Katar Muhalefeti, dün, İngiltere’nin Başkenti Londra’da, “Terörü desteklemenin getirdiği kriz içerisinde Katar’ın geleceği” başlıklı bir kongre düzenledi.
Kongreye katılan Uluslararası gazeteci ve uzmanlar, teröre karşı mücadele Körfez ülkelerinin istikrarının uluslararası toplum açısından öncelik arz ettiğine işaret ederek, Katar’ın yönünü belirlemesi ve teröre karşı mücadele ederek Körfez ülkeleriyle yeniden birlik olmak ya da İran safında durarak siyasi yalnızlığa razı olmak arasında seçim yapması gerektiğini ifade ettiler.
Kongre’nin açılık konuşmasını gerçekleştiren Londra’daki Katar Muhalefeti Sözcüsü Halit el-Hil, Katar Devleti’nin kongreyi engellemek için basın aracılığıyla bir kampanya başlattığına dikkati çekerek, kongrenin Katar’ın geleceğinde dönüm noktası olarak anılacağını dile getirdi. Katar Hükümeti’nin, birçok Katarlıyı vatandaşlıktan çıkardığını ve Körfez’deki birlikte çatlağa sebep olduğunu söyleyen Hil, “Katar halkının istediği değişime giden yol güllerle örtülü olmayacak” şeklinde konuştu.
Katar tarafından kongreye yönelik, basın aracılığıyla yapılan provokasyonlara değinen Hil, kongrenin hedefinin Katar’daki siyasi durumun hakikatini ortaya koymak ve Katar Devleti’nin susturma siyasetine karşı ifade özgürlüğünün önünü açmak olduğunu belirtti. Hil, Katar’ın İran ile olan ilişkilerine dair ise “İran’ın Katar’a arz ettiği tehdit, Katar’ın Körfez ülkelerine karşı olan evhamlarından daha büyüktür” ifadelerini kullandı.
Kongrede ele alınan 5 temel başlık, “Katar’ın Siyasi İslam’ın yayılmasında ve terörün desteklenmesindeki rolü”, “İran-Katar ilişkileri bölgedeki istikrarsızlığın temel nedeni”, “Katar’ın Demokrasi ve insan hakları karşısında Dünya nüfuzuna bakışı”, “El-Jazeera Televizyonu özgür basının sesi mi? Terör yandaşı mı?”, “Ekonomi, Jeo-Politik ve Uluslararası Enerji Kaynaklarının Güvenliği” oldu.
Üçüncü ayına giren Katar krizinin etkileri hakkında görüş alışverişi yapılan kongrede, Katar’ın teröre destek faaliyetleri ile bölgede ve dünyada daha etkili bir rol üstlenmek amacıyla İran ile yaptığı işbirliği konuşuldu. Katılımcılar birçok görüş ileri sürerken, kongrede ifade edilen görüşlerin özeti Katar’ın terörü desteklemesi ve Körfez ülkeleriyle işbirliğine devam etmesi şeklinde oldu.
ABD’de George Bush döneminde Savunma Bakanı Vekili görevinde bulunmuş, Doph Zakhem, Şark’ul Avsat’a, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Doha Yönetiminin mevcut siyasetine devam etmesi durumunda, ABD’nin Katar’da bulunan askeri üssünü Körfez ülkelerinden birine ya da Ürdün’e taşıyabileceğini söyledi. Zakhem, açıklamasında, “ABD’nin Katar’ı terk etmesini istemiyorum ama buna mecbur kalabilir. Katar, şuanda
Washington’daki siyasi kartlarda, büyük bir halk desteğine sahip değil” ifadelerini kullandı. Katar’ın ABD’deki lobi faaliyetlerinin çözüm olamayacağını dile getirdi.
Katar krizinin çözümü için arabuluculuk teklif eden, Kuveyt Emiri, Fas Kralı ABD Dışişleri Bakanı ve ABD Başkanı gibi siyasi şahsiyetlere işaret eden Zakhem, Katar’ın krizi uzatma ısrarı nedeniyle söz konusu arabuluculuğun gerçekleşmediğini söyledi.
ABD medyasında Katar’ın nasıl görüldüğü hakkında da değerlendirmelerde bulunan Zakhem, “ABD medyası birçok konuda farklı görüşlere sahiptir fakat teröre karşı mücadele konusunda kimseye tölerans göstemez” şeklinde konuştu.
Kongrede, el-Jazeera Televizyonuna dair görüş belirtenlerden biri olan 2013 yılında kanalın Kahire ofisi müdürlüğünü yapmış Muhammed Fehmi, el-Jazeera’nın farklı görüşlere saygılı olduğunu iddia etmesine rağmen aslında farklı görüşlere saygı duymadığını söyledi.
2013 yılında teröre destek verdiği gerekçesiyle Mısır’da tutuklandıktan sonra 2015 yılında Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Sisi tarafından verilen af kararıyla serbest bırakılan Fehmi, el-Jazeera’nın insan haklarına saygı göstermediğini ifade ederek, “Katar için insan haklarının hiçbir önemi yok. Bunun en büyük göstergesi 6 Katarlının vatandaşlıktan atılmasıdır. el-Jazeera ise intihar saldırganlarını destekleyen Yusuf el-Karadavi gibi teröristlerin görüşlerini yaydıkları bir minberdir” değerlendirmesini yaptı.