Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Katar ve terör… Hesap zamanı geldi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Katar’ın Körfez ülkelerinde, Ortadoğu’da ve dünyada ektiği terör tohumları için hesap verme zamanı geldi mi?

Teröre halen resmi destek veren ve uluslararası komplolarla dokunulmazlığı hiç bitmeyecekmiş gibi davranan Katar’ın hesabının çok ağır olacağı kesin.

Katar hakkında son birkaç gün içinde British Broadcasting Corporation (BBC) tarafından yapılan ve Katar’ın DEAŞ teröristlerine 1,150 milyar doların üzerinde fidye vermesi yeni bir haber değil. Bu bilgi zaten mevcuttu. Ancak BBC’nin haberinin en önemli ve yeni tarafı örümcek evi kadar zayıf düşen Katar’ın terörizmi nasıl içselleştirdiğini ve kök saldığı konusunda net bilgiler sunması olmuştur.

Bu aşamada asıl soru uluslararası toplumun terörü dünyada kara veba misali yayılmasına yardımcı olan ve aynı anda Birleşmiş Milletler’e üye bir devlete karşı en acil şekilde ne yapması gerektiğidir. Özellikle BM Güvenlik Konseyi’nin Katar’ın terör oyunlarına ve terör gruplarını on yıldan fazla bir süre için yeterli parayla desteklemesine sus pus kalıp kalmayacağı ve Katar’a ne diyeceği merak konusudur.

Bu, Katar’ın terörizmle olan ilişkisinin ilk ortaya çıkışı değil. 1990’ların başından bu yana ABD güvenlik birimleri, Doha’nın bazı ‘El Kaide’ mensuplarına, özellikle de 2001 Newyork ve Washington olaylarının baş suçlusu olan Halid Şeyh Muhammed’e sığınak sağladığını doğruladı. ABD Federal Soruşturma Dairesi (FBI) eski müdürü Louis Freeh, Doha’nın Halid Şeyh Muhammed’i toprakları dışına çıkararak Pakistan’a kaçmasını sağlamasının ardından bu teröristi almayı başaramadı. Burada ilginç bir soru ortaya çıkıyor: Amerikan makamları Katar‘ın Halid Şeyh Muhammed’i’ topraklarında barındırdığını öğrendikten sonra Doha makamları Şeyh Muhammed’i nerede gizliyordu?

Sorunun cevabı: Katar, adı geçen teröristi El Kaide’ye ideolojik olarak bağlılığı ile bilinen dönemin İçişleri Bakanı Abdullah Bin Halid’in özel mülkü olan bir çiftlik evinde saklıyordu.

Adı geçen Bakan’ın 10 Ağustos 1996 yılında Sudan’da ikamet eden Usame Bin Ladin ile de buluştuğu biliniyor.

Katar’ın terörizme verdiği destek yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Katar’a ambargo uygulayan dört ülke bu gerçeğin farkında ve bu nedenle kesin ve dönüşü olmayan kararlar almış durumdalar. Buna karşın Katar altınlarıyla gözü dönmüş Washington ve Avrupa halen tereddüt ediyor. Batı’nın terörle mücadelede takındığı bu ikircikli tavır inanılırlığı ve niyetlerinin samimi olup olmaması konusunda soru işaretlerinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Yoksa Batı’nın terörizmle mücadeleden de öte daha stratejik hedefleri var. Bu durum, taktiksel bir yöntem kullanıldığına yönelik sorulara da neden oluyor.

Katar’ın terörünün birçok yanı tek tek ortaya çıkıyor. Zira Katar, teröristlere verdiği bir milyar ve birkaç milyon doları sözüm ona Katarlı vatandaşların kurtarılması için fidye adıyla gerekçelendirilebilir. Ama Katar’ın bütün Libya’yı rehin almasının çok büyük ve vahim sonuçları olacaktır.

Burada sorulması gereken sorular var: Katar, DEAŞ ve İslamcıların Libya’da son günlerde yerleşmesi için çalıştı mı? Bunu yaptıysa bir tek Libya’yı mı kontrol altına almak istiyor, yoksa koskoca ülkeyi mahvederek Libya üzerinden Afrika’nın kuzeyi ve güneyinde terörü yaymak mı istiyor?

Dikkat edilmesi gereken bir husus var, Suriye ve Irak’ta savaşan on binlerce DEAŞ’lı birden buharlaşıp haritadan yok olmadığı. Zira öldürülenler birkaç yüz kişiyi geçmiyor. Peki kalanlar nereye gitti o zaman?

Bu konu, dünyanın dört bir yanındaki istihbarat servislerinin gözünden kaçmadı. Katar’ın skandal bir biçimde DEAŞ’lıların Kuzey Afrika’ya taşınmaları için lojistik ve mali destek sağlaması net ve açıktır. Katar için teröristlerin Libya’ya gönderilmesinden daha iyisi olamaz. Zira Abdülhakim Bilhac gibi Katar tarafından öteden beri mali ve lojistik yönden desteklenen bir adam Libya topraklarında mevcut devletçiklerden birini yönetiyor. Bu adam, bu destek sayesinde Libya’yı Türkiye’nin havalimanlarına ve limanlarına bağlayan bir deniz ve hava filosunun sahibi konumunda.

Libyalı emniyet kaynaklarının belgeleri Doha’nın “Libya’nın Şafağı” operasyonlarının başlamasından bu yana 3 milyar dolardan fazla para harcadığını kanıtladı. Aynı kaynaklar, Katar’ın “Libya Şafağı” savaşçılarını desteklemek, müşavirlik ve lojistik destek sağlamak amacıyla Katar subaylarının başkent Trablus’ta komuta odalarında yer aldığı ve bu sayede Trablus ve Misurata havaalanları yoluyla büyük miktarlarda silahların girişini kolaylaştırdığını söyledi.

Fransız Le Parisien Gazetesi, Katar’ın Afrika’daki terörü desteklediğine yönelik detaylı rapor hazırladı. Rapor, Katar’ın terörizme desteğinin Afrika’nın kalbinde, örneğin, Mali Cumhuriyeti’nde, sivil ve köktendinci yangınları körükleyerek küresel boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor. Wikileaks, ABD’li ve Batılı diplomatlara atfen yayınladığı bir başka belgede de Katar’ın Mali’deki terörist grupları finanse ettiği, özellikle de Tuareg terörist grubu ve kuzey Mali’deki teröristlerin Doha’dan mali ve lojistik destek aldığı yönünde kanıtlar ortaya koyuyor.

Fransız İstihbarat Birimleri 2012 yılından bu yana Katar’ın Mali’deki rolünün ve oradaki terörist gruplara verdiği desteğin farkında. Söz konusu birimler, Katar’ın eski emiri Hamad Bin Halife’nin Mali’deki terörist gruplara sağladığı mali desteği raporlarla belgeledi.

Fransız medyası Katar’ın Mali’deki terörle olan ilişkilerini ortaya çıkarmaktan çekinmedi. Fransız istihbarat kaynaklarına atıfta bulunan ve Oknar Oonchini gazetesinde yayınlanan bir raporda, Doha çıkarlarına ters düşen bazı Afrika ülkelerinin istikrarını zedelemek amacıyla Kuzey Afrika’daki aşırı terörist gruplara büyük bir askeri, lojistik ve mali destek sağlamıştır.

Yine aynı gazete, ‘Arkadaşımız Katar Mali’deki teröristleri destekliyor’ başlığı altında Fransız istihbarat servisinin 2012 yılının başından bu yana Emir Hamad bin Halifa’nin himayesi altında Katar’ın oynadığı şüpheli roller konusunda Elysee Sarayı’na çeşitli uyarılar yönelttiğini haberleştirdi. Katar’ın aşırı cömert biçimde Tunus, Mısır, Libya ve Mali’deki terörist gruplara ve örgütlere silah, mali ve askeri destek verdiğini de ortaya koydu.

Tüm bunlardan sonra Katar’ın terörizmi destekleyen bir devlet olup olmadığını sorgulamak akıl kârı mı?

Washington, Brüksel, Moskova ve Pekin’in masum sessizliklerini daha fazla uzatmadan bu soruya cevap vermeleri gerekiyor.