Kuveyt Temyiz Mahkemesi, aralarında mevcut ve eski milletvekillerinin de bulunduğu 67 kişiye, Kasım 2011’de gerçekleştirilen meclis baskınına karıştıkları gerekçesiyle, 1 ile 7 yıl arasında değişen hapis cezaları verdi.
Hapis cezası alanların arasında mevcut 3 milletvekilinin yanı sıra muhalif milletvekillerinden Velid el-Tabtabâi ve Müslüm el-Berrak bulunuyor. El-Tabtabai ve el-Berrak yedişer yıl hapis cezasına çarptırılırken, milletvekili Muhammed el-Mutair’a bir yıllık hapis cezası verildi.
Eski milletvekilleri Mubarek el-Valan, Faysal el-Muslim ve Halid et-Tahus beşer yıl hapis cezası alırken, Muhammed el-Halife üç yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkeme tarafından yedi yıllık hapis cezası verilen eski milletvekili el-Berrak, Kuveyt Emiri’ne hakaret etmekten suçlu bulunarak iki yıl hapis cezasına mahkum edilmiş ve cezası Nisan 2015’te bitmişti.
Olayın geçmişi
Dava, kamuoyu tarafından ‘Kara Çarşamba’ olarak bilinen 2011 yılında bir grup milletvekili ve taraftarın, yolsuzluklara karşı gerekli tedbirleri almamakla suçladıkları Başbakan Nâsır Muhammed el-Sabah ve hükümet aleyhine gösteri yaparak parlamento binasına zorla girmeleri sebebiyle görüldü.
2013 yılında mahkeme tüm sanıkları beraat etmişti
Olaydan birkaç gün sonra Şeyh Nasır’ın istifa etmesi ve yerine Şeyh Cabir el-Mubarek el-Sabah’ın Başbakan olarak atanmasının yanı sıra parlamento seçimlerinin de birkaç kez tekrarlanmasına rağmen dava ile ilgili mahkeme devam etti. 2013 yılıda mahkeme tüm sanıkları beraat etti. Ancak, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el-Ahmed el-Cabir el-Sabah olayı ‘Kara Çarşamba’ olarak nitelendirerek, “Güvenlik görevlilerine yapılan saldırının hesabı verilmeden bu dava sonuçlanmayacak” şeklinde konuştu.
Mahkeme kararının yanı sıra sanıklara davayı bir üst mahkemede temyize sunma hakkı verildi.
Kuveyt Haber Ajansı’na (KUNA) göre, davada sanıklar, güvenlik görevlilerine şiddet uygulama ve saldırma, zarar vermek niyetiyle özel mülke girme ve tahrip etme, parlamentodaki toplantıya girme ve kanunsuz bir şekilde toplantıya katılım çağrısında bulunma suçlamaları ile yargılandılar.
Tüm bu suçlamaların yanı sıra toplanma, polis memurlarına saldırma, gösteri çağırısında bulunma ve gösteri düzenleme, polise hakaret etme ve karşı gelme gibi suçlamalar da bulunuyor.
Kuveyt Birinci Asliye Mahkemesi, davanın Temyiz Mahkemesine götürülme yolunu açarak, 2013 yılında sanıklar için beraat kararı vermişti.
Sanıklar: Ceza ‘siyasi’
Milletvekili Velid el-Tabtabâi ve Ceman el-Harbaş yaptıkları açıklamada adalete teslim olacaklarını belirttiler. Ancak cezayı ‘siyasi’ olarak nitelendirerek, Temyiz Mahkemesi’ne cezanın infazının iptali için başvurduklarını söylediler.
Yargıtay’a başvuru yapılmadıkça ceza ertelenemez
Kuveyt Hukuk Uzmanı Dr. Muhammed el-Fili yaptığı değerlendirmede, “Yargıtay tarafından bir ceza kararı çıkartılması, bu kararı kendi içinde uygulanabilir hale getiriyor. Yargıtay’a başvuru yapılması ile hakim tarafından cezanın ertelenmesine ilişkin bir talep olmadıkça, Temyiz Mahkemesi kararının uygulanmasını durduramaz” ifadelerini kullandı.
El-Fili, “Temyiz Mahkemesi hakimi, Temyiz Mahkemesi kararının askıya alınmasını talep edebilirdi. Ancak cezanın yürürlüğe girmesi gerekirdi” dedi.
Milletvekilleri ile ilgili kararın Meclis’te oylanması gerekir
Hukuk Uzmanı kararın mevcut parlamento üyeleri üzerindeki etkisi hakkında, “Karar, parlamentonun usul kurallarına uygun olarak, ceza alan milletvekillerinin üyeliği üzerinde doğrudan bir etkisi yoktur. Özellikle, ceza milletvekili olmadan önce alınmış olsa dahi meydana gelen üyelik düşüşünün sebeplerini ortaya koyan 16. maddeye göre bu durumun parlamentoya sunulması, Yasama Komitesi tarafından değerlendirilmesi ardından parlamentoya rapor verilmesi ve milletvekilliklerinin düşürülmesi önerisinde bulunulması halinde konun parlamentoda oylanması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Milletvekillerinin derhal teslim olmaları gerekir”
Milletvekillerinin parlamento çalışmalarına katılımıyla ilgili ise el-Fili, “Milletvekillerinin katılımı, meclis çalışmalarını geçersiz kılmayacaktır. Ancak kararın ardından katılmaları onlar için utanç verici olacaktır. Çünkü cezalarını çekmek için teslim olmalılar. Bu milletvekillerinin kamuoyuna açık yerlerde bulunmaları, hükümet otoritesinin tanınmaması demektir. Bu yüzden derhal teslim olmaları ya da tutuklanmaları gerekir. Eğer isterlerse daha sonra kararın iptali için Yargıtay’a başvurabilirler” açıklamalarında bulundu.