Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Kuzey Kore ve ABD: Hedefsiz bir beraberlik | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

ABD ve Kuzey Kore liderleri, Moskova’daki Dünya Kupası başlangıcını önceledi ve dünya gazetelerinin ön sayfalarında önemli bir yer işgal etti. Bu ikisi, Dünya Kupası karşılaşmalarının dünyadaki herhangi bir olayın ayrıntılarını gölgede bıraktığını gayet iyi biliyor. Daha önce de Avustralya’nın Melbourne şehrinin ev sahipliği yaptığı 1956 Dünya Kupası, İngiltere-Fransa-İsrail üçlüsünün Mısır’a karşı düşmanlığına denk gelmişti.m Dünya geçici süreliğine şaşı olmuş ve Melbourne ve diğerlerini Süveyş Kanalı’na tercih etmişti. Dünya Kupası sona erene kadar da kimse Kenan topraklarında ne olup bittiği ile ilgilenmedi.

Dünya, Singapur Dünya Kupası’ndan ne kazandı? İki ay öncesine kadar Trump ve Jong-un arasında bir görüşme ihtimali gülünç bir zırvaydı. Kuzey Kore’nin en birinci düşmanı, ABD; ABD’nin en büyük düşmanı da Kuzey Kore idi ve ikisinin buluşması mümkün değildi. Peki, ne değişti? Güney ve Kuzey Kore başkanları arasında sınırda bulunan Panmunjom köyündeki toplantı, Singapur’daki toplantı salonunun anahtarı oldu. Bu hazırlık toplantısı olmasaydı bu azılı iki düşmanın görüşmesi için zemin oluşamazdı ve dostça el sıkışmalar gerçekleşmezdi. Başkan Jong-un’un İngilizce konuştuğunu duymadım. Trump’ın Korece konuştuğunu duyan da yok. Sözlü diyalogdan ziyade gözler, gülümsemeler ve el sıkışmalar ile kurulan bir diyalog söz konusuydu. Kitap okumaya başlığından başlanır. Dünya Kupası karşılaşmaları başlamadan önce deneysel futbol maçları tarzında arkadaşça bir karşılaşma.

Bu görüşmenin sırlarını öğrenmek için kamuoyuna kapı kapalıysa az da olsa fayda sağlayacak pencereler var. Pyongyang basınının söylediklerini uzun uzadıya araştırdım ve Kuzey Kore haber ajansının şunu söylediğini öğrendim: Tarihi zirve, Başkan Trump’ın Kim Jong-un’u ABD’ye; Jong-un’un da Trump’ı l Kore’ye davet etmesi ile sonuçlandı. Bu haber, sadeliği, gelenekselliği ve protokolü ile hala Hollywood filmlerinde gezegenler, galaksiler ve yıldız savaşları hakkında gördüğümüz bir tür bilim-kurgu olarak görülüyor. Kore ajansı, şu sözü ile nokta koydu: Bu görülmemiş buluşma, köklü bir değişimdir. Trump ise, akşam şu tweeti attı: “Dünya, olası bir nükleer faaliyetten sakınarak ileriye doğru büyük bir adım attı.” Bu bize, Amerikalı Astronot Neil Armstrong’un aya ayak basarken söylediği şu sözü hatırlattı: “Bu bir insan için küçük; insanlık için dev bir adım.”

Resmi Kuzey Kore gazetesi Rodong Sinmun’un ana manşeti ise şu şekildeydi: “Asrın buluşması, iki düşman ülke arasındaki ilişkiler tarihinde yeni bir çağ açıyor.” İlk sayfasını da Trump ve Jong-un’un sıra sıra dizilmiş Kuzey Kore ve Amerikan bayrakları önünde verdiği tarihi el sıkışma pozları ile süslenmişti. Trump daha bir ay önce ‘kötü adam’ olarak nitelediği Kim’i açıkça ‘lider’ olarak tarif etti ve Kuzey Kore’de tutulan Amerikalıları serbest bıraktığı için şükranlarını sundu.

