Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Küresel savaşın yüzüncü yılında… Fikirleri öldü mü? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Birinci Dünya Savaşı’nın öncelikle bir Batı Avrupa savaşı olduğu doğrudur. Ancak evrensel ya da küresel bir nitelik kazanması da boşuna değildir. Bilakis etkileri günümüze kadar devam eden korkunç sonuçları vardır. Arap ve Müslüman dünyası da dâhil olmak üzere dünyanın birçok yerini etkilemiştir.

İçinde bulunduğumuz kasım ayının 11. günü, Birinci Dünya Savaşı’nı askeri açıdan sona erdiren ateşkes anlaşmasının 100. yıldönümünü ifade ediyor.

Savaşın son dakikalarını belgeleyen ve Fransız-Alman cephesinde banda alınmış ses kayıtları var. Moselle Nehri yakınlarındaki Amerikan cephesinden topçu sesleri duyuluyor. Bu nehir, Ren Nehri’nin kollarından biridir. Duyulan sesler, savaşın bitiminden bir dakika öncesini veya sonrasını ifade ediyor.

Ses kaydı oldukça etkileyici. Zira top atışlarının uğultuları yavaş yavaş kayboluyor ve ardından kuşların ötme sesleri duyulmaya başlıyor. Kuşlar adeta savaşın bitimini kutluyor. Ses kaydının olduğu bant, savaşın bitiminin 100. yılı anısına oluşturulan “İmparatorluk Savaş Müzesi” sergi salonunda yer alıyor.

Bu büyük savaşın bizim üzerimizdeki etkilerini biraz da olsa düşünmeye çalışalım. Elbette burada Arapların Osmanlı askerleri yapılmasından (seferberlik), yaşadığı kıtlıklar ve talihsizliklerden ya da İngiliz İmparatorluğunun Arapların duygularını ve hayallerini nasıl manipüle ettiğinden veya Arap topraklarındaki Avrupalı güçlerin mücadelesinden bahsetmeyeceğim. Mısır ve Libya arasında El-Alameyn Savaşı bunun tipik bir örneğidir. Burada sadece bir etkiden bahsedeceğim. İttihat ve Terakki Cemiyeti liderlerinin 1909 yılında Abdülhamid’in yaklaşık otuz yıllık (1876-1909) saltanatını yıktığı iyi biliniyor. Abdülhamid bu 30 yıl boyunca hilafet makamının kutsallığını zihinlere yerleştirmeye çalışmış ve hilafet fikrinin propagandasına yoğunlaşmıştı. Hatta Abdülhamid’in vefatından sonra dahi bu durum hız kesmeden devam etmiştir. Bu dönemin sancıları Müslüman Kardeşler (İhvan) cemaatinin doğmasına neden olmuştur. Hilafet fikri, inşa ettikleri ideolojinin köşe taşını oluşturdu. Sonrasında ise bu ideolojiden El Kaide ve DEAŞ türedi. (DEAŞ’ın hilafet vurgusunu hatırlayalım)

Kudretli Osmanlı İmparatorluğu bu savaş yüzünden o zamanın diğer imparatorlukları (Rusya, Avusturya ve Macaristan) gibi yıkılma sürecine girdi. Osmanlı generali olan Mustafa Kemal Atatürk devrim yaptı, vatanını istilacılardan kurtardı ve İstanbul’daki zayıf Osmanlı Sultanı’nın aksine bir Türk kahramanı olmayı başardı.

Bu savaşın açtığı cepheler halen devam ediyor. En önemlisi, bu savaştan doğan fikir ve inanç savaşlarıdır.

Sıradan silahlar ve makineli tüfeklerle 11 milyon kadar askerin öldürüldüğü korkunç bir savaştan bahsediyoruz. Savaşta yer alan bütün ülkeler yaklaşık 56 milyon askerini bu savaş için istihdam etti. Kiliseler, camiler, hastaneler, şehirler ve köyler yerle bir edildi. Biz Araplar ve Müslümanların 100 yıl önce yaşanmış bu büyük savaş üzerinde iyice düşünerek faydalı analizler yapmamız gerekmez mi?