Şam’daki Yermük Kampı’nın sakinleri için bayram nasıl geçiyor? Suriye’nin kuzeyindeki İdlib sınırlarında ve iç kısımlarında yer alan köyler, bayramı nasıl kutluyor? Süveyda ve Cebel-i Arab ahalisi, Kurban Bayramı’nı nasıl geçiriyor?

Hudeyde, Bayda, Muha, Beytü’l-Fakih, el-Lıhye, el-Melahiz, San’a ve Benhar, bayramı nasıl kutladı? Peki ya Libya’nın Sirte, Beyda, Derne ve Petrol Hilali bölgelerindeki halk? Bayram saatlerinde zaman onlar için nasıl geçti?

Basralılar, Semaveliler, Nasıriyeliler, Necefliler ve Bağdatlılar her ne yaşanırsa yaşansın yine de mübarek Kurban Bayramı’nın sevincini yaşadılar mı?

Bunlar, şu bizim dünyamızın bir kısmında yer alan ve belaya batmış, damla damla acıyı yutmuş şehirler, kasabalar, kamplar ve yerleşim yerleri. O kadar ki damarları kurumuş, yaşam belirtileri kaybolmuş, sevincin yaprakları yele kapılmış…

Suriye’de Türkiye, İran, Rusya ve ABD arasındaki uyumsuzluğun tablosu daha da belirgin hale geldi. Kim Esed’in askeri, kim düşmanı belli değil. Bir de ora ve bura arasında mekik dokuyanlar var.

Yemen’de ve Libya’da da bu durumun eşiğine gelindi… Savaş ve devletsizlik, güvenlik kaybı, kanun üstünlüğünün alaşağı edilmesi, mantığın mahkûm edilmesi ve milisçilik olgusu ile kaynaşmasına az kaldı. Bunlar, sonsuza kadar sürecekmiş gibi görünen tek gerçeklik haline geldi. İnsanlara da buna ayak uydurmak düşüyor. Hatta yaşam onlardan başlıyor ve onlarla sürdürülüyor!

Acaba bu mutsuz sahnenin kurbanları kimler ve neler?

Neyse… Bayramınız mübarek olsun… Allah bu halkları ve feleğin sillesini yemişleri kurtarsın… Adını geçirdiğimiz coğrafyada kim varsa…