Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Katar’ın Türkiye’ye desteği faydasız | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Her geçen gün Katar uluslararası dengeler oyununu derinlemesine anlamaktan ve geleceğini görmekten aciz olduğunu, küresel yönelim ve politikaları kavrama konusundaki sığlığını göstermektedir.

Katar, kardeşlerine olan düşmanca tutumunda kendisine destek olanlara, her şekilde borçlu ve başı eğik olacaktır ama bu desteğin kendisine olan sevgi ve saygıdan kaynaklanmadığını ve zamanı gelince verilen bu desteğin bedelini ödemesi gerektiğini de bilmektedir.

Katar, geçen birkaç gün önce, Erdoğan yanlısı medya tarafından şiddetli şekilde saldırıya uğradıktan sonra, Türkiye’ye 15 milyar dolarlık destek vermiştir. Bu medya organları Katar’ı, Ankara’nın, ABD ile tırmanan krizde, sessiz kalmakla suçlamış ve Doha kendisine yönelen saldırılar karşısında sus pus kalmıştır.

Doha’nın başındakiler büyük siyasi krizlerin bir avuç dolar sunarak çözülebileceğini düşünürken, Türkiye’nin Amerikalılarla olan krizi çok derindir.

Krizin derinliği Batı’nın yüzyıldır tanıdığı medeni Türkiye ile çağlar gerisine dönme hülyalarına dalan Türkiye arasındaki ideolojik bir ayrımda yatmaktadır.

“Katar’ın Türkiye’ye desteği faydasız…”

Bu tespit Ortadoğu’ya yaptığı son ziyaret esnasında konuşan ABD Ulusal Güvenlik Müsteşarı John Bolton’a ait. Bolton, Katar paralarının Ankara’ya oluk oluk akmasının ne Türk ekonomisinin ne Türk lirasının düşüşüne engel olmayacağının altını çizdi.

Bolton, yukarıdaki açıklamasında, Ankara ile Doha arasında imzalanan ve her iki ülkenin yerli para birimiyle ikili ticareti kolaylaştırmayı ve finansal istikrarını desteklemeyi amaçlayan anlaşmaya atıfta bulundu ve bu anlaşmanın yılbaşından bu yana Türk lirasının değerinin yaklaşık yüzde 40’ını kaybettiğini, zira; 411 milyar dolara ulaşan dış borcun ülke ekonomisine ağır bir yük getirdiğini ve anlaşmanın Liraya faydası olmayacağını vurguladı.

Katar uluslararası oyunları, ne eskide ne de yeni dönemlerde, anlamamıştır. İnadında ısrar edip yanlışları halletmemeyi yeğleyince büyük ülkelerin eskiden güvenilir müttefik sayılan ülkeleri kurban vermekten çekinmediğini kendi gözleriyle görmektedir.

Türkiye, ikinci dünya savaşından beri ve soğuk savaş dönemi süresince, Sovyetler Birliğine karşı ileri karakol rolünü almış ama yine de ABD için bu yeterli olmamıştır.

Uluslararası ilişkilerin sunağı üzerinde arkadaşlıklar değil, karşılıklı çıkarlar vardır. Katar, ABD’nin, ve özellikle Başkan Trump yönetimindeki ABD’nin, sağ kanadının zaman zaman olayları dini ve politik potada değerlendirdiğini bilmiyor, işte burada Doha’nın öldürücü vizyon körlüğü ve dünyayı anlamaması ortaya çıkmaktadır.

Katar liderlerinin kazanç zihniyeti, yani Katar gazının ve petrolün yüksek mali getirilerine mutlak bağımlılık, zamanın gerisinde kalmıştır. Birilerine havuç göstermek Katarlılara ABD nezdinde yarar sağlamamaktadır, zira; ABD, insanlık tarihinde belki de en güçlü imparatorluğu güçlü kılan bir mali ve askeri güce ve hegemonyaya sahiptir. ABD’nin gücü Roma İmparatorluğunun bir zamanlar tanıdığı gücün kat kat üstünde de olabilir. Bazıları Washington’un kaderinin Eski Roma’nın kaderine çok benzediğini söylese de, orası ayrı bir konu.

