İngiliz gazetesi Sunday Times dün Katar’ın yeni bir rezilliğini karşımıza çıkardı. Gazete, Katar’ın 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapma çalışmalarında rakiplerini sabote etmek için milyon dolarlar ödediğini ortaya koydu. Gazete Katar’ın bunu ‘karanlık işler’ yoluyla yaptığı ifadesini kullandı. Gazete, bir halkla ilişkiler şirketi ile CIA’nın eski ajanlarının ABD ve Avustralya’ya karşı başlatılan ve FIFA kurallarını çiğneyen bir ‘kirli oyunlar’ kampanyasında görevlendirildiğine ilişkin belgeler de sundu.
Elbette Katar’ın yapmış olduğu böylesi bir yolsuzluk, Dünya Kupası’na ev sahipliği yapma yarışında daha önce benzeri görülmüş şey değil. Bu, FIFA’nın kupaya ev sahipliği yapmak için yarışan ülkeler için koyduğu kuralların da açık bir ihlalidir. Söz konusu kanıtların Katar’ın Dünya Kupası’na ev sahipliği yapma hakkını geri çekmesi için yapılan çağrıları artırıp artırmayacağı bir yana Doha’nın bu yaptığı politikalarını uygulamak uğruna kirli para kullanmak suretiyle başvurduğu olmazsa olmaz araçlarından yalnızca biridir. Evlerin kapılarını çalıp çalmadığı mühim değil; önemli olan muradına ermek için parayı yeterli görüyor olmasıdır. Yasal veya yasadışı olsun, fark etmez.
Herhangi birinin Katar’ın bu rezilce hareketine şaşırdığını sanmıyorum. Bu, dünyanın en ses getiren şampiyonasına ev sahipliği yapmak için gerçekleştirilen yolsuzluklar dizisinin yalnızca bir bölümü. BBC’nin iki hafta önce yayınladığı rezaletten daha büyük olduğunu da düşünmüyorum. Hani Katar, terör örgütlerine tarihin en büyük fidyesini ödemişti… Hikâye aynı, senaryo farklı. İşin sonunda varılan nokta: Para. Yani Katar’ın sahip olduğu sürece kargaşa yaratma ve hedeflerini gerçekleştirme yolunda istediği her şeyi yapabileceğine inandığı şey…
Sunday Times, elektronik postalara dayanarak verdiği bir haberde Katar’ın ‘olumsuz söylentiler üretmek, rakiplerine karşı casusluk yapmak, önemli isimler hakkında istihbarat raporları yaymak ve halk gösterilerinin fitilini ateşlemek için gazeteciler, yazarlar ve benzeri birçok şahsı kiraladığını’ söylüyor. Katar’ın düşmanlarına yalan yanlış haberlerle darbe indirmek için bu anlaşmalı medyayı görevlendirme oyunu, Doha’nın ustalıkla oynadığı bir oyundur. Söz konusu İngiliz gazetesi, Katar’ın Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmak uğruna rakiplerini yenmek için karanlık yollara girdiğini ortaya çıkardı. Bu coğrafya, 20 yıldan fazla bir süredir Katar’ın kirli para ve işbirlikçi medya ikilisine dayanarak uyguladığı yıkıcı politikasından çok çekti.
Bence Dünya Kupası turnuvasına ev sahipliği için yaptığı yolsuzluk davası, tehlikelerine ve en popüler oyuna olan yansımalarına rağmen Katar’ın devlet üniforması altında bir yandan İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) kapısından diğer yandan avcıları serbest bırakmak, siyasi anlaşmalar yapmak ve şehirleri asıl sakinlerinden boşaltmak gibi versiyonlarla terör örgütlerini finanse ederken sebep olduğu büyük felâketin yanında pek de önemli değildir. Katar’ın bol olan parası sadece sporu kirletmekle kalmadı, milyonların ölümüne ve dünyanın gözü önünde yerlerinden sürülmelerine de sebep oldu.
Geriye İngiliz gazetesinin Katar Organizasyon Komitesi Başkan Yardımcısı’na gönderilen e-postalardan sızdırılanlara dayanarak ortaya çıkardığı en tehlikeli haber kaldı: Katar, başlıca düşmanlarına karşı ‘zehri’ yaymaya yönelik bir komplodan haberdarmış. Hatta oylama haftasında Dünya Kupası’nın Amerika’ya zararlı etkilerine dair Amerikan Kongresi’ne bir rapor bile hazırlamışlar. İşte kilit nokta da burası: Doha rejiminin düşmanlarına olduğu gibi dostlarına, rakiplerine olduğu kadar müttefiklerine de yaydığı Katar zehri.
Dostlarından ya da müttefiklerinden hiç kimse ne zaman o zehre maruz kalacaklarını bilmiyor. Rejim, ülkesinde büyük bir askeri üsse sahip olan dünyanın en güçlü ülkesine ihanet ettiyse komşularına ne yapmaz?!