kuruluşlarının da destek vermek istediğini açıkladı.
Libya donanması, kara sularının 12 deniz milini aşan kısmında, bir arama kurtarma bölgesi kurulduğunu ilan etmişti. Trablus’taki STK’ları kaçakçılarla anlaşmakla itham etmiş ve arama kurtarma bölgesine girişleri engellenmişti. Kararın açıklanmasından sonra, bazı Fransız, İngiliz ve Alman STK’lar, Akdeniz’deki faaliyetlerini askıya aldıklarını duyurmuşlardı.
Libya Donanması, “Bildirilen kararlar, uluslararası mevzuat, kanunlar ve düzenlemelerle garanti edilen Libya devletinin meşru bir hakkıdır” açıklamasında bulundu.
İtalya İçişleri Bakanı Marco Minniti, bölgeyle ilgili bir kararın, ilke olarak Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından onaylanması gerektiğini söyledi.
Sınırlı kapasiteye sahip olan Libya donanması, deniz sınırını korumakta büyük zorluklarla karşı karşıya kaldığından son zamanlarda İtalya’dan yardım talep etti. İnsan kaçakçıları, 2011 yılında Kaddafi rejiminin çöküşünden bu yana, Libya’ya hakim olan kaostan istifade ediyor.On binlerce göçmen İtalya’ya kaçmak için, insan kaçakçılarına büyük meblağlar ödüyor.