Katar’ın, Kongre üyesi olsun, gazeteci olsun, ABD elitlerini yeşil banknotlarla satın alma denemeleri sonuçsuz kaldı. Katarlılar Amerikan kamuoyuna sızamadı, gerçekleri ters yüz edemedi.

Bugün Amerikalılar, Amerikan demokrasisi satın almak için Katar’ın ölesiye girişimlerini akamete uğratmak için tetikte bekliyorlar. Bu bağlamda, her gün, Katar’ın yüksek çaplı bir skandalına şahit oluyoruz. Zira; yüksek derecede şeffaf, hatta mutlak şeffaflığa sahip ülkenin egemen sınıfının sızma girişimlerinin örtbas edilmesi mümkün değildir.

Bolton’un açıklamalarına paralel olarak, Arap Körfezi İşleri Genel Sekreter Yardımcısı vekili Timothy Linderking, Katar’ın Türkiye ile ABD arasında arabulucu rolünü oynadığı iddialarını reddetti.

Dışişleri Bakanlığı yetkilisinin sözleri bizim defalarca söylediğimizi bir kere daha doğruluyor. Amerikan pragmatizmi ülkeyi yönlendiren tek pusuladır, zira, yetkili sözlerine şunu ekledi: ‘Evet, Doha bundan önce lehimize bir çok rol almıştır, ama bu sefer zannetmiyorum’.

Katar’ın giymeye çalıştığı elbise güç ve kudretinin kat kat üstündedir. Bir kere daha tekrarlayayım, ülkelerin mukadderatı coğrafya, demografik etkenler, tarih ve medeniyet ve başka birçok ölçekle ölçülür. Ama para kriteri bu ölçeklerin en sonuncusudur. Bundandır ki, Katar’ın Dışişleri Bakanını Bakan Pompeo’yla görüşmesi için geçen Salı günü göndermesi Katar için kara leke olarak geri dönmesinden öteye gitmedi.

Birkaç hafta önce Katar, Amerikalılar için hoş bir sürpriz olacağını düşünerek, kendi topraklarındaki El-İdid ve El-Siliye Amerikan üslerini genişletme ve geliştirme projelerini sunma bahanesiyle Amerikalılara yaklaştı. Ancak Doha’nın Amerikalılardan aldığı yanıtlar gündüz rüyalarından kalkmalarını ve kartlarının Amerikan askeri yetkililerince bilindiği gerçeğini anlamalarını sağladı.

Katar’ın sahnelediği oyunun, Katar’ın bölgedeki uluslararası barış ve güvenliğine yönelik yıkıcı rolü, terörist gruplarla olan ilişkisi ve birçok terör örgütünü finanse etmesi karşısında Washington’un sessizliğini sağlamasına yönelik üstü örtülü siyasi rüşvetin ötesine geçmediği gerçeği, Pentagon’un bazı asil generalleri tarafından altı çiziliyor.

Katar liderlerinin ülkelerini tehlikeye atacak en büyük hatası, tarihin gidişatını rasyonel bir gözle okuyamamalarıdır.

Katar’ın dolarları Türklere yararlı olmayacaktır, bu açık.

Washington Post dergisinde Amerikalı yazar Todd Wood’un kalemiyle yayınlanan bir makalede, Bolton, ABD ve Türkiye arasındaki anlaşmazlığın rahip Brunson’un tutuklanmasından daha derin olduğunu, Atatürk’ün yönlendirmesiyle medeni bir ülke vasfını taşıyarak NATO’nun üyesi olan bir Türkiye ile Erdoğan’ın yönlendirmesiyle 19. yüzyıla dönme hevesinde olan bir Türkiye’nin ABD’den yol ayrımına düşmesi problemi olduğunun altını çizdi.
Bundandır ki, Amerikalılar ve Avrupalılar Türkiye’ye ne arkadaş ne de müttefik gözüyle bakmamaktadır, Başkan Trump’ın son günlerde belirttiği gibi.

Türkiye’ye verilen destek faydasız. Diğer ülkeler de, başta İran olmak üzere, sundukları himayenin bedelini, haraç istercesine, istiyor.

Katar‘ın kararı da egemenliği de elinde değil…

Problemlerden kaçış fayda etmez.