Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Libya krizi ve göç politikası | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Libya krizi, Gadames şehrinden Suheyrat’a (Fas), Tunus’a ve Cenevre’ye (İsviçre) kadar kasıtlı göç faaliyetlerinden sıkıntı çekiyor. Bu göç işlemine farklı bir düzenlemeyle neredeyse aynı yüzler ve şahıslar eşlik ediyor. Bu defa bu işlemi Henry Dunant İnsani Diyalog Merkezi üstleniyor. Söz konusu merkez, uluslararası eğilimlerde kendisini arabulucu olarak ilan eden bağımsız ve hükümet dışı bir örgüttür. Peki, finansör ve Henry Dunant merkezindeki 50 kişiyi seçen kim?

Şahısların olduğu listeye göz atıldığında bu listenin önceki müzakere listelerinden farklı olmadığı görülür. Eski standartlarda Suheyrat müzakere komisyonunu yeniden oluşturmak için eklemeyi yapan, neredeyse önceki aynı isim ve şahsiyetleri yeniden düzenlemiştir. Savaş emirleri, milis ve İhvan liderleri olarak doğrudan krize sebep olanların dışına çıkmadı. Aksine Belhaj ve el-Sallabi gibi şahıslar, bazı devletlerde terör listelerinde ve dörtlü listede (Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn) yer alıyorlar. İhvan’ın üyeleri, dostları ve arkadaşları yeniden oluşturulup klasik şablonu tamamlamak için bazı ulusal muhaliflerin içine yerleştirildiler. Söz konusu klasik şablon, ortak yaşanabilir ya da uygulanabilir olası bir çözüm üretmedi. Hatta krizden çıkmak için yol haritasının işaret ve çizgilerini belirleyebilecek bir çözüm ortaya koymadı.

50 kişilik listenin içerisinde ister silahsız Şubat 2011 hareketine inanan ya da katılan olsun isterse silahsız Eylül 1969 hareketine hala bağlı olanlar olsun aktif vatansever şahsiyetlerin uzaklaştırılması, komisyonu kimin oluşturduğu ve üyelerini kimin seçtiği konusunda birçok soru işaretlerini barındırıyor. Müzakereye davet edilenleri seçenin kimliğinin meçhul kalması için Henry Dunant İnsani Diyalog Merkezi dışında komisyon hakkında hiçbir şey deklare edilmedi. Açıkçası seçme işini yapan kişi, krizi çözmeye çalışmıyor aksine müzakere komisyonu diye isimlendirilen boş bir grup içerisindeki tartışmacı şahsiyetleri yeniden düzenleyerek çatışmanın devam etmesi için kartları karıştırıyor.

Bazılarının terörle suçlandığı hatta haklarında uluslararası yakalama kararı çıkan tartışmacı şahsiyetlerin Cenevre müzakeresine davet edilmesi, Katar’ın sivil aktivistlerle görüşmesi için El Kaide örgütüne bağlı Taliban liderlerini ağırlamasına benziyor.

Pek çok uluslararası tarafın devam etmesi için çalıştığı Libya krizi, bu tartışmacı şahısların uzaklaştırılması ve Uluslararası Ceza Mahkemesi aracılığıyla suçluların yakalanması, vatansever aktivistlerin, kabile şeyhlerinin, üniversite hocalarının ve sivil toplum temsilcilerinin ( herhangi bir dış etki ve İhvan, El Kaide gibi siyasi İslami gruplarla ilişkili ideolojik bir görüş taşımayan) Libya konferansına ve Birleşmiş Milletler gözetiminde doğrudan seçimlere davet edilmeleri suretiyle çözülmesi mümkündür.

Çıkar sahibi devletler, söz konusu şahsiyetleri yeniden düzenleyip herhangi bir Libya müzakeresi listesine yerleştirmek için yarıştığı sürece Libya krizi, sürekli bir girdabın içerisinde olacak, göçler meydana gelecek ve krizin ömrü uzayacaktır. Söz konusu bu şahsiyetler, Libyalıları temsil etmiyor. Aksine bazıları, uluslararası İhvan örgütünü ve rehberin devletini temsil ediyor. Diğerleri ise El Kaide’ye açıktan biat ediyor. Bunların hiçbirisi, ne devletin ulusal coğrafyasına ne de vatandaşlık haklarına inanıyor.

Şu an Libya’nın başkentini Katar ve Türkiye tarafından desteklenen silahlı güce sahip siyasi İslam grupları kontrol ediyor. Bunların çok azı, Libyalıları temsil ediyor. Uluslararası gözetime dayalı şeffaf seçimler olduğu zaman bunların akıbeti ağır bir yenilgi olacak ve Libya halkına yeniden kavuşacak.