Okuyucu bizi hoş görsün. Biz gazeteci milleti, saman yığınları arasında kaybolmuş iğneyi ararız. Kore Lideri, bu buluşmayı, kendisi için ‘küresel kabullenme’den daha fazla istemedi. Trump da gerçekçiydi; Washington yolundaki başkanlık uçağında iken yanında Kore nükleer bombalarını taşımak istemedi. İki başkanın ortaklaşa imzaladığı sözleşmeye gelince; biz hala sonuçlarını görmüş değiliz. Nitekim iki başkan da daha ‘niyetleri açık etme’ aşamasındalar. Bunun için Kim Jong-un’un nükleer silahları ortadan kaldıracağının sözünü defalarca vermesi karşılığında Trump’ın Güney Kore ile ortak askeri tatbikatlarını durdurması yönünde ‘iyi niyeti’ni göstermesi gerekir. Bu bağlamda Trump, Güney Kore’yi şaşkınlığa uğratan, ‘Güney Kore ile askeri tatbikat yürütmek uygun değil zira bu oldukça kışkırtıcıdır’ derken oldukça etkindi. Özellikle de 3 binden fazla Amerikan askeri, kendisini kuzey komşusuna karşı korumak için Güney Kore’de bulunuyorken. Topu, askeri tatbikatlarda ortak olan Tokyo kaptı. Japonya Dışişleri Bakanı Onodera, bu askeri tatbikatların ve Amerika’nın askeri varlığının Doğu Asya’nın güvenliğinde önemli bir rol oynadığını ifade etti.

AFP, “Singapur buluşması, ciddi anlamda tecrit edilmiş ve oldukça ağır küresel yaptırımlara maruz kalmış bir rejim için büyük bir başarıdır. Uzun zamandan beri böylesi bir meşruiyet istiyordu” demekle abartmış sayılmaz.

Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un Singapur buluşması ve onun öncesinde Güney Kore ile sınır buluşması sahnesinde sıradan, samimi ve utangaç bir insan olarak göründü. Uzun menzilli bir füze ateşlediğinde ya da nükleer veya hidrojen bombası patlattığında ciğer dolusu gülen bu adam, iki toplantıda da bir kez bile kahkaha ile gülmeyince insanları şaşırttı. Kuzey Kore dilinde ‘kahkaha’ deseydi bile razıydık ve mutlu olacaktık.

Muhafazakâr Japon gazetesi Sankei’nin, Singapur toplantısının ‘gerçek anlamda bir televizyon şovu’ ya da ‘içeriği olmayan’ bir ortak beyan olduğunu söylemesinin elbette hiçbir anlamı yok. İleride Kim Jong-un ve Japonya Başbakanı Şinzo Abe arasında eşi görülmemiş bir başka toplantı gerçekleştiğinde gazete bu sözünü geri alacaktır.

Sözün kısası: İki liderin Singapur’da buluşması, Jong-un’un Trump’ın saçlarının peruk olmadığını anlaması için bir fırsattı. Aynı şekilde Trump için de Jong-un’un sunduğu teklifi reddedemeyeceğinden emin olması için eşsiz bir fırsat oldu. Amerikalı sinema yıldızı Marlon Brando’nun The Godfather filminde de dediği gibi. Biz tarafların birbirlerinin niyetlerine inandığına inanmıyoruz. Jong-un, hala Kore’nin kurucu başkanı dedesi Kim İl-sung’un ceketini giyiyor. Trump da Filistin meselesinin çözümü için komşu iki devletin kurulmasını desteklerken bir baktık Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etti ve elçiliğini oraya taşıdı.

Bırakın Dünya Kupası sevincini yaşayalım… Uluslararası futbol oynayan 4 Arap takımı var. Singapur toplantısı biraz beklesin.