Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Kerrubi İran’daki krizin adresi olarak Hamaney’i gösterdi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İranlı reformist lider Mehdi Kerrubi, “Devrim Rehberi” sıfatıyla Tahran rejimini yöneten Ayetullah Ali Hamaney’in politikalarına yönelik eleştirilerini tekrarladı.

Kerrubi, Uzmanlar Meclisi’ne gönderdiği bir mektupta, “Kusur, Rehber’in zorbalığıyla yüzleşememekte ve onun hain otoritesiyle kurduğu tekelci zihniyettedir. Hamaney, İranlılarının maruz kaldığı trajik durumdan sorumlu tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.

Kerrubi, Devrim Rehberi’ne bağlı kurumların dış politikaya, petrol satışına ve ekonomiye müdahale etmesini eleştirdi. Ayrıca Velayet-i Fakih rejimi teorisinde Rehber’i seçen, denetleyebilen ve azledebilen anayasal kurum olan Uzmanlar Meclisi’ne, rejimin en üst makamında bulunan Rehber’e bağlı askeri ve iktisadi kurumların durumu hakkında soruşturma açmaları çağrısında bulundu.

Kerrubi, dün Saham News web sitesi tarafından yayınlanan mesajında, Uzmanlar Meclisi’nin Rehber Hamaney’in faaliyetlerini denetleme gereği hakkındaki İran Anayasası’nın 111’inci maddesine atıfta bulunarak, Hamaney’in denetlenmemesinin “tiranlığa ve baskıcılığa” yol açtığını kaydetti.

İran’da Rehber’e bağlı olan en önemli kurumlar arasında “Yargı, Radyo ve Televizyon Kurumu, Anayasa Koruma Konseyi, Devrim Muhafızları, Besic Direniş Gücü, Astan Quds Razavi gibi hayır kurumları ve dini kurumlar” bulunuyor.

Kerrubi’nin mektubunda şu ifadeler yer aldı:

“Neden Devrim Muhafızları, Besic Direniş Gücü, polis güçleri, bankaların idaresi ve petrol satışı konusunda ve Devrim Muhafızları liderlerinin politik ve ekonomik ilişkilere müdahale etmeleri ile diplomasiyi sınırlandırmaları hakkına onu sorgulamıyorsunuz? Bunlar anayasaya ve (kurucu Rehber) Humeyni’nin emirlerine aykırı olan tutum ve davranışlardır.”

Uzmanlar Meclisi’ne gönderdiği açık mektupta İran halkının trajik durumundan bahseden Kerrubi, söz konusu duruma sebebiyet verdiğini düşündüğü Hamaney’e bağlı kurum ve kuruşları itham etti ve “Bu yönetim, ülkeyi (Pehlevi öncesi kraliyet ailesi) Kaçar Hanedanı dönemine geri döndürüyor” dedi.

İran Ulusal Güvenlik Konseyi Şubat 2011’de 2009 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yenilgiyi kabul etmeyi reddetmeleri ve Mahmud Ahmedinejad’ın ikinci dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasının ardından Yeşil Hareket’e protestolarda bulunmaları çağrısında bulunmaları üzerine reformcu liderler Mir Hüseyin Musevi ve eşi Zehra Rahneverd ile Mehdi Kerrubi’ye ev hapsi verilmesini emretmişti.

Geçtiğimiz sekiz yıl boyunca, ev hapsi verilmesi konusunda İran dini liderinin rolü hakkında birbiri ile çelişen bilgiler gündemi işgal etti. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, 2013 ve 2017 cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra ev hapsini kaldırmaya yönelik verdiği sözü yerine getiremedi.

Kerrubi, Rehber’i övmeyi bir kenara bırakıp merciye bağlı askeri ve iktisadi kurumların durumu hakkında soruşturma başlatmaları için Uzmanlar Meclisi üyelerine çağrıda bulundu ve İran anayasasında birtakım değişiklikler yapılmasını talep etti.

Reformist hareketindeki yoldaşlarına gönderdiği mesajda harekete olan inancını hala kaybetmediğini vurgulayan Kerrubi, iktidarın sonsuza dek bir kişinin elinde toplanmasına son verecek reformlarla bunun gerçekleşebileceğini belirtti. Bunun yanı sıra, rejimde gerçekleştirilecek reformların, İran topraklarının ve halkın güvenliğini temin edecek bir yol ile olabileceğine dikkat çekti.

“Özgür ve ulusal seçimler” yapılması çağrısında bulunan Kerrubi, bunun ancak Anayasa’yı Koruma Konseyi’nin adayların uygunluğunu belirleme gibi bir denetimi olmaksızın gerçekleşebileceğini kaydetti. Kerrubi, Anayasa’yı Koruma Konseyi’nin görevinin “iktidarda ve ekonomide artış gösteren yolsuzluğunu kaynağını bulmak” olduğunu söyledi.

Öte yandan, Uzmanlar Meclisi’nin (Meclis-i Hubregan-i Rehberi) ilk yarı yıllık toplantısını Salı günü yapması ve toplantının Çarşamba günü boyunca devam etmesi bekleniyor. Her 8 yılda bir oylama ile seçilen Uzmanlar Meclisi, Cumhurbaşkanı’nın da aralarında bulunduğu 88 önde gelen dini otoriteden oluşuyor. İran Devrim Rehberi’nin seçimi (mevcut liderin ölümü veya yokluğu durumunda) ve faaliyetlerinin denetlenmesi Meclis’in en önemli görevlerinden biri. Ancak Uzmanlar Meclisi pratikte Rehber’i hiçbir zaman sorgulamadı veya politikalarına karşı herhangi bir eleştiride bulunmadı.

