Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Kerkük’te seçim kampanyaları milliyetçi ve mezhepçi çizgide yürütülüyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Kerkük ve çevre bölgelerin tanık olduğu seçim kampanyaları, Kürdistan özerk bölgesi ve Irak’ın diğer bölgelerinde yürütülen kampanyalardan tamamen farklı bir şekilde ilerliyor.

Şarku’l Avsat ise gerçekleştirdiği bir saha turuyla durumu değerlendirirken, meydan ve sokakları dolduran parti, koalisyon ve adayların afişlerini inceledi. Ancak keskin bir parti çatışmalarını, aynı şekilde onlarca siyasi güç, blok, Kürt, Arap, Türkmen koalisyonları tarafından yürütülen seçim mücadelesini yansıtan dar sokaklar dahi, güvenliği kontrol etme ve 12 Mayıs’ta yapılması planlanan seçim atmosferine hazırlık amacıyla güvenlik güçlerinden ve yerel polisten federal polise kadar yoğun güvenlik önlemlerine tanık olmakta.

Arap çoğunluğa sahip mahallelerde, seçim reklamı ve propagandası açısından yalnızca Arap blok veya parti adaylarına rastlanılmamakta. Öyle ki aynı durum, Türkmen güçlerin afiş ve fotoğrafları, ayrıca Irak bayraklarının eşlik ettiği pankartlarla sınırlı olan el-Musalla, Hay el-Muallimin ve Tarik Bağdat gibi Türkmen mahalleleri için de geçerli.

Ancak Şorja, Şorva, İmam Kasım ve Azadi gibi Kürt mahallelerindeki Kürt adaylar, Kürdistan bayraklarının kullanılmasını, seçim afişlerine eklenmesini engellerken, seçim konuşmalarında kullanılan ifade ve sloganları da sınırlandırmış durumda.

Bu bağlamda Arap koalisyonu listesinde yer alan aday Hatim el-Tai, yasaların herkese ayrımcılık, dışlama veya müdahaleden uzak bir şekilde Kerkük’te seçim propagandası hakkı tanıdığını vurguladı. El-Tai, ancak bu fırsatın hepsi açısından eşit olmadığını belirtti. Üç ana partinin Kürt, Arap ve Türkmen olduğuna dikkati çeken aday, afiş ve fotoğrafların yırtıldığını söyledi. El-Tai, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Belirli bir partiyi temsil etmeyen bazı kesimler adayların fotoğraflarını yırtıyor. Ben de kişisel olarak bu durumdan etkilenenler arasındayım. Genellikle Türkmen ve Kürt güçler arasında bu afiş ve fotoğrafları kasten yırtan veya bozan örgütlü gruplar var. Bunlar Arap değil” dedi.

Hatim el-Tai, adayların kendilerini tüm mahallelerde tanıtma konusunda özgür olduklarını ifade etti. Yetkililerin adaylara yasal koruma sağladığına dikkati çeken el-Tai, Arap koalisyonunun iki ana eksene dayalı seçim programına da değindi. Bu çerçevede yetkili, “Birincisi Irak’ın toprak, halk, gökyüzü ve coğrafya birliğini korumaktır. İkinci olarak ise altyapısını onarmak ve nüfusun yaşam standartlarını yükseltmek için Kerkük’ün Irak’a bağlı kalmasıdır” şeklinde konuştu.

Irak Anayasası’nın 140. maddesinin içeriğine göre belirlenen Kerkük’ün idari ve siyasi akıbeti ile ilgili olarak, Arap koalisyonu adayı “Anayasaya bağlıyız ve hala anayasada olan ve anayasadaki belirli mekanizmalar aracılığıyla yürürlüğe konulan 140. madde de dahil, tüm maddeleri uygulayacağız. Ancak artık söz konusu maddenin, yeni siyasi dönemin taleplerini karşılamadığı kanaatindeyiz. Kerkük’ün yaşadığı tüm sorunlara ve tartışmalı alanlara köklü çözümler de dahil, bu maddeye alternatif olarak etkili projeler sunmaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.

Aynı şekilde Kerkük merkezli Türkmeneli Partisi lideri Rıyaz Sarıkahya, Kerkük’teki devamlı gerginlikleri tekrar gün yüzüne çıkarmamak, seçim sürecinin sorunsuz ve güvenli bir şekilde ilerlemesini sağlamak ve özellikle de farklı milliyetler ve partiler arasında bir rekabet olduğu için Türkmen veya Arap mahallelerinde Kürt adayların propagandalarının zorunlu olmadığını söyledi. Sarıkahya, “Bu durumlar, özellikle Kerkük’teki hassas durumun dikkate alınmasını gerektiriyor” dedi.

Rıyaz Sarıkahya, “Türkmen güçleri, 140. maddenin 2010 yılından bu yana süresinin dolduğuna inanıyor. Bağdat’taki yüksek anayasa mahkemesi bu konuya dair bir karar yayınladı. Bu nedenle Kerkük’teki ana unsurları temsil eden güçler arasında kalıcı barışı sağlamak için ilk sırada yer alacağız. Daha sonra Kerkük’ü kendi başına bağımsız bir ile dönüştürmek için alternatif bir proje oluşturacağız” dedi.

Öte yandan Kürdistan Yurtseverler Birliği partisi adayı Elmas Fadıl el-Agha da Kürt adayların Kerkük’te büyük engellerle karşı karşıya olduklarını belirtti. Kürt olmayan çoğu bölgede Kürt adayların afişlerin kasıtlı olarak parçalandığını söyleyen el-Agha, ilk olarak Komşu il Tuzhurmatu’da olduğu gibi Peşmerge ve Kürt güvenlik güçlerinin yeniden konuşlandırılması, bazı şeylerin 16 Ekim olayları öncesine geri döndürülmesi, yerlerinden edilmiş binlerce Kürt’ün kendi bölgelerine dönüşünün sağlanması, nihayetinde de uğradıkları zararlar için tazminat ödenmesi aracılığıyla Kerkük ve çevre bölgelerdeki güvenlik ve sosyal koşulların normalleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Yetkili, aksi takdirde bu bölgelerdeki seçimlerin dengesiz olacağını savundu.

Elmas Fadıl el-Agha ayrıca, “Kerkük, Tuzhurmatu, Dakuk ve diğer bölgelerdeki evlerine dönemeyen binlerce kişi var. Bu kişiler seçimlere katılamayacak ve bu da Kürt güçler açısından seçim sonuçlarına olumsuz yansıyacak. Nitekim koltuk sayısının azalacağını tahmin ediyoruz. Ancak Kürt seçmenlerin halk tabanı, söz konusu bölgelerdeki Kürt varlığını yoğunlaştırmak için seçim kampanyaları yürütmek istiyor” şeklinde konuştu.

Anayasanın 140. maddesine de değinen Fadıl, “Anayasa, madde ve fıkralar gibi bir zaman sınırıyla ilişkili değil, zira Peşmerge ve Kürt güvenlik güçlerinin haklarının tespit edilmesinin yanı sıra anayasanın, bulunduğu yere tam olarak uyması gerekmektedir” dedi. Yetkili ayrıca, Kürt adaylara oy kullanma çağrısı da yaptı.