İspanya’da Katalanların düzenlediği bağımsızlık referandumu ve sonrasında Madrid ile yaşanan gerilim ile gözler Avrupa Birliği’ne çevrilmişti. Ancak Katalan yönetimi Birlik’ten beklediği desteği görmedi.
Katalan lider Charles Puigdemont ve 4 bakanın Brüksel’e gerçekleştirdiği ziyaretle ilgili açıklama yapan Belçika Başbakanı Charles Michel, Puigdemont’a herhangi bir davet göndermediklerini belirtti. Katalan liderin Schengen bölgesindeki serbest dolaşım hakkını kullanarak Belçika’da bulunduğunu söyledi. Puigdemont’un tüm Avrupa vatandaşlarının tabi olduğu hak ve sorumluluklara sahip olduğunu ifade eden Michel, Katalan liderin diğer Avrupa vatandaşlarından farklı muamele görmediğini vurguladı.
Carles Puigdemont da Brüksel’de düzenlediği basın toplantısında, “Buradaki varlığımızın Belçika’nın politikalarıyla hiçbir ilgisi yok. Buradayız, çünkü Brüksel Avrupa’nın başkenti” diye konuştu.
Ancak yapılan yorumlar, Katalanların uçağının Brüksel’e iner inmez Avrupa Birliği’nin de ister istemez krize dâhil olduğu yönünde. Ayrıca Belçika’nın İspanya Ulusal Mahkemesi’ne gitmeyi reddeden Puigdemont ve diğer 4 eski bakan için tutuklama emri yetkisi de olduğu belirtiliyor.
Şu ana kadar Katalonya hükümetinin 14 üyesinden 9’u Madrid’deki Ulusal Mahkemeye giderek ifade verdi. Ancak Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan eski Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı Carles Puigdemont ve diğer 4 Katalan bakan mahkemeye gitmedi.
Ulusal Mahkeme Savcılığı, dün mahkemeden Puigdemont ve diğer 4 eski bakan hakkında Avrupa çapında tutuklama ve iade emri çıkarılmasını istedi.
Ulusal Mahkeme, ayrıca savcının talebi üzerine 8 eski Katalan bakanın tutuklu, Santi Vila’nın ise 50 bin euro kefalet şartıyla tutuksuz yargılanmasına karar verdi.
Mahkeme Başkanı Carlos Lesmes “Hâkim tarafından ifadeye çağrılan biri mahkemeye gelmezse, İspanya’da veya hangi AB ülkesinde olursa olsun hakkında normal olarak arama kararı çıkartılır” dedi.
Puigdemont’un Belçika’da kalacağını açıklayan avukatı Paul Bekaert da “Müvekkilim, prosedür süresince Belçikalı yetkililer ile tam iş birliği yapacak” açıklamasında bulundu.
Katalan gazetesi El Nacional yazarı Enrique Villa, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, İspanyol mahkemelerinin Katalanlara karşı her zaman sert olduğunu söyledi.
Villa, Franco diktatörlüğü sona erdikten sonra, Katalonya bölgesinin en ünlü simgelerinden biri olan Ramon Trias Fargas’ın “İspanyol mahkemeleri, Katalan liderler aleyhinde idam cezalarını infaz edemezler, onları mahkûm ederler” sözünü hatırlattı.
Enrique Villa, eski Katalan liderlerinin çoğunun sürgüne gönderildiğini, çeşitli sebeplerden hapsedildiğini, diğerlerinin ise Franco döneminde ölüme mahkûm edildiğini hatırlatarak Puigdemont’un halkını değil, kendisini korumak için Brüksel’de kalmayı seçtiğini ifade etti.
Villa, “Diktatörlükle yönetilse bile, özgür ve bağımsız bir Katalonya’ya demokratik bir Avrupa’yı tercih ederim” dedi.
Eski bir Katalan parlamenter ve bağımsızlık yanlısı avukat olan Alfonso Tina ise Puigdemont’un mahkemeye çıkmayı reddetmesi sebebiyle savcının liderleri gibi Belçika’ya kaçmalarını önlemek amacıyla, Katalanlar için hapis talebinde bulunduğunu belirtti.
Avrupa Parlamentosu üyesi ve bağımsızlık destekçisi Jordi Soli, AB ve üye ülkelerinin hükümetlerinin Katalanları hayal kırıklığına uğrattığını söyledi.
Avrupa’da kriz sürerken Katalanlara destek İrlanda’dan geldi. Barcelona’dan iki bin kilometre uzaktaki İrlanda Dublin Kent Konseyi, Katalan bayrağının bir ay boyunca Konsey’in merkezine yerleştirilmesini istedi. Ancak İrlandalıların desteğinin Avrupa genelinde karşılığı olmadığı kaydedildi.