Kerrubi’nin eleştiri oklarını yönelttiği İran yargısı söz konusu eleştirileri kabul etmedi.

Kerrubi, gazetecilere, siyasi aktivistlere, insan hakları aktivistlerine, öğretmenlere, öğrencilere, işçilere ve kadınlara karşı çıkarılan cezai hükümlere eleştirilerde bulunarak yargının adaletsizlik ekseninde hareket ettiğini iddia etti.

İran Yargı Erki Başkanı Sadık Laricani’yi de sert sözlerle eleştiren Kerrubi, “Yargı erki başkanlığı koltuğuna oturmakla devrim ve savaş arasında herhangi bir ilişki yok. Ancak, Ayetullah Mirza Ebu’l Hasan Cevadi Amuli’nin oğlu ve Meclis Başkanı Ali Laricani’nin küçük kardeşidir” ifadelerini kullandı.

Mektubunun devamında, 1988 yılında ilk İran dini liderinin vefat etmesinin ardından İran anayasasında yapılan reformları ve Hamaney’in Rehber olarak atanmasını eleştiren Kerrubi, Velayet-i Fakih’in “Velayet-i Fakih-i Mutlaka”’ya dönüştürülmesine ve Hamaney’in görev süresinin on yıllık olarak belirlenmemesine yönelik de eleştirilerde bulundu.

Hamaney’in dini liderlik makamına gelmesinde eski İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin rolüne atıfta bulunan Kerrubi, Cumhurbaşkanı’nın “Uzmanlar Meclisi” üzerindeki etkisine dikkat çekti.

Geçen ocak ayında, Rafsancani’nin ölümünün ilk yıl dönümü arifesinde, Humeyni’nin ölümünden ve Hamaney’in anayasal şartları sağlamamasına rağmen onun yerini almasından saatler sonra, kimliği belirsiz birtakım kimseler Uzmanlar Meclisi’nin ilk oturumunun 19 dakikalık bir kesitini sızdırdılar.

Sızdırılan video kesitinde, dini liderlik makamı için ehliyeti olmadığını ve gerekli şartları sağlamadığını belirten Hameney, seçilmesinin temel esaslara aykırı olduğunu söylüyor ve “Liderlik pozisyonu için benim gibi birisi seçildiği takdirde İslam milletinin durumunda kan ağlamak gerekir” ifadelerini kullanıyor.

Hamaney şu ana dek söz konusu kayıtlar hakkında herhangi bir yorumda bulunmadı.

Kerrubi’nin Hamaney hakkındaki bu mektubu, bu yıl içerisinde yazdığı ikinci mektup. İlk mektubu mart ayında yayınlamış ve 30 yıl boyunca sürdürdüğü idari ve siyasi pozisyonu ile ilgili Hamaney’in hesap vermesini talep etmişti. İran Meclis Başkan Yardımcısı Ali Mutahhari, söz konusu mektubun yayınlanmasının, 21 Mart’ta son verilmesi planlanan Kerrubi’nin ev hapsi süresinin uzamasından kaynakladığını söylemişti.

‘Velayet-i Fakih’ kurumu nedir ‘Rehber’ kimdir?

İran’da Şahlık rejiminin son bulduğu 11 Şubat 1979 halk devriminin ardından aynı yılın Aralık ayında düzenlenen referandum ile kabul edilen yeni anayasa ile ülkenin rejimi “Velayet-i Fakih esaslı İslam Cumhuriyeti” olarak ilan edilmişti.

Şii mezhebinin inanç esaslarına göre “Yeryüzünde gerçek adaleti, bir gün dünyaya geri dönmesi beklenen Hazreti Muhammed’in 12’nci kuşaktan torunu Mehdi’nin gerçekleştireceğine” inanılıyor.

Ayetullah Humeyni, “İslam’da Hükümet” adlı eserinde yeryüzündeki egemenlik hakkının Mehdi’nin vekili olarak Şii din adamlarına (Fakihlere) ait olduğunu teorize etti. 1979’dan vefatına kadar yönetimi elinde bulunduran Humeyni’nin 1989’daki ölümünün ardından Ayetullah Ali Hamaney, İran rejiminin en üst makamı olan Velayet-i Fakih kurumunu temsilen “Devrim Rehberi” ve “Veliyy-i Fakih” sıfatlarıyla ülkeyi yönetiyor.

Velayet-i Fakih teorisine katılmayan Irak, Kuveyt ve Lübnan’daki bir çok Şii otorite ise İran’daki rejimin ulusalcı yayılmacı politikalarına Şiiliği alet ettiğini savunuyor.

İran’da rejimin 1 numarası olan “Rehber”, İran İslam Cumhuriyeti’nin genel politikalarının tanımlanmasından ve denetiminden sorumlu olmakla birlikte silahlı kuvvetlerin Başkomutanı olup, askeri istihbaratı ve güvenlik operasyonlarını kontrol etmekte ve savaş açmada veya barış kabul etmede tek yetkili konumda bulunuyor.

Yargının, devlet radyo ve televizyonunun, polis kuvvetlerinin, silahlı kuvvetlerin baş yöneticileri ve 12 üyeli Anayasa Koruma Konseyi’nin 6 üyesi de Hamaney tarafından atanıyor.

Üyeleri doğrudan halk tarafından seçilen Uzmanlar Meclisi ise, 88 din aliminden oluşuyor. Uzmanlar Meclisi, İran’ın en önemli otoritesi olan “Rehber”in atanması ve denetlenmesi, Rehber’in ölmesi halinde yeni dini lideri belirleme görevlerini yürütüyor. Bugünkü Rehber Ayetullah Ali Hamaney’in atanması da 1989’da Uzmanlar Meclisi tarafından yapılmıştı.