Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Kaşıkçı medyada öldürüldü | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Ortadoğu, ‘Arap Baharı’nın ardından geçen 7 yıllık sürecin bir uzantısı olan çatışmalarla boğuşmaya devam ediyor. Bölgedeki volkanlar lav püskürtmeyi sürdürüyor. Bunlar bize geçici krizler gibi gelmişti. Ancak bu krizler, hem hükümetlerin kendi aralarında hem de radikal gruplar arasında eski sistemi değiştirmeyi ya da yeni değişimi durdurmayı amaçlayan bir gerilim ve döngü içerisinde sürekli olarak tekrar ediyor. Ne var ki, Suudi Arabistan gibi, bölgedeki hükümetlerin değişimi hedeflemesi şaşırtıcı değil. Fakat değişim zor bir süreçtir. Çünkü değişim, köklü fikirleri, ortak kültürleri ve büyük yapıları kökünden sökmeye çalışır. Meslektaşım Cemal Kaşıkçı şu an hayatta olsa bile medyanın savaş mermilerini kullanması sebebiyle öldürülmüş durumda. Aslında onun yaşayıp yaşamadığı ile ilgilenen çok az insan var. Hedef ise Riyad.

Radikal grup örgütlenmelerinin ortadan kaldırılmasının ya da marjinalleştirilmesinin günümüzde sorunsuzca yapılacağını zannedenler yanılıyorlar. Çünkü bu gruplar var ve bölgede yoğun bir şekilde yeniden yayılıyorlar. Örneğin Müslüman Kardeşler (İhvan), Türkiye’ye ve Katar’a kaçtı. Mısır ve Körfez ülkelerindeki faaliyetleri kısmen durdurulduktan, Tunus ve Fas’ta kısıtlandıktan ve kalanları ise yer altında indikten sonra Avrupa ve ABD’deki uzantılarına yöneldiler. İhvan dışındaki düşünce ekollerinden de kalıntılar hala var. Bunlar Arap Baharı’nın değişiminin ardından durumlarını yeniden düzenleyen kuruluşlar. Bunların sonu gelmez. Kaybolurlar veya mevzilenirler. Cemal, bölgedeki savaş zemininin kurbanı oldu. Onun savaşı, her birinin bu olayı ‘kendi davasında’ kullanmak istediği bir dizi medya ve siyasi savaşın uzantısıdır. Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaybolmasıyla ilgili krizdeki amaç, hükümetleri ve özellikle Suudi Arabistan’ı yeni bir Kuzey Kore veya Rusya ya da daha önce ‘kötü’ olarak sınıflandırılmış diğerleri gibi tasvir etmektir. İç reformlarda en cesur ve en köklü adımları atan Suudi Arabistan’a yapılan bu saldırı, ülke içinde ve bölgedeki geniş muhalif güçlerle karşı karşıya olduğunun bir göstergesidir. Bu tekrarlayan krizler, sadece geniş bir siyaset ve medya savaşı olarak farklı boyutlarda görülebilir.

Bu tür zorluklar içinde, bölgedeki fikirsel ve örgütsel güçleri başka bir yolla düzeltebilir misiniz? Bölgede, kırk yıldan uzun bir süredir faaliyet gösteren, fikirsel ve örgütsel bir yapının yerinden edilmesi sürecinin kolay olmadığı ve bunun eskisinden daha zor olacağı kabul edilmeli.

Suudi Arabistan’ın hedef alınması beklenen bir durumdur. Çünkü Suudi Arabistan, Endonezya’dan Kaliforniya’ya kadar geniş bir coğrafya ve insan topluluğunu kapsayacak bir değişim sürecine öncülük eden lokomotif bir ülke. Suudi Arabistan, İslam coğrafyasındaki eski rejimlerin tamamen ortadan kalkması pahasına, ılımlı bir politika izliyor ve dini kavramları yeniden tanımlıyor. Ekranlar, yeni Arap sistemini çarpıtma üzerine kurulu olaylar ve haberlerle dolacak. Gelecekte daha nitelikli çatışmalar yaşanacak. Modernizasyon projesinin abartılı, aşırı kişisel bir bireysel yargılama eylemi olduğunu söyleyecekler. Ya da bireylerin ve hükümetlerin uygulamalarını karıştırarak, farklı gerekçeler göstererek, modernleşmenin yetersiz ve beklenenden daha az olduğunu söyleyecekler. Modernleşmeye karşı olan Arap veya uluslararası kamuoyu imajı yaratılacak. Eski sistemden çıkmanın bedeli olacağını itiraf edelim.

Kaşıkçı’nın ortadan kaybolması üzerinde durulmaya değer bir konudur. Bu, insani ve ahlaki olarak kabul edilemez bir durumdur. Eğer Kaşıkçı Katar ve Türkiye propagandasına göre gerçekten öldürülmüşse, bu uluslararası bir suçtur. Şu anda bu olay, iki yıldır büyük bir küresel ilgi kazanan yeni Suudi Arabistan projesine karşı yapılan bir savaşa dönüştürülmeye çalışılıyor. Çünkü açık görüşlü, cesur adımlar atan ve yurt içinde çalışmalar başlatan Suudi Arabistan projesi, yıkıyor, inşa ediyor ve geleceğe doğru ilerliyor. Projenin itibarını zedelemek, onu yıkmak ve uluslararası kamuoyunun fikrini değiştirmek için bir takım krizlerin kullanılmaya çalışılması bekleniyor. Özellikle de Cemal Kaşıkçı kriziyle birlikte Batı medyasında gördüğümüz gibi, bunu yapmaya ne kadar hevesli olduklarını ilan ediyorlar. Değişim iki cephede yaşanan büyük bir savaştır. Değişim çabalarının imajını bozmaya, çarpıtmaya ve başarısızlığa uğratmaya yemin edenler var. Ancak değişim kararlılıkla devam edecek ve kimsenin değişimin yoluna engel koymasına izin verilmeyecek.