Kudüs ve Filistin yakası müftüsü Şeyh Muhammed Hüseyin, sadece elektronik detektörlü kapıların değil İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik her yeni uygulamasını reddedeceğini duyurdu. Hüseyin, Filistinlileri, İsrail’in tümü uygulamaları ortadan kaldıran kadar  elektronik kapıları boykot etmeye davet etti.

Kudüs müftüsü Şarku’l Avsata verdiği demeçte, Filistinlilerin mescitlerine tutsaklar gibi ve aşağılanmış bir şekilde girmeyi asla kabul etmeyeceklerini belirtti.

Müftü, İsrail rejimini Mescid-i Aksa’da ki kadim vaziyeti değiştirmeye kakışmakla suçladı.  Müftü, “Mescid’i tamamen ele geçirmek için adım adım ilerliyorlar.” ifadelerini kullanarak Yahudi radikaller mescidin içerisindeyken Müslümanların dışarıda namaz kıldığı bir tablo ile uygulanan elektronik kapı meselesini örnek gösterdi.

Müftü, “Yahudi radikallerin sorgusuz sualsiz mescide girmesine izin veriliyor. Müslümanları aşağılamak amacıyla arama şartı koşuldu. Onlar için Esbat Kapısı açıkken,  Müslümanların karşısına elektronik kapılar dikildi.  Biz bu kapılardan girmeyi kabul etmiyoruz. Dini ve siyasi merciler ile sivil toplum kuruluşları tarafından tavizsiz bir direniş söz konusu. Hem de sadece elektronik kapılara karşı değil; İsrail kuvvetlerinin yapmış ve yapacak olduğu her türlü icraatın karşısında olacağız” dedi.

Konuşmasına şu sözlerle devam etti, “Biz daha başka uygulamalar olduğunu tahmin ediyoruz. İsrail’in Mescid-i Aksa’nın içine dönük uygulamaları da var. Henüz bu uygulamaları görebilecek kadar  yaklaşamadık. Fakat şimdi söylüyoruz ki tarihi duruma müdahale eden ne kadar uygulama varsa bizim nazarımızda hiçbirinin geçerliliği yoktur.”  Bu uyarının ardından Müftü, İsrail vazgeçip önceki gibi kapıların tümünü açana değin İsrail’in Mescid-i Aksa’ya dönük uygulamalarının tümünü boykot etme çağrısı yaptı. Müftü, “Biz saygı bekliyoruz. Mescid-i Aksa’ya özgürce girip İsrail müdahalelerinden uzak bir şekilde namaz kılmak istiyoruz. Mescid-i Aksa’nın, kapısında bekçileri ve elektronik kapıları olan herhangi bir ticari kurummuş gibi muamele görmesini kabul edemeyiz.”

“Bu temel bir mesele. Söyledik ve söylemeye devam edeceğiz: Aksa, Müslümanlarındır. Soruyoruz: İsrail, oranın tamamıyla Müslümanlara ait olduğuna bizi ikna edip onlar (Yahudiler) için kapı koymak ister mi?” diyerek devam etti.

Filistinliler, Mescid-i Aksa’ya elektronik kapılardan geçerek girmeyi reddederek kapıların önünde namaz kılmayı tercih ettiler. Bunun üzerine tansiyon yükseldi ve ardından yaşanan çatışmalarda yaralamalar oldu

Namaz kılanların ve Vakıflar Dairesi tarafından Mescid- i Aksa sınırlarından İsraillileri uzak tutmak ve Filistinlilerin egemenliğini sağlamak için görevlendirilen bekçilerin ve sorumluların olmadığı günlerde Aksa, ziyaret gerekçesiyle gelen radikal Yahudileri ağırladı.

Müslümanların Mescid’in dışarısında kaldığı Yahudilerin ise içeride gezindiği sahneler halkın tepkisine neden oldu ve Mescid’in zaman ve mekân olarak (Yahudiler ve Müslümanlar arasında) bölünmesi söylentilerinin sebep olduğu endişeleri şiddetlendirdi.

Yaşlı amcalar ve teyzeler günlerdir devam eden kuşatmanın sebep olduğu yürek yangınını söndürmek için Mescid’in kapıları önünde gözyaşları döktüler.

İsrail, geçen Cuma mescidin kapıları yakınında gerçekleşen ve İsrailli iki polisin ölümüne sebep olan bir silahlı saldırıdan sonra Mescid-i Aksa’yı  tamamen kapatmıştı. Saldırıyı Ümmü’l-Fahm şehrinden 3 genç gerçekleştirmiş ve polis kurşunuyla öldürülmüştü. Kapılar Pazar gününe kadar kapalı kaldı. İsrail, daha sonra kapıların bir kısmını açtı ve diğer 9 kapının arasından seçilen iki kapıya arama yapmak için elektronik bölmeler koydu.

İsrail , Kudüs’ün Yahudi ziyaretçilerine,  Mescid’e giriş izni verirken,  Filistinlileri içeri girmesini engellemek için takip etti. İslamî Vakıflar İdaresi yetkilileri Mescid’e girmeyi reddedince Kudüs sakinleri de onları izledi.

İslamî Vakıflar İdaresi yetkilileri ve Müftü dün Şarku’l Avsat’a verdikleri demeçte İsrail’in uygulamalarına karşı çıkarak kapı uygulamasına kesinlikle itibar etmemeleri ve onlardan geçerek Mescid’e girmemeleri konusunda Kudüs halkına telkinde bulundu.

