Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Kıbrıs Rum Kesimi Dışişleri Bakanı: Bölgenin güvenliğini güçlendirmek için Suudi Arabistan ile birlikte çalışacağız | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Londra: Muhammed el Şhafi

Kıbrıs Rum Kesimi Dışişleri Bakanı Yoannis Kasudilis, ülkesinin bölgenin istikrarı ve güvenliği için Suudi Arabistan ile daha sağlam ilişkiler kuracağını duyurdu. Kasudilis yaptığı açıklamada “Ortak çalışmalar yürütebileceğimiz geniş alanlar mevcut” ifadesini kullandı.

Rum Kesimi lideri Nikos Anastasiadis, bugün Dışişleri Bakanı eşliğinde bölgedeki ilişkileri ve gelişmeleri görüşmek üzere Suudi Arabistan’a resmi bir ziyarette bulunacak. Kıbrıslı Bakan, Şark’ul Avsat’la gerçekleştirdiği röportajda ülkesinin Riyad’da elçilik açma adımından memnuniyetle bahset. Bakan Kasudilis, Suudi Arabistan’ın Kıbrıs’ın yeniden birleşmesine yardımcı olabileceğini belirtirken, ülkesinin mülteci, bölünmüş bir başkent ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) kendilerine verilen destek açısından Filistin’le benzerlikler taşıdığını kaydetti.

– Suudi Arabistan’a yönelik bu ilk resmi ziyaretinizden beklentiniz ve Riyad temaslarınızın önemine ilişkin görüşleriniz nelerdir?

Suudi Arabistan ziyaretimizi, bölgeye dair dış politikamızın bir tamamlayıcı adımı olarak görüyoruz. Ayrıca AB dış politikasına da katkı sunacağını düşünüyoruz. Kral Selman bin Abdulaziz el-Suud liderliğindeki Suudi Arabistan, Arap ve İslam dünyasında önemli, lider konumunda bir devlettir. Şu anda bu devletin, terörizm ve büyük tehditlerle mücadele başlıklarında bölgedeki ılımlı ülkelerin durumunu yeniden düzenlemeye yönelik bir eğilimi var. Aynı şekilde Kıbrıs ve Yunanistan da bu düzenlenmelerin yapılması için hazırdır.

– Riyad Büyükelçiliği’nin açılmasından sonra gelecekteki ilişkilerin seyri ne yönde olacak?

Suudi Arabistan’ın Kıbrıs’ın dış politikasının doğasını ve bölgeye verilen önemi anladığı düşüncesindeyim. Aramızdaki ikili ilişkiler, Suudi Arabistan’ın Atina Büyükelçiliği’ni ülkesinin Lefkoşa’daki çalışmalarını yürütmek üzere görevlendirmesi yönündeki kararla ilerledi. Ardından Riyad’da ülkemiz için bir elçilik açılmasına dair verdiği hızlı tepki de ilişkilerin konumuna önem kattı. Umarım Suudi Arabistan en yakın zamanda Lefkoşa’da da bir elçilik açacaktır. Ekonomi, çalışma sektörü ve turizm gibi birçok alanda geniş ortak çalışma imkânı olduğuna inanıyorum. Ayrıca bölgenin istikrarının ve güvenliğinin çıkarı için iki ülke arasındaki işbirliğinin güçleneceği kanısındayım. Kıbrıslı şirketler zaten Suudi Arabistan’da çeşitli sektörlerde faaliyet gösteriyor ve iyi bir hızda ilerliyor. Kıbrıs’a yönelik Suudi Arabistan yatırımları da mevcutta sürüyor.

– Trump’ın ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma kararıyla birlikte değerlendirecek olursak Kıbrıs’ın Filistin konusundaki tutumu nedir?

Kıbrıs, BMGK’nın dünyanın birçok bölgesine ilişkin aldığı kararlara büyük saygı duyuyor. Filistin sorununa dair ilkelerini destekleme konusundaki tutumumuz da değişmedi. Zaten işgal, mülteci ve bölünmüş bir başkente dair tutumumuz nasıl değişebilir ki? Bütün bu başlıklar bizim için büyük bir öneme sahiptir. Zira Filistin ve Kıbrıs arasında bu konularda benzerlikler var. Trump’ın attığı adıma ilişkin AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin aldığı karar doğrultusunda hareket ettik. Genel Kurul’un son kararı doğrultusunda oy kullanan 128 üyeden biriydik. BM kararlarına göre Kudüs’ün nihai statüsü taraflar arasında müzakere edilecektir.

– Peki, Arap-Kıbrıs ilişkileri hakkındaki değerlendirmeniz nedir?

Dış politikamız coğrafyaya dayanmaktadır. Bu nedenle komşularımızla iyi ilişkiler kurmaya çalıştık ve bu konuda da başarılı da olduk. Arap dünyası ortağımızdır. Bu bağlamda komşularımızdan kastımız aynı zamanda Körfez ülkelerini de kapsar.

– Mısır- Kıbrıs ilişkileri konusundaki ne düşünüyorsunuz?

Mısır her zaman Kıbrıs’ın önemli bir ortağı olmuştur. Şunu söyleyebilirim ki son beş yıl içinde Mısır ile olan ilişkilerimiz güvenlik, savunma, ekonomi, turizm ve diğer alanlarda stratejik ortaklık derecesinde bir gelişme gösterdi. Kıbrıs, Mısır ve Yunanistan arasında üç kez düzenlenen üçlü toplantıların bu açıdan önemli olduğunu düşünüyorum. Bu üç hükümet ve devlet liderlerinin görüşmelere verdikleri önem sayesinde işletilen siyasi mekanizmaların geliştiğine inanıyorum.

– Mısır’ı Orta Doğu’da önemli bir ortak olarak görüyor musunuz?

Mısır, Arap dünyasındaki en büyük İslam ülkesidir. Cumhurbaşkanı Sisi’nin göreve gelmesinden bu yana Kıbrıs bu ülkeye yardım sunan ilk devletler arasındaki yerini almıştır. Anastasiadis, Sisi’nin yemin törenine AB içinden katılan tek cumhurbaşkanıydı. Cumhurbaşkanı Sisi, Mısırlıların çoğunun isteklerine yanıt vermek ve kültürel kimliklerini yansıtmak için bu göreve geldi.

– Kıbrıs, Yunanistan ve Mısır arasındaki görüşmelerde bir doğalgaz boru hattı gündemdeydi. Bu adım Akdeniz’deki enerjinin geleceğini etkileyebilir mi?

Söz konusu başlık Kıbrıs ve Mısır arasında gündeme geldi. Doğu Akdeniz’de büyük miktarlarda hidrokarbon bulunduğunun bilimsel kanıtları var. Aynı şekilde AB, bu bölgeyi üyeleri için üçüncü bir enerji güvenlik koridoru olarak belirledi. Bu nedenle Doğu Akdeniz’deki tüm ülkeler bu mevcut stoklardan yararlanma çabalarını o bölgede artan aramalar ile yoğunlaştırmaya çalışıyor. Dimyat ve Edku’da olduğu gibi, mevcut alt yapılardan yararlanmanın ve yeni alt yapılar geliştirmenin ekonomimizin güçlenmesine de faydası olacağı görüşündeyim. Bu durum birbirimize yardım etmemizi de sağlayacaktır.

– Mısır, Kıbrıs ve Yunanistan son zamanlarda güvenlik işbirliğini güçlendirme yönünde de bir karar aldı. Bunun önümüzdeki döneme yansımaları nasıl olacak?

Bu üç ülkenin Savunma alanındaki işbirliği diğer devletleri hedef almıyor. Konu bu şekilde yorumlanamaz. Kimseyi tehdit etmedik. Güvenlik ve savunma yeteneklerimizi çeşitli yollarla güçlendirmeye çalışıyoruz. Aşamalı olarak geliştirilecek olan bu işbirliği savunma sınırlıdır. Ancak bu askeri bir ittifak değildir.

-Kıbrıs’ın yeniden birleşmesine yönelik yürütülen müzakereler ile ilgili son gelişmeler nelerdir?

Bu yönde son gerçekleştirilen müzakerelerde Federal Kıbrıs Cumhuriyeti konusunda şimdiye kadarki en önemli ilerleme kaydedildi. Türkiye’nin Kıbrıs’ta kuvvetlerini bulundurma konusundaki ısrarını sürdürmesi üzerine, harici konularda bazı anlaşmazlıklar oluştu. Bizim açımızdan çözüm Kıbrıs’ta garantör devlet ve yabancı kuvvetler bulunmaksızın normal bir devlet haline gelinmesidir.

– Sizce Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs’ta çözüme ilişkin politikaları ne yönde?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kuvvetlerini Suriye, Irak, Katar ve Somali’ye taşımasının ardından Kıbrıs’tan çekmeye istekli olup olmadığı konusunda kafamızda soru işaretleri var.

– Suudi Arabistan’ın Kıbrıs sorununu çözmeye yardımcı olabileceğini düşünüyor musunuz?

Evet. Birçok kişi meseleyi Ada’daki halk arasında bir sorun olarak görüyor. Gelecekte kurulacak Kıbrıs Birliği çerçevesinde ülkeyi Kıbrıs Türk toplumuyla paylaşmaya, Rum ve Müslüman Türk Kıbrıslılar arasında uzlaşı sağlamaya hazırız. Askıdaki sorunlar, Arap dünyasına yönelik farklı bir politika izleyen Türkiye’den kaynaklanacaktır. Türk kuvvetlerinin bölgeden ayrılmasının bu sorunun çözümü olacağına inanıyoruz. Müdahale etmek istemediğim bazı durumların var olmasına rağmen Türkiye de Suudi Arabistan ile dostluğunu güçlendirmeye çalışıyor. Bu bağlamda Suudi Arabistan’ın oynaması gereken önemli bir rol var.

– Sudan’daki Sevakin Limanı’nın Türkiye’ye verilmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Türkiye’nin bu konudaki niyeti henüz belli değil. Türkiye’nin Katar ve Somali’de askeri üs kurma hedefini anlayamıyorum. Tüm bu askeri üslerin kurulmasını gerektiren düşman kim?

– Diğer Arap ülkelerine ziyarette bulunmayı düşünüyor musunuz?

Birçok vesileyle bölgedeki bütün Arap ülkelerini ziyaret ettim. Karşılıklı ziyaretler devam edecektir. Hâlihazırda Başkan Nikos Anastasiadis bugün Suudi Arabistan’ı ziyaret ediyor.