Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

‘Diyalog ve işbirliğinde öteki’ | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Entelektüel tek taraflılık, Arap dünyamızda sosyal iletişimi engelleyen en önemli sorunlardan biri olmaya devam etmektedir. Bu tek taraflılığın pek çok çeşidi bulunmakla birlikte ırk, tür, inanç ve mezhep de bunların arasında yer almaktadır. Bu sonuncusu bizi, ortaklık kabul etmeyen mutlaklar çekişmesi olarak adlandırılan bir çekişmenin içine sürüklüyor. Bu yüzden çözüm genellikle çatışmanın kendisi olur.

Bu çerçevede fikirleri yeniden düzene sokmak için bir Arap topluluk hareketine, diyalog ve komşuluğun önemine iman etmiş yeni bir Arap neslinin inşasına, Arap gençliğinin dünyasına açılan bir işbirliği kapısına ihtiyaç vardı. Allah’tan Arap gençliği, sayıca en büyük oranı temsil ediyor.

Viyana’daki Kral Abdullah b. Abdülaziz Dinler ve Kültürlerarası Diyalog Merkezi (KAICIID), bu noktada öncü bir role sahipti. Bu merkezin itici gücü, öteki ile buluşmanın sevincini yaşatmaya çalışan bir irade ve idaredir. Bu, Krallık içinde Veliaht Prens Muhammed b. Selman tarafından yürütülen uyanışın gölgesinde gerçekleşmektedir. Prens, bu yenileşme ve gelişmeden uzun uzadıya söz etmiş; ‘Orta yol’culuk ve ötekini hoş görmeye işarette bulunmuştu. Nitekim ‘öteki’, ismine ve cismine bakılmaksızın insan medeniyetinin kurulmasında bir ortak olarak görülmelidir.

31 Ağustos-3 Eylül arasındaki dönemde Lübnan’ın başkenti Beyrut, Arap gençliğinin KAICIID’in gözetiminde tertip ettiği dinler ve kültürler arası diyalog forumuna sahne oldu. Organizasyonun başlığı da ‘Diyalog ve İşbirliğinde Öteki’ olarak seçilmişti. Böyle bir forum, neden bugünlerde yapılıyor?

Arap gerçekliğine çarpıtarak veya eğip bükerek şaibe bulaştıramayan bir açıklamada Arap dünyamıza yönelik yakından bir inceleme, bize hoşgörüsüzlük olgusunun yüksek oranda çatışma ve şiddete sahne olan bölge ülkelerinin çoğunda toplumsal ve kültürel iklim üzerinde nasıl gölge oluşturmaya devam ettiğini göstermektedir. Hem de pek çok Arap liderinin bu uğurdaki iyi niyetlerine ve yirmi yıldan fazla bir zamandır diyalogu güçlendirmek, kökleştirmek için gösterilen çabalara rağmen. Bu noktada şu soru zihnimizi kurcalamaktadır: Kültürel çoğulculuk ve çeşitlilik ilkeleri, dini ve siyasi anlamda hoş karşılanıyorken arıza nerede?

Görünüşe bakılırsa bu sorunun cevapları birkaç yoldan geçiyor. En ciddisi de ötekini kabul etme meselesinin, dini-siyasi çatışma ve kutuplaşma alanlarına etki ediyor oluşudur. Aslında bu, oldukça olumsuz ve ‘buluşmanın sevincini’ yaşamanın aksine dışlama, ötekileştirme ve ayrımcılığı teşvik eden bir şeydir.

Bu bağlamda basın ve kültür kurumları ile resmi – gayri resmi eğitim kuruluşları yoluyla diyaloğu güçlendirmeyi hedefleyen etkili girişimlerin oluşmasını engellemeye devam eden pek çok kısıtlama mevcuttur.

KAICIID, diyalog ve ötekini kabullenme felsefesine inanırsa doğrusu bir taşla pek çok kuş vuracak. Gençleri birbirine yakınlaştırdığında bu, Arap toplumunun direncini artırarak dokusunu güçlendirecek. Bu kendiliğinden gerçekleşeceği için de içeriden fitneler, dışarıdan komplolarla bozulamayacak. İçten çözülme ve parçalamanın uzantısı olan dördüncü ve beşinci nesil savaşlarla hele hiç olmaz. Bunlara ek olarak Kral Abdullah b. Abdülaziz Merkezi’nden sorumlu olanlar buna ciddi anlamda inanmış durumdalar. Merkez Müdürü Fahd Ebu Nasr Bey’in konuşmasına kulak vermek lazım. Buna göre dört bir yanı dolduran diyalog, komşuluk ve birlikte yaşam yetenekleri, modern çağın baş belası olan teröre karşı bir duruştur. KAICIID, Arap gençliğinin büyük çoğunluğunun şiddet dairesine çekilerek bağnaz düşüncelere karşı savunmasız bir hale getirildiğini düşünüyor. Bu da bölge ülkelerindeki toplumsal barış ve ortak yaşamın geleceği için büyük bir tehdit oluşturuyor.

Sayın Ebu Nasr, şu sözleri ile teyit edilen demografik gerçekliğe dikkat çekiyor: Arap toplumlarının çoğunun genç toplumlar olduğunu, bir diğer deyişle genç nüfusun ağırlık oluşturduğunu göz önünde bulunduracak olursak, bu kitleye ulaşmak ve onları vatandaşlık değerleri konusunda olumlu düşüncelere teşvik eden kültürel ve düşünsel süreçlere dâhil etmek için daha fazla çaba harcamalıyız.

Beyrut, semaları altında çok renkli dokusu ve farklı bağlılıklar ile ender rastlanan bir mozaiği oluşturan, çeşitli dinler ve mezheplerin (Müslüman ve Hıristiyan 18 mezhep) bir arada yaşaması noktasında örneklik teşkil eden halkının arasında Lübnan, Filistin, Ürdün, Suriye, Mısır ve Cezayir’den yaklaşık 50 Arap genci buluştu. Bu forumda onlar, buluşma kültürü için elçi kılınıyor. Arap toplumları arasında köprüler inşa ederek şu an geçmişe takılıp aydınlık bir gelecek göstermeyen zihniyetten dolayı yaşadığımız tarihi ayrışma duvarlarını ortadan kaldırmaları için görevlendiriliyorlar.

Bu konferansta KAICIID’in çalışmalarını ayrıcalıklı kılan şey, Arap dünyamızdaki çeşitli dini eğitim kurumlarında etkin Arap gençliğinin rolünü merkeze alıyor ve geleceğin dini liderlerinde kendi toplumlarında karşılıklı anlayış kültürünü yayma ve çoğulculuğa saygı ile vatandaşlık değerlerini destekleme becerilerini güçlendirmeyi hedefliyor oluşudur. Tüm bunlar, tuttuğunu koparan; hedefi, içi boş sloganlar ve televizyon reklamları ile değil, ciddi ve detaylı çalışmalarla tek vatan oluşturmak olan bir Arap nesli muştulayan olumlu göstergelerdir.

Beyrut Forumu koridorlarının tanıklık ettiği ‘keşif ve açıklık’ (deyim yerindeyse Mihail Gorbaçov’un felsefesinden esinle), KAICIID’in Arap dünyasının çıkarına uygun nitelikli ve belirgin bir çalışma sunduğunun güzel bir kanıtıdır. Özellikle de şu değerli soruyu ortaya attığı için: Biz ne üzerine diyalog yürütüyoruz? Diyalog, çekişmelerin çözüme kavuşması için bir vesiledir. Müslüman ve Hıristiyan bakış açısıyla, diyalog kavramına ve ilkelerine işaret ederek ve etkin iletişim ve şiddetsiz bir etkileşimin önemi dikkate alınarak yürütülen bir diyalog.

Çeşitli KAICIID programları ile bağlantılı Beyrut Forumu, Mısır, Ürdün, Filistin, Lübnan ve Cezayir’deki gençliği barış, adalet, uyum ve muhabbet değerlerinin yayılmasında etkin bir role sahip değerlere ilişkin gerekli bilgilerle donatmayı ve ötekini düşman ilan eden fosilleşmiş zihniyetlerle savaşmayı hedeflemektedir.
Ötekini yargılama ve cahiliye adetlerinden biri olan kabileci düşmanlık putunun en düşük seviyesine bile geçit vermeyerek.

Beyrut Forumu gençliği, hayırlı bir müjde ve özellikle bilgi teknolojisi ve sosyal medya kanallarını kullanmak için bir gençlik platformu oluşturma fikrini benimseyerek ortaya çıkan bir ışık haznesidir. Bu ve bunun gibi oluşumlar, Arap dünyasının yönünü gelişme ve kalkınmadan çöküş ve yokluğa döndürmeye çalışan terör ve teröristlere açık bir siber alana kurban gitmesin diye insanlığa hizmet çağının keşiflerle lütfettiği köprüleri ortaya çıkarıyorlar.

Sözlerin en güzeli: Sen benim kardeşimsin ve ben seni seviyorum.