Doha yönetimi, Katarlıları Körfez bölgesine entegre etme çalışmasında önemli bir rol oynadığı bilinen Şeyh Abdullah Casim Ali Al-i Sani’nin banka hesaplarını dondurdu.

Şeyh Abdullah sosyal medya hesabı twitter aracılığıyla duyurduğu bu kararı, vatanı için ‘şeref madalyası’ olarak değerlendirdi.

Şeyh, Katar rejiminin ve ‘fırsat avcıları, menfaat dostları ‘ olarak vasıflandırdığı kişilerin halklarını kıskandıklarını, bunun kimseye bir faydasının olmayacağını, Katar’ı ve halkını korumalarının gerektiğini söyleyerek onları Körfez’in bağrına dönmeye çağırdı.

Geçtiğimiz ay, Şeyh Abdullah, Katar krizini çözmek için Doha ve Riyad’ın bir araya gelmeleri çağrısında bulunmuş, “Bu daveti aileme, kraliyet ailesine, işadamlarına, tüm Katar halkına hikmete ve barışa davet için, kalplerimizin bir olması için yapıyorum! demişti.

Katar hükümeti makamları bölgede fitne fitilini ateşlediğini ve istikrarı bozduğunu söyledikleri Körfez politikasının sonucu meydana gelen protesto dalgaları ile karşı karşıya. Katarlı akademisyenler geçen hafta vatandaşları muhalif protestoların bastırılması için kimyasal silahlar kullanılabileceği konusunda uyardılar.

Muhammed el-Mesfer’in hafifletmeye çalıştığı bu ifadeler, önde gelen bir kabilenin lideri olan Şeyh Talib bin Lahm bin Şarim ve Şeyh Al-i Merra kabilesi liderlerinin aile ve beraberlerindeki 50 kişinin vatandaşlığının sona erdirilmesi mallarına el koyulmasının ve yine Şeyh Şafi Nasır Hamud el-Haciri ailesi ve kabilesinin ailelerinin vatandaşlıktan çıkarılmasının ardından Katar’daki iktidarı kınayan muhalif halk hareketlerine üye olanların arasında yankı buldu.

El-Mesfer’in bu ifadeleri Al-i Merra, Yam ve Havacir kabilelerinin bir araya gelerek Katar’ın vatandaşlıktan çıkarma uygulamasını kınamasının ardından geldi.