Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Kürdistan’da kıvılcım başlamadan önce | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Bölge, yüzde 92,7 oranlık bir katılımla Irak devletinden bağımsız olmak için halk oylaması yapan Kürt halkı hariç, 25 Eylül’de yeni bir güne uyandı. Olaylar artmadan önce Irak hükümeti, Ankara ve Tahran’daki mevkidaşlarıyla koordine kurarak dört sınır kapısını -ikisi Türkiye’yle diğer ikisi de Tahran’la olan sınır kapılarını- geri almaya kararlı olduğunu deklare etti. Ayrıca Kürt bölgesine ve Kürt bölgesinden yapılan uçuşlara yasak getirildi.

Irak ordusu referandumdan iki gün önce Huveyce’de bulunan DEAŞ mevzilerine operasyon yapmak için konuşlandıktan sonra tartışmalı bölgelerle ilgili, özellikle de petrol bakımından zengin olan Kerkük’te silahlı çatışma senaryoları gerçek olabilir. Çünkü sahada her an askeri bir çatışma patlak verecek gibi duruyor.

Unutmamamız gerekir ki Kürdistan’daki yerel hükümet, referandum düzenleme konusunda uluslararası toplumla karşı karşıya geldiği zaman, Irak ve bölgede meydana gelen gerginlikten sadece kendisi sorumlu değildir. Kürtlerin referandum yapacaklarıyla ilgili duyuru yeni bir şey değildir. Referandumun tarihi uzun bir süre önce belirlenmişti. Ayrılma konusundaki kararlılıklarını yineleyerek, maruz kaldıkları kötü muamele yıllarına dikkat çektiler. Bu durum, onları kendi devletlerini kurmak için zamanın tam olarak uygun olduğunu düşünmeye sevk etti.

Hiç kimse, Kürtler ve merkezi devlet arasındaki ilişkileri reforme etmek için girişimlerde bulunmadığı bir zamanda ABD, Avrupa Birliği, Türkiye ve İran’ın yaptığı uluslararası ret neredeydi? Özellikle Kürdistan hükümeti, yönetim ve kaynakların adil olarak paylaştırılmaması nedeniyle Bağdat’taki merkezi hükümetin Kürtleri programlı bir şekilde uzaklaştırdığını iddia etti. Bütün bunlara rağmen anlaşmazlıklar unutularak kenara itilmeye devam edildi. İşte bu durum, Kürtleri ayrılmak konusunda olumlu sonuçların çıktığı referandumu düzenlemeye sevk etti.

Kürdistan hükümeti, referandum sonucunu doğal kaynaklarla ilgili merkezi hükümetle yapacağı müzakerelerde pazarlık kartı olarak kullanacaktır. Ayrıca referandum sonucu herhangi bir uzaklaştırma ya da kenara itilme olmaksızın, otonom yönetim konusunda Kürdistan hükümetinin siyasi tutumunu sağlamlaştıracaktır.

İran, Türkiye ve Irak merkezi hükümeti tarafından Kürdistan bölgesine karşı önceden görülmemiş şiddetli bir ambargo uygulanıyor. Kürt halkı aç bırakılmakla tehdit ediliyor. Asında Kürtler, önceden referandumun bağımsızlığı tek taraflı ilan etmek anlamına gelmediğini açıkladılar. Aksine, Kürtler ayrılma şartlarıyla ilgili olarak Irak devleti, komşu ülkeler ve uluslararası toplumla birlikte müzakere sürecine adım atılması gerektiğini itiraf ettiler.

Makul şartlar altında bu veya konfederasyon meydana gelirse belki de bu durum, Kürtler için şu anki otonom yönetimin yeni bir nüshası olacaktır. Kürtler, merkezi hükümet ve diğer devletlerin ihmalkârlıklarından usandıktan sonra, büyük devletlerin merkezi hükümetle Kürtler arasındaki reformlara yoğunlaşmalarını sağlamak için referandum düzenlemediler.

Şuna da işaret etmek gerekiyor ki bağımsız Kürdistan devleti rüyası, bölgesel ve uluslararası düzlemde reddedildiği sürece gerçeğe dönüşmesi zordur. Coğrafi olarak beklenen Kürt devletinin denizle bir bağlantısı bulunmuyor. Kürtler, bağımsızlık fikrine karşı çıkan komşu ülkeler tarafından tamamen kuşatılmış bir vaziyettedir.

İktisadi olarak Kürdistan hükümetinin ekonomisi, Türkiye’den geçen borularla nakledilen ve merkezi hükümet aracılığıyla ihraç edilen petrole dayanıyor. Kürdistan bölgesi, Akdeniz’e nazır Ceyhan limanına giden borular üzerinden hâlihazırda yaklaşık 550 bin varil –günlük üretim 600 bin – petrol ihraç ediyor. Petrol, Kürdistan bölgesinin temel gelir kaynağı addediliyor. Kürdistan bölgesi, merkezi hükümet ve Türkiye ile arasındaki bu gergin durum devam ettiği sürece bütün gelir kaynakları duracaktır. Petrol, Kürdistan bölgesinin tek ve en önemli güç kaynağı olduğu halde Erbil, petrol ihraç etmeksizin nasıl bir devlet kurabilecek?

Kürt halkının büyük bir çoğunluğunun ayrılmak için oyladığı referandum kartıyla birlikte Kürdistan hükümeti, kendisini konfederasyona götürebilecek güçlü bir müzakere kartına da sahip bulunuyor. Şu an olduğu gibi Kürt halkı konfederal bir yapıda kendisini kenara itilmiş hissetmeyecek. Herkesin istediği gibi Irak’ın bir bütün olarak kalması garanti altına alınacak.

Tüm bunlar, Irak anayasasının belirleyeceği mekanizmalara göre, Erbil ve Bağdat arasındaki çekişmeli bölgeler de dâhil olmak üzere askıya alınmış meselelere çözüm bulmaya, ortak bir pazar ve para birimi oluşturmaya katkı sağlayacaktır. Böylece Kürdistan bölgesi bağımsız ekonomik, kültürel ve dış politikaların anahtarlarını muhafaza etmiş olacaktır.