İslamî Vakıflar İdaresi başkanı, Yüksek İslamî Heyet başkanı, Kudüs ve Filistin yakası müftüsü ve Filistin Şeyhülislamlık makamı yetkilisi temsilciliğinde İslamî merciler, mübarek Mescid-i Aksa için dualar ederek vatandaşlardan zalim İsraillilerin uygulamalarının tümünü reddetmelerini talep ettiler. Mübarek Mescid-i Aksa’ya girerken elektronik kapılardan geçilmesinin şart koşulması karşısında “halkı namazlarını ve ibadetlerini Mescid-i Aksa kapıları önünde ve Kudüs sokaklarında eda etmeye davet ettiler.”

Öte yandan İsrailli bakanlar kapı meselesinde itiraz kabul edilmeyeceğini ilan ederken, İsrail İç Güvenlik Bakanı Gilad Erdan da, güvenlik uygulamalarının tartışmaya açık olmadığını dile getirdi.

İsrail’in, Filistinli halkın gittikçe artan ve çatışma ile sonlanması muhtemel tepkisine ve Filistinlilerin, Ürdünlülerin ve Arapların son uygulamalar karşısındaki uyarılarına rağmen mevcut durumu korumakta ısrarcı olup olmayacağı bilinmiyor.

Resmi açıklamalara göre Filistin Başbakanı Rami Elhamdulillah, dün Ürdün Başbakanı Hani el-Mülki ile “İsrail’in Mescid-i Aksa üzerindeki tehlikeli hadsizliği, Mahmud Abbas ve Ürdün Kralı İkinci Abdullah önderliğinde Filistin ve Ürdün komutanlarının yoğun hazırlıkları, Mescid-i Aksa’nın ve Kudüs’teki Müslümanların ve Hristiyanların mukaddes değerlerinin müdafaası ve İsrail’in hukuku ihlal etmesi gibi konuları konuşmak için” telefon görüşmesi yaptı.

Elhamdulillah, İsrail’in Kudüs’teki “kadim vaziyet”e ve Mescid-i Aksa’nın dinî ve tarihî konumuna müdahale etme tasarıları konusundaki ikazının ardından, Mescid-i Aksa’ya yönelik uygulamaları temize çıkarmak için ortaya atılan İsrail Emniyeti bahanelerine hiçbir şekilde itibar etmediklerini vurguladı.

Elhamdulillah, İsrail’in özellikle Kudüs’e yönelik askeri etkinliklerinin, güvenlik tehdidinin, tepkilerin artmasına sebep olacağı uyarısını yaptıktan sonra; işgalin durdurulmasının tüm bölgeye barış getireceğinin altını çizerek, İsrail’e hak ihlallerinden vazgeçme çağrısı yaptı.

Elhamdulillah, Mescid-i Aksa’ya ve Kudüs’ün mukaddeslerine sahip çıktığı ve uluslararası meclislerde her daim savunduğu için Kral İkinci Abdullah’a ve Ürdün komutanına teşekkür ve övgülerini yineledi.

Bu arada Hamas Hareketi Siyasi Bürosu Başkanı İsmail Haniye, Gazze’de “Halkımız ve onun direnci işgal planlarının başarıya ulaşmasına meydan vermeyecektir. Aksa, açık bir savaş alanı ” dedi.

Haniye Şarku’l-Evsat’a yaptığı açıklamada: “Siyonist yapının son faaliyetleri, Mescid-i Aksa’nın tamamına hâkim olma emellerine bir girizgâh olması dolayısıyla tehlikeli gelişmelerin habercisidir. Beytü’l-Makdis’teki mücahit ve savaşçı halkımızın elini sıkıyor ve onlarda Aksa’yı lekeleyen terörist yerleşimcilere karşı direniş ruhunu canlandırıyoruz.” dedi.

Diğer yandan Arap Devletleri Birliği Heyeti, dün yaptığı açıklamada; İşgalci İsrail rejiminin Mescid-i Aksa’ya yönelik uygulamalarını kınayarak, işlerin tehlikeli bir hal alarak bölgede dinî bir savaşın patlak vermesinden endişe duyduklarını dile getirdi. Heyet, bu gibi uygulamaların Filistin halkının, Arap ve İslam milletlerinin mukaddeslerine karşı apaçık bir düşmanlığa işaret ettiği gibi Güvenlik Konseyi, UNESCO ve İnsan Hakları Konseyi’nin kararlarını içeren BM kararlarına ve uluslararası hukuka da aykırı olduğuna dikkat çekti. Bu kararlara göre, Kudüs işgal altında bir şehirdir ve 1967’de işgal edilmiş Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçasıdır. Ve Harem-i Şerif yalnızca Müslümanlara ait bir kutsal mekândır.

Heyet, İsrail’in elektronik kapılar gibi tüm uygulamalarından vazgeçerek girişleri eski haline çevirmesi, Filistin halkının evlatlarının dini değerlerine saygı göstermesi gerektiğinin altını çizdi.İşgal edilmiş Kudüs topraklarında ve Mescid-i Aksa’daki kadim vaziyete herhangi bir müdahaleye dönük itirazını açıkça ifade etti.

Arap Birliği Filistin Temsilcisi Cemal Şevbeki de, Mescid-i Aksa’nın kapatılması ve İsrail’in haddi aşan uygulamalarına yönelik Filistin Devleti’nin talebi üzerine, acil bir toplantıya karar verildiğini açıkladı.

Şevbeki, İsrail’in Filistin halkına savaş açtığını, Netanyahu’nun başkanı olduğu aşırı sağ hükümetinin el-Halil şehrindeki İbrahim Mescidi’nde olduğu gibi, Mescid-i Aksa’yı da zaman ve mekân olarak iki tarafa bölmek niyetinde olduğunu; bu yüzden de Kudüs sakinlerini sıkıştırma siyaseti güttüğü belirtti.