Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Karara kim zemin hazırladı? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

ABD Başkanı Donald Trump, seçim vaadini gerçekleştirerek Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını ve ülkesinin büyükelçiliğinin Tel Aviv’e taşınacağını açıkladı. Bu, her başkan adayının kazansa da kazanmasa da vaad ettiği bir konuydu ki tek bir farkla; Donald Trump sözünü tuttu. Fakat beni ilgilendiren tek şey, Araplar bu karara nasıl ‘zemin’ hazırladı? Nasıl hatalar yaptılar, ne tür yanlışlara düştüler ki bu kararın alınması mümkün hale geldi?

Bugün dünyada Filistin davasından daha net bir mesele yok. Fakat Filistin meselesi, fırsatçı ve pragmatist politik gruplardan bazı Filistinli liderlerin yardımıyla Arap olan ve olmayan liderler, özellikle de Hafız Esed ve oğlu Beşşar, Albay Kaddafi, Saddam Hüseyin, Humeyni Rejimi ve takipçileri tarafından rehin alındı.

Diktatör sistemler, soylu ve adaletli bir kadının işini yapan çirkin bir tüccar gibiydiler. Dava ve sembollerle oynamalarına izin verildiğinde ‘direnişi’ rehin aldılar.

Filistin Davası terör ve suç çetelerinin elinde siyasi bir araca dönüştü. Aynı şekilde dinin, davanın ve safların parçalanması ve düşmanları kışkırtma aracı olmasına izin verildi.

Filistin’de önemli roldeki bir liderin Saddam Hüseyin’in Kuveyt’e saldırma ve komşusuna ihanet etme kararına destek vermesiyle başlayan hatalar dizisi, Esed ve İran’ın Arap dünyası ile savaş kararının desteklemeden Arap dünyasını İhvan-ı Müslimin Cemaati ve Hizbullah aracılığıyla parçalamak üzere Katar ile planı çerçevesinde saf tutmaya kadar ulaştı.

Akıllı kimse, ülkesinin kaybına neden olan liderlerin posterlerini yükselterek, onlara gece gündüz destek veren liderlerin portrelerinin yakıldığı ‘çift taraflı’ Filistin Caddesi’nin halini anlam veremez.
Evet bu sefil sahne tekrarlanıyor.

Suudi Arabistan ve Mısır, Filistin davasını çok şey yapmış olan iki ülke, bununla birlikte halkın düşmanca söylemleri gittikçe artarak açık bir hal alıyor…
(Söz konusu söylemler) Katar ve İhvan-ı Müslimin Cemaati’ndeki darbe rejimini hoşnut etmeye amacı gütmekte.

Filistinlilerin bazı iç savaşlara katılması ve Ürdün, Lübnan, Kuveyt, Suriye ve Mısır’daki gibi onların birer öldürme ve fitne aracına dönüşmesi, işte tüm bunlar, faturasını savunan her şerefli Filistinlinin ödediği kaybedilmiş kavgalardı.

Filistin yönetimi ile yaşanan ve bazıları bu büyük ve önemli davadan şahsi özel çıkarlar gözeten anlaşmazlıkların büyük bedelini de unutmamak gerekir.

Dava, Filistin liderlerinin seçimi ve günahkarların elinde araç olarak bulunmalarına izin verilmesidir.

Tüm bunlar, Trump’ın kararını beklenen bir konu haline getirdi. Çünkü bugünkü en önemli konu insanlık olmasına rağmen, yıllar boyu süren olayların pozisyonu zayıflattığı ve ‘kırılgan’ bir hale getirdiği bir sahne var ortada.
Filistin çatışması siyasi konumları ve seçimleri konusunda ciddi bir gözden geçirmeye ihtiyaç duymakta. Ona çok pahalıya mal olan kararları uygulamaya ‘devam etmemesi’ gerekmekte.

Filistin davası hak ve asla ölmeyecek bir meseledir. Fakat farklı kahramanlara ihtiyaç duymakta.