Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Kadının örtünmesi ve Mutlak’ın fetvası | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Sadece Arap sosyal medya ve haber siteleri değil, aynı zamanda batı medyası da meşhur Suudi müftünün fetvasını yayınladı.

Suudi Arabistan televizyonlarında meşhur bir isim, din âlimi, resmi danışman ve müftü olan Şeyh Abdullah el-Mutlak, birkaç gün önce kadınların doğru örtünme şeklinden bahsederken belirli bir örtünme şeklinin olmadığını, aksine örtünmenin amacının edep ve gizliliği sağlamak olduğunu ifade etti.

Haber başlıkları, özetle Şeyh Mutlak’ın sözünü kadının örtünmesinin gerekli olmadığına dair bir fetva olduğunu belirtti. Bu da Mutlak’ın bir açıklama yapmasına neden oldu. Mutlak açıklamasında, “Şer’i şartları sağladığı sürece her elbise örtünmenin maksadını yerine getirir. Bu, makul bir örtüdür. Dünyada farklı ülkelerde ve farklı mezheplere sahip bütün Müslüman kadınların bir toplumda var olan örtü çeşidinin sadece onun İslami örtüymüş gibi bu örtüyü giymeleri gerekmiyor” ifadelerini dile getirdi.

Suudi Arabistan Kıdemli Alimler Konseyi üyesinin fetvasının önemsiz bir şekilde –ki öyle-nakledilmesi karşısındaki şaşkınlığını anlıyorum. Ancak insanlar, din adı altında terör iğrençliklerinden usandıktan, Mısır’da İhvan yönetimini bekleyenleri sevindirmeyen gelişmeler olduktan ve Suudi Arabistan ile Körfez’deki İhvan yanlıları, fitne ve Arap Baharı bataklığına düştükten sonra İslam dini sözlüğündeki manaya yakınlaştırmak için Suudlu ya da bazı Ezher müftüleri gibi Suudlu olmayan şeyhlerin birçok fetvasında pek çok değişikliğin ve esnekliğin meydana geldiğini ihmal etmek mümkün değildir.

Her halükarda televizyon izlemenin, radyo dinlemenin ve kız öğrenci okullarının haram olduğunu belirten geçmiş yıllardaki sert fetvaları gözden geçiren bir kimse, bu fetvaların arşive kaldırıldığını ve yürürlükte olmadığını görür.

Her yeniyi reddetmeye hazır olmak, çoğu müftünün yapısında var. Ancak cüretkâr, basiret sahibi ve halktan korkmayan kimseler böyle değillerdir. Mesela matbaa, 16. yüzyılın sonunda Türkiye’de ilk kez tanındığında Âsitâne şeyhleri tarafından yasaklanmıştı.

Zamanın ve mekânın değişmesiyle fetvaların değiştiği hususunda meşhur bir fıkıh kanunu var. Bu bağlamda fıkıh âlimi Şihab el-Karafi (ö.684), “El-İlâm bi Temyizi’l-Fetva an’il-Ahkâm” kitabında “Geleneklerin değişmesine rağmen hükümlerin uygulanması genel görüşe ters ve dinen bir cehalettir. Hatta adet ve göreneklerin değişmesiyle birlikte dinde geleneklere bağlı her konuda hüküm, yeni âdet ve göreneklere uygun olarak değişir” der.

Fetva, geçersiz sayılmayacak kutsal bir metin değildir. Fetvada temel faktör zamandır.