Bu makale yayınlandığı zaman ABD Başkanı Donald Trump’ın dün vaat ettiği gibi belki de ABD’nin akıllı füzeleri, Suriye rejimine ait askeri merkezleri yok etmek için yola çıkmış olacak. Zira Avrupa Havacılık Güvenliği Ajansı(Eurocontrol), 72 saat içerisinde Suriye’ye olası bir hava saldırısı nedeniyle Doğu Akdeniz’de uçuş yapacak havayolu şirketlerine güvenlik uyarısında bulundu. Askeri operasyon, klor ve sinir gibi kimyasal maddeleri kullanmasından dolayı Suriye yönetimini cezalandırmak için gerçekleştirilecek. Kimyasal saldırı sonucu yaklaşık 43 kişi hayatını kaybederken, 500 kişi de tedavi görmektedir. Trump’la aynı fikirde olun ya da olmayın onun kırmızı çizgileri gerçek oldu. Bu gerçeği görmezden gelmek mümkün değildir. Ayrıca bu kırmızı çizgiler, selefi Barack Obama’nın kırmızı çizgilerine benzemiyor. Şayet Obama, Esed rejiminin kimyasal silahları ilk kez kullandığında bu operasyonu yapsaydı, Esed rejimi ve müttefikleri kimyasal silahları yeniden kullanamaz ve uluslararası düzlemde yasaklanmış zehirli gazlardan dolayı da Suriye’de yarım milyon insan hayatını kaybetmezdi.
Belki de Duma’da meydana gelen kimyasal saldırı barbarcaydı. Tabi bu, yeni bir şey değil. Tekrar ediyor. Bu saldırı, rejimin vahşiliğine ve halkını yok saydığına başka bir örnektir. Yapılması beklenen bu askeri operasyon, Washington’un bir yıl önce Han Şeyhun katliamına cevaben Şayrat Hava Üssü’ne 59 Tomahawk füzesi fırlattığı gibi bireysel tarzda olmayacak. Esed rejimine yönelik meydana gelen askeri gerilimde ABD, Suriye rejimine saldırı konusunda Rusya’nın sesinin yükselmesi halinde Rusya’yı yalnızlaştırmak amacıyla daha güçlü görünmek için müttefikleriyle bir araya geldi. Bu arada Rusya, Esed rejimi için ABD öncülüğündeki koalisyonla çatışmaya girmek istemiyor. Diğer yandan Rusya’nın Birleşmiş Milletler(BM) Büyükelçisi Vassiliy Nebenzia, Moskova’ya yöneltilen küstahça tehditlerin sınırı aştığı açıklamasında bulundu. Büyükelçi Nebenzia, Suriye’de Rus ordusunun zarar görmesi halinde askeri saldırı konusunda Batı’yı uyararak ülkesi için önemli olan şeyin birliklerinin saldırıya maruz kalmaması olduğunu dile getirdi.
Doğal olarak bu askeri operasyon, Suriye meselesini çözmek için yeterli gibi gözükmüyor. Bu, sadece halkını öldürmek için bütün yasakları çiğneyen bir rejimin cezalandırılmasına yönelik bir eylemdir. Aynı zamanda bu askeri operasyon, Esed müttefiklerinin en nihayetinde Suriye rejiminin işlediği suçların bir bedelinin olacağını bilmeleri için atılmış kararlı bir adımdır. Moskova’nın Esed rejiminin zehirli gaz kullanımını savunması dikkat çekici bir durumdur. Ayrıca Moskova, Suriye’de kimyasal silahların kullanılması hususunda 5 ülkenin kararına karşı veto hakkını kullanarak Güvenlik Konseyi aracılığıyla alınabilecek bütün kararları engelliyor. ABD’nin BM Büyükelçisi Nikki Haley, BM’ye bağlı Güvenlik Konseyi’nin Duma’da klor gazı kullanımına yönelik yeterli karşılığı veremediği zaman Washington’un gerekli işlemleri yapacağını söyledi.
Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önceki gün Paris’ten deklare ettiği Suudi Arabistan’ın tutumuna işaret etmemiz gerekiyor. Veliaht Prens, şartların gerektirmesi halinde ülkesinin Suriye’de askeri harekâttan yana olabileceğini ifade etti. Veliaht Prens, Suriye rejiminin ve milislerinin işlediği suçlara karşı koymak için uluslararası anlaşmalar olduğu sürece Esed rejimine karşı Riyad’ın tutumunun sabit olduğuna işaret ediyor. Prens Muhammed bin Selman’ın “The Time” dergisinde Esed’in şu an yönetimde kalıcı olduğu konusundaki açıklamaları, Esed’in yönetimden gitmesi hususunda uluslararası toplumun isteğine göre değil de olayları olduğu gibi dikkatlice nitelendirmektedir. Suudi Arabistan’ın tutumu, Esed’in varlığını desteklemedi ve hala da desteklemiyor.