Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Körfez’de yeni toplum mühendisliği | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Körfez’de yeni toplum mühendisliği alanında hızlı gelişmeler var. Neredeyse bütün Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerinin farklı şekillerde katıldığı bu proje, ekonomiyi ve toplumu tek kaynağa bağlılıktan kurtarıp, üretken bir hale dönüştürmeyi amaçlıyor. Bir yandan katma değer vergisi getiriliyor, diğer yandan da kısa vadede söz konusu projenin dar gelirliler üzerindeki yükü hafifletilmeye çalışılıyor. Bunun için vatandaşın cebine para transfer edilerek sunulan mal ve hizmetlerin fiyatları yavaş yavaş yükseltiliyor. Bu, yeni mühendisliğin ve gelişmenin belirtilerinden sadece birisidir. Bunun bir belirti olduğunu söylüyorum.

Yeni ekonominin yükünü herkesin taşıması, herkesin katkı yapması ve toplumun yeni şartlara hazırlanması için ekonomiyi ve toplumu yeniden yapılandırmak, orta ve uzun vadedeki büyük bir hedeftir. Gözlemciler ve aktivistler, bu politikanın (mal ve hizmet fiyatlarını artırma politikası) tamamı değil az bir kısmı kapsadığını anladılar. Toplum mühendisliği, etkileşim bakımından tek yönlü değil, takriben kimya mühendisliği gibi kapsamlıdır. Örneğin ilaçları ele alacak olursak; her ilaç kendi bileşeni içerisinde çeşitli ve bilindik unsurları içeriyor. Bir unsurun diğer bir unsurdan fazla olması halinde ilaç bozulur. Hatta insanlar için zararlı bir hale gelir. Bu durum toplum için de geçerlidir. Toplum birtakım (sosyal, siyasi, iktisadi ve kültürel) unsurlardan oluşmaktadır. Bu unsurlar birbirleriyle etkileşim içerisindedir. Bu unsurlardan birisi bozulduğu zaman toplumun işleyiş mekanizması da bozulur ve kargaşa meydana gelir.

Tüketim bakımından Körfez toplumu, değiştirilmesi mümkün olmayan sabit bir kültüre mi sahip? Aşırı tüketim, çağdaş Körfez toplumunun diğer bir özelliği mi, yoksa bu yeni bir şey mi? Tasarruf kültürüne dönmek ve savurganlığı bir kenara bırakmak mümkün mü?

Meselenin nasihatle bir ilgisi yok. Nasihat; eğitim ve farkındalık nedeniyle Körfez toplumunun büyük bir bölümünün hazmedemediği bir araçtır. Çünkü nasihat, akla değil duyguya hitap etmektedir. En iyi araç, tedbir kültürünü topluma yeniden kazandıracak eylem paketi üzerinde düşünmektir. Bu eylem paketi de eskimiş olanlarla başlayıp kanun ve medyayla bitmeyen uzun bir silsileye sahiptir. Bu konuda Kuveytlilerin 1930’lardaki olaylarla ilgili aktardıkları meseleler bize uymaktadır. Dalgıçlıktan elde edilen gelir azaldığı zaman Şeyh Ahmed el-Cabir, bist adı verilen özel elbiseleri giymekten vazgeçti. Çünkü normal bir adam için bu elbisenin fiyatı maliyetli oluyordu. Bu giysi, zorunlu bir gereksinim değil, aksine sosyal bir olguydu. Ülkesinin adamlarını selamlayarak bunu örnek göstermek istedi. İnsanları fazla masraftan kurtardı. Bugün dünden farklıdır. Dolayısıyla aranan örnek, hayat ve yaşam üslubuna ulaşmak için giysi örneğini aşıyor. Örnek çizgi, insanların yetkilileri tevazu içerisinde yaşarken görmeleridir. Kanun çizgisiyle alakalı örnek ise; Körfez ülkelerinde, şehirlerde ve mahallelerde gördüklerimizdir. Eğer caddelerde yürürseniz suların israf edildiğini görürsünüz. Sanki ülke, nehrin kıyısında yaşıyor. Evlerdeki işçiler, sınırlı bir kaynaktan gelen suyla hane halkının arabalarını yıkıyorlar. Önceki yıl Körfez’de kalkınma platformunun yıllık toplantısında katılımcılar, Körfez ülkesindeki suların tükenme olasılığını araştırdılar. Uzmanlar, bu olasılığın mümkün olduğu konusunda aynı görüşteler. Toplantıda “Körfez’in Susuz Kalmaması İçin” başlığıyla internette de mevcut olan bir kitap yayımlandı. Söz konusu kitap, bilinçli tüketim konusunda ciddi adımlar atılmadığı sürece suyun azalma olasılığıyla ilgili rakamsal uyarılarda bulunuyor. Bu konudaki uygulamalar söylenenler kadar güçlü değildir. Su tüketimi için söylenilen şeyleri, elektrik tüketimi için de söyleyebilirsiniz.

