Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Libya Palermo’da: Golsüz bir maç | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Mayıs ayında Paris’te Fransız hakem, oyuncuları Libya maçı için sahaya davet etmişti, seyircileri ise komşular ve uluslararası siyasette etkin olan dostlardı, hakem burada birçok kart çıkardı ancak siyasi oyuncular, hareketli Libya toprakları üzerinde bunu uygulamaya koymadılar, zira hiç kimse bu kartları kendi üzerine almamıştı.

İtalya, Fransa’nın politik kumasıdır. Tarih boyunca Libya, karşılıklı mücadelelerin önünde veya arkasında duran bir ev olmuştur.

Roma döneminden bu yana tarih, İtalya’nın omuzlarına ağır sorumluluklar yüklemiştir, zira Libya kökenli Roma imparatoru Septimus Severus, Sabratha kentinden yönettiği imparatorluğunu, Roma’nın tahtına yükseldikten sonra nüfuzunu Avrupa’ya ve Kuzey Afrika’ya yaymıştı. Avrupa sömürge imparatorluklarının genişlemesine paralel olarak, İtalya kendi birliğini sağladıktan sonra, imparatorluk hülyası, Juliet’den Mussolini’ye, Graziani’den Balbo’ya kadar bütün İtalyan liderlerin itici gücü oldu. Şair Danusio, İlyada destanını Roma tarihine uyarladı, maksadı ise Akdeniz’i geçen İtalyan askerlerinin, Roma’nın dördüncü sahili olan Trablus’a (Güzel güneş ülkesi) yönelmeleri için hamasi bir heyecan taratmaktı. Libya, tarihe damgasını vurmuş ve tarihsel sürecin kader çizgisi haline gelmiş bir ülkedir. Yaptığı hamleler kendi varlığını ören iplere dönüşmüştür. Coğrafi konumuna gelince, sayfaları çölleri boyunca yayılmıştır, Kalemine mürekkebi Akdeniz’den çekmektedir.

Libya, kadim ve canlı bir kitabın sayfaları gibidir, coğrafyası kendisine ne kadar nimet getirdiyse bir o kadar da bela celbetmiştir.

Fransa, Libya’nın batısındaki Kuzey Afrika ülkelerini ve güney tarafındaki Afrika ülkelerini işgal etti. İkinci Dünya Savaşı sırasında, özgür Fransa orduları ilerlemeye devam etti, güney Libya’yı işgal etti, Doğu ve Batı’da yenilgiye uğrayan İtalyan güçlerini buralardan kovdu. Bugün iki ülke Libya’ya geri dönüyor, ancak her biri benzer renklere, farklı yeteneklere ve amaçlara sahip olan politik ve ekonomik bir araç üzerindeler. Soru şu: İtalya, Libya siyasi sahnesinin oyuncularını ve karar mekanizmalarında bulunan diğer etkili aktörleri Palermo kentinde bir araya getirmek için düdüğünü çaldı, peki beklentisi nedir? Yeni, genç ve popülist İtalyan hükümeti, Fransa ve Almanya’nın ağırlığını hissettirdiği Avrupa siyasi kartelinde kendini göstermek istiyor. Hükümeti kuran Kuzey Ligi ve Beş Yıldız Hareketi birbirlerinden oldukça farklı siyasi tutumlara sahipler, ancak Avrupa Topluluğu içindeki İtalyan rolünü yeniden çizme, İtalya ve diğer Avrupa ülkelerindeki mali ve politik ilişkilere AB müdahalesini azaltma konusunda hemfikirler. Genç ve popülist hükümet, etkisini sınırların ötesine taşımak istiyor, siyasetin yönlendirdiği arabaya yeni yakıtlar bulma peşinde ve