Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Kötü ile daha kötü arasında Brexit seçeneği | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Theresa May hükümeti, önümüzdeki yıl gerçekleşecek Brexit’le birlikte Avrupa Gümrük Birliği’nden ayrılma sözü veriyor. Başbakan’ın tutumu siyasi açıdan anlaşılabilir gibi duruyor ancak savunulacak bir tarafı yok. Bu tavır, İngiltere’nin kendi kendini bir dar boğaza soktuğunun yansımasıdır.

Brexit’ten sonra AB’ye bağlı Gümrük Birliği’nde kalmak ya da ona özel olarak tasarlanmış bir alternatifine katılmak, Birleşik Krallık’ı AB’ye tam üyeliğinden ötürü kâr sağladığı mevcut anlaşmadan daha kötü bir anlaşma ile karşı karşıya bırakacaktır. Bu, AB’de kalmayı destekleyenlerin saflarında sıklıkla dillendiriliyor. Hatta belki ayrılmayı destekleyenler arasından bile birçok kişi bu konuda aynı düşünceye sahip. İşin doğrusu böyle bir durumun ortaya çıkması bile tek başına Brexit projesinin yanlış yönde ilerlediğini gösterebilir.

Brexit, yanlış bir istikamette ilerledi. Bu açıktır ve anlaşılır sebepleri vardır. Theresa May ve ekibi bunu kabullenmeye hazır değil.

Gümrük Birliği’ne bağlı düzenlemelerde koşulan şartlara rağmen herhangi bir anlaşma yapmadan –‘sert Brexit’ denilen şey de buna dâhildir- AB’den ayrılmak ülkeyi çok daha kötü bir durumun içine sokmak anlamına gelir. Bu aynı zamanda Kuzey İrlanda ile yapılan barış için de bir tehdit oluşturacaktır. Zira açık bir şekilde Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasında kapalı sınır uygulaması istenecektir. Gümrük Birliği’nde kalmak tüm bu tehlikeleri azaltır. Burada şunu söylemekte fayda var ki herhangi bir Gümrük Birliği üyesi ticari mal üzerinde ortak bir dış tarife uygularken kendi aralarında herhangi bir tarifeden muaf olarak ticaret yapar. Bu, Birleşik Krallık ile AB arasındaki pürüzsüz ticareti bozmakla kalmayacak ortak pazarda düzenleyici taahhüt ve tam üyeliğe de ihtiyaç hissettirecektir. Dolayısıyla Gümrük Birliği belki sınır meselesini çözmeyecek ama çözülmesine yardımcı olacak. Bu arada İngiltereli ihracatçılar, AB ile olan ticari ilişkilerinin bir anda kesilmeyeceğini bilmenin rahatlığı içinde olsun.

Sorun, Gümrük Birliği’nin Birleşik Krallık’ın tek başına yeni anlaşmalara imza atmasını engelliyor oluşudur. Bu da Brexit’in getireceği düşünülen temel faydalardan birini ortadan kaldırıyor. Daha da kötüsü İngiltere, AB ve üçüncü taraflar arasındaki ticari anlaşmalara göre iş yapmak zorunda kalacak. Bununla birlikte ne oylama yetkisine ne de AB üyelerinin toplayacağı meyvelerden pay alacağına dair bir garantiye sahip olacak. Birleşik Krallık nüfusunun yarısı AB üyeliğine olumsuz bakarken böylesi adaletsiz düzenlemeler, durumu daha da kötüleştirecektir.

Buna ek olarak Brexit taraftarlarının Gümrük Birliği’nde kalmayı destekleyenlerin gizli bir gündemi olduğuna dair şüphe etmelerinin bir sebebi var. Bu düzenleme, Brexit’in yanlış bir karar olduğunu üstü örtülü bir şekilde itiraf etmek anlamını taşıyor. Bu nedenle durum, Brexit katarını ters istikamete iten ilk adım gibi görünüyor.

Bununla beraber Brexit destekçilerinin hiçbir şekilde şikâyet etmeye hakları yok. Zira politikalarında güveni kaybeden bir yönetimin çatısı altındalar. ‘Sert Brexit’ başlığı altında öne sürdükleri yolun nasıl başarı getireceğine dair mantıklı bir fikir ortaya atamadılar.

Bununla ortaya çıkıyor ki esas nokta değişmedi. Brexit referandumu yanlıştı ve bu yanlışın şimdi düzeltilmesi gerekir; daha sonra değil. İngiltere meclis üyelerinin çoğunluğu Brexit’e karşı çıkmasına rağmen şu ana kadar herhangi bir görev üstlenmediler ve inandıkları gibi hareket etmediler. Bundan dolayı ülke ve yasa koyucuları, kendilerini kötü ve daha kötü arasında bir tercih yapma zorunluluğu karşısında buldu.

Ülke felâket ölçüsüne gelmiş bir lidersizlik ile nasıl başa çıkacak, işte bu halen belirsiz. Hem de önde gelen partiler başbakanlık koltuğu için AB’yi destekleyen bir aday çıkaramıyorken… Ülke de yorulmuş olacak ki Brexit katarını ters istikamete itmeye yönelik yeni bir referandum çağrısında bulunulmuyor. Bu nedenle büyük bir siyasi krizin yaşanması, ülkenin boğuştuğu kitlesel felç hâlinden çıkmak için tek yol gibi duruyor.