Diğer yandan şu an “nüfus yapısını düzenlemek” yani yabancı işçi sayısını azaltmak da yeni mühendislik projesi içerisinde yer almaktadır. Bununla ilgili veriler ürkütücü değil ama korkunçtur. Yani yerel nüfusun oranı genel nüfusa göre azdır. Nüfus yapısını düzenlemek derinlemesine araştırılmamış bir slogandır. Rakamlara daldığımızda bize düşünmeye ihtiyacımız olduğunu gösteriyor.

Yabancı işçiler, ev işçiliği gibi farklı sektörlere ayrılmış durumdalar. Öyle ki ev işçiliği en büyük sektör değildir. Fakat ev işçiliğini azaltmak için bilinçlendirmeye ve aynı şekilde anlık taleplere bağlı olmayan kararlara ihtiyaç duyuluyor. Ancak durum, bu kadar da basit değil. Nüfus yapısını düzenleme konusunda Körfez’den örnek verecek olursak; Kuveyt’teki yabancı işçilerin (mevcut 2015 rakamları) oranının şu şekilde olduğunu görürüz: Sadece yüzde 4’ü hükümette ve yüzde 25’i ev istihdamında çalışıyor. Geri kalan yüzde 71’lik kesim ise özel sektörde çalışıyor. Bu oran, Körfez ülkelerindeki oranlarla yaklaşık seviyededir. Bu istihdamın bir kısmından ya da tamamından vazgeçmek, büyük ve olumsuz ekonomik dalgalanma anlamına gelmektedir. Örneğin; (İstihdamı büyük oranda azalttığımızı varsayarsak ) mal ve hizmet fiyatları da yükselecektir. Yine aynı hizmetlerde azalma görülecektir. Çünkü yerel iş gücü, yabancı iş gücünün iştigal ettiği çalışma piyasasındaki eğitim seviyesine ulaşmadı.

Diğer yandan işçiler, vatandaşların sahip olduğu apartman dairelerinde ikamet ediyorlar. Yabancı istihdam azaltıldığı zaman gayrimenkul sahipleri de azalacaktır. Aynı zamanda apartman ve dairelerde oturma kültürü bugüne kadar vatandaşlar arasında yaygın hale gelmedi. Hatta vatandaş buna teşvik edilse bile, apartman ve dairelerin mimari, genişlik ve mahremiyet bakımından gereksinimleri karşılayacak şekilde değişmesi gerekiyor. Bir nevi devlet, nüfuz sahibi tüccar sınıfının baskılarıyla karşı karşıya kalıyor.

Reform süreci, Körfez ülkelerinde kadınının durumunu ele almasına rağmen bunun demografi üzerindeki etkisine de işaret etmek gerekiyor. Kadının orta vadede iş dünyasına girişi, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde mevcut istatistiklere göre 30 yıl öncesine kadar ortalama 6-7 çocuğa sahip aile yapısını da etkiledi. Bu sayı, ortalama olarak sadece 3 çocuğa düştü. Kadının çalışmaya başlaması başka bir olumsuz sonucun, yani yabancı iş gücüne olan ihtiyacın ortaya çıkmasına neden oldu.

Yeni ve istenilen ekonomi nedir? Aklımız, doğrudan bugün yaygın olan bilgi ekonomisine kayıyor. Bunun için günümüzde yaygın olan (işçi üreten eğitimden) farklı bir şekilde nitelik ve keyfiyet bakımından eğitim konusunda köklü bir düşünmeye ihtiyaç var. Aynı şekilde kalkınma ekonomisine müsaade etmek için yönetimdeki kurumsal sistemleri de geliştirmek gerekiyor.

Ekonomik reformun sonuçları bizi toplumsal mühendislik sürecine götürüyor. Ayrıca toplumun tamamına, yani 4 ana konu olan sosyal, iktisadi, siyasi ve kültürel meselelere bakmamızı zorunlu hale getiriyor. Bu reformların bir sonucu olarak Körfez toplumlarının yeni taleplerle karşı karşıya kalması bekleniyor. Reformun hesaba katılmayan sonuçları bizi şaşırtmadan önce yeni taleplere erken çözümler bulmak için hazırlıklı olmalıyız.

Sonuç olarak Körfez’de tek kaynağa sahip ülkelerin benimsediği kalkınma sorunlarından birisi de diplomanın vazifeyle ilişkilendirilmesidir. Diploma şüphe mahalline geçti. Bu ilişki değişecek mi?