Şam’ın kuşatma ve bombardıman altındaki Doğu Guta bölgesinde yaşayan 28 yaşındaki Asya, bombardımanlardan korunmak için sığındığı yeraltı sığınağında BBC’ye yaşadıklarını anlattı. Asya’nın eşi, bir sabah işine giderken rejim güçlerinin bombardımanı sonucu ölmüş.
Asya, BBC muhabirine, “Füze ve bombaların sesleri kızımı korkutuyor. Korkudan kızımın saçları dökülmeye başladı” diyor.
Esed rejimine bağlı güçlerin Doğu Guta’daki sivil yerleşim alanlarına yönelik yoğun bombardımanı altıncı gününü geride bırakırken, bombardımanlar sonucu şu ana kadar en az 400 sivil öldü, binlercesi de yaralandı. Esed rejimine askeri destek sağlayan Rusya ise Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) sunulan 30 günlük ateşkesi ön gören karar tasarısı hakkında “Gerçekçi olmadığı” gerekçesiyle sıcak bakmıyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) bildirdiğine göre, Esed rejimine ait savaş uçakları, kasım ayı ortalarından bu yana Doğu Guta’ya yönelik bin 290 hava saldırısı gerçekleştirdi. Rejim güçleri, bu süre zarfında bölgeye 6 bin 690 füze fırlattı.
Rejim güçleri, pazar gününden çarşamba gününe kadar bölgeye yönelik 420 hava saldırısı gerçekleştirirken, bu saldırılarda 140 varil bombası kullandı.
Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, rejim güçlerinin Doğu Guta’ya fırlattığı bazı füzelerin kimyasal madde içerdiği iddialarını soruşturuyor.
SOHR tarafından yayınlanan verilere göre son 3 ayda rejim güçlerinin Doğu Guta’ya yönelik düzenlediği bombardımanları sonucunda 3 bin 900 sivil öldü ya da yaralandı. Pazar günden bu yana düzenlenen bombardımanlar ise 1070 kişinin yaralanmasına sebep oldu.
BBC muhabirine yaşadıklarını anlatan iki çocuk babası Mueyyid, Doğu Guta’da hayatta kalmanın zorluğuna işaret ederek, “Durumun ne kadar zor olduğunu hayal bile edemezsiniz. Çocukların güvende olması için onları bina zemininin altındaki sığınaklara hapsetmem lazım. Onların oyun oynamak için bile dışarı çıkmasını istemiyorum” diyor.
BM tarafından aralık ayında uydu aracılığıyla çekilen fotoğraflar, bölgede 3 bin 853 binanın yıkıldığını bin 511 binanın ise isabet aldığını gösteriyor.
Silahlı muhalif unsurlardan başka kimsenin kalmadığı bölgeye yakın Cobar semtinde ise binaların yüzde 91’inin tahrip olduğu görülüyor.
Gıda yardımı azaldı, fiyatlar arttı
Savaşın Doğu Guta’ya ulaşmasının ardından rejim güçleri tarafından kuşatma altına alınan bölgede yaşayanlar civardaki rejim güçlerinin kontrolü altında bulunan bölgelerden farklı yollarla temel gıda maddelerini edinebiliyordu. Ancak Esed rejimine bağlı güçler, geçen yıl Doğu Guta halkının gıdaya ulaşmak için kullandığı tünellerin büyük bir kısmını kapattı.
İnsani duruma ilişkin bilgileri toplayan Rich insiyatifinin bildirdiğine göre rejim güçleri, eylül ve kasım ayından bu yana hiçbir ticari aracın Doğu Guta’ya girişine izin vermiyor.
Ekmek fiyatı bir yılda 22 kat arttı
Rejim güçlerinin bölgeye yönelik kuşatmasını yoğunlaştırması, BM verilerine göre ekmek fiyatını bir yılda 22 kat artırdı.
Doğu Guta’daki gıda sıkıntısı daha önce görülmemiş boyutlara ulaştı. Yeterli beslenemeyen 0-5 yaş aralığındaki çocukların oranı yüzde 11,9’a yükseldi.
Bölge sakinlerinden bazıları, Rich inisiyatifine yaptıkları açıklamalarda bazen günlerce yemek bulamadıklarını ve ot yemek zorunda kaldıklarını ifade ediyor.
İlk yardım görevlisi 10 kişi öldü
Doğu Gutalı 29 yaşındaki Müeyyid, yemekleri kontrol etme yöntemini şöyle anlatıyor:
“Çocuklarıma yedirmek için evimde ekmek üretmeye çalışıyorum. Süt bulmak için de komşularda inek olup olmadığını kontrol ediyorum.”
Ekonomik durumunun ailesine ancak birkaç gün yetecek kadar yiyecek almaya yettiğini söyleyen Müeyyid, “Ne yapacağımı bilmiyorum. Maalesef elimde yeteri kadar imkân yok” diyor.
Doğu Guta’daki bir hastanede Tıbbi Gözetim ve Gıda Örgütü’ne (OSAM) bağlı olarak çalışan Doktor Ebu Debis, BBC’ye verdiği röportajda, rejim güçlerinin bombardımanlarından dolayı pazar gecesinden bu yana 14 hastanenin hizmet veremez hale geldiğini aktarıyor. Ebu Debis, bombardımanlarda 10 ilk yardım görevlisin öldüğünü, 20 kişininde yaralandığını ifade ediyor.
Bölgedeki doktorların bombardıman tehlikesine karşı çoğu zaman hastanelerde yattıklarını dile getiren Ebu Debis, “Savaş uçaklarının bombardımanları yüzünden ilk yardım araçları da yaralıları hastaneye götüremiyor” diyor.
Ebu Debis, BBC muhabirine yaşadığı dramatik bir olayı anlatıyor.
Öldürülmeden kısa süre önce foto muhabiri arkadaşı Avsam Abdurrahman İsmail ile konuştuğunu söyleyen Ebu Debis, o gün yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Avsam ile konuşurken şiddetli bir patlama sesi duydum. Ne olduğunu sorduğumda bana ‘200 metre yakınımıza varil bombası düştü’ dedi. Ona güvenli bir yerde misin diye sordum, ‘Evet’ dedi. 4 dakika sonra telefon bağlantısı koptu ve kısa süre içinde arkadaşımın öldüğü haberini aldım.”
BM: Vahşi soykırımı durdurun
Doğu Guta’da dram sürerken BM İnsani İşler Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin, uluslararası topluma Doğu Guta’da yaşanan vahşi soykırımı durdurmak için gerekli adımları atması çağrısı yaptı.