Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Kaşıkçı’nın ölümü ve şantajcı takım | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suudi Arabistan vatandaşı Cemal Kaşıkçı kartını kullanmak, insanlık ve ahlak dışı bir girişimdir. Her şeyden önce Cemal Kaşıkçı’nın ölümü, insani bir araştırma konusu olarak kalmaya devam ediyor. Adaletin gerçekleşmesi için katillerin yakalanarak yargılanması önemli bir meseledir. Suudi yetkililer bu meseleyi hiçbir şekilde ihmal etmedi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr’in “Krallık, Kaşıkçı’nın ölümünden sorumlu olanları yargılayacak. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Kaşıkçı olayından haberdar değildi. Kaşıkçı’nın öldürülmesi büyük bir hatadır” şeklinde yaptığı açıklama bunu doğruluyor. Yine aynı çerçevede Kaşıkçı’nın ölümünün politize edilmesini kabul etmeyen Suudi Arabistan Şura Meclisi, “Kaşıkçı’nın öldürülmesi kişisel bir eylemdir. Kraliyetin politikasını yansıtmamaktadır” ifadesini kullandı.

Suudi Arabistan, kendi vatandaşı Cemal Kaşıkçı konusunda gerçekten büyük bir çaba sarf etti. Fakat medyanın Suudi Arabistan’a zarar vermek için başarısız girişimlerle Kaşıkçı kartını kullanmaya devam etmesi ve farklı şekillerde Riyad’a şantaj yapmak amacıyla şantajcı takımının ortaya çıkması Kaşıkçı meselesini kullanarak Kraliyet’e yönelik planlı bir komplonun olduğunu gösteriyor.

Açıkçası Cemal Kaşıkçı, üst yönetimin emirlerine bağlı kalmayan başıbozuk şahısların hatasına kurban gitti. Aksine bu şahısların üst yönetime bile olay hakkında yalan söyledikleri görülüyor. Bu da farklı rivayetlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Suudi yetkililer, verilen yetkiyi kötü kullanmak suçundan aralarında istihbarat başkanının da bulunduğu üst düzey sorumluları görevden alıp soruşturmaya tabi tutarak bu durumu düzeltmeye başladı. Şu an 18 kişi hakkında soruşturma yürütülüyor. Bu durum, Suudi yetkililerin kendisine verilen yetkiyi kötüye kullananları cezalandırma konusunda devlet otoritesini uyguladıklarını gösteriyor. Nitekim Suudi suçlular, ellerindeki yetkiyi kullanarak egemenlik alanında (konsolosluk) bir Suudi vatandaşını öldürdü. Bundan dolayı Suudi Arabistan hukuku, meseleyi soruşturma ve yargılama hakkına sahiptir. Bu kadar yaygaraya ve kargaşaya gerek yok. Öldürülen kişi, Suudi Arabistan vatandaşıdır ve bu ülkenin yönetimi de adaleti gerçekleştirmeye çalışıyor.

Medya, özellikle de Katar rejimine bağlı El Cezire kanalı, yürütülen kampanyanın amacının Cemal Kaşıkçı’yla ilgili gerçeği ve adaleti araştırmak olmadığını, aksine Kaşıkçı’nın kanında avlanmaya yönelik ümitsiz girişimler olduğunu ortaya koyuyor. Açıkçası bu, Katar’ın yürüttüğü düşmanlık ve politik nedenlerden dolayı kışkırtamaya yönelik bir girişimdir.

Katar medyası aracılığıyla Kaşıkçı kartını hayâsızca kullanmak, en büyük ahlaki ve mesleki dejenerasyondur. Medya, kendilerinde utanma duygusu olmayanları bir araya getirerek gece gündüz aynı şeyleri tekrarlıyor. Böylece medya, bazen sağdan soldan gelen haberlere bazen de yetkili bir kaynağın açıklamasına göre yalanlar üretti. Oysa bunların hepsi de fitne çıkartmak ve Suudi Arabistan’ın istikrarını sarsmak için ortaya atılan bir dizi yalandır. Fakat söylendiği üzere; Ey dağ! Seni hiçbir rüzgâr sarsamaz.

Katar medyasının kışkırttığı gibi Kaşıkçı’nın ölümü, Türkiye, Suudi Arabistan, ABD ya da dünya arasındaki bir mesele değildir. Tam tersine bu, yetkilerini aşan başıbozuk şahıslar tarafından Suudi bir vatandaşın öldürülmesiyle ilgili bir meseledir. Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili dosyayı teslim aldığını açıklayan Suudi Arabistan Başsavcılığı, şu an bu şahıslar hakkında soruşturma yürütüyor.

Kaşıkçı’nın Washington Post gazetesinde yazar olması, İslam dinine göre hüküm veren Suudi İslam yargısı karşısında hiçbir şeyi değiştirmez. Nitekim Kıdemli Âlimler Konseyi, yaptığı açıklamada “İster okur-yazar olmayan isterse yetkili bir vatandaş olsun herkes, adaleti gerçekleştirme noktasında cezasını çekecek” ifadelerini kullandı. Yargıya saygı göstermeli ve zanna dayalı tahminler yürütmede acele etmemeliyiz. Kaşıkçı meselesi yargının elindedir. Bu mesele, içine daha fazla zehir sokuşturmak için yanlı medyanın sunduğu yağlı bir yemek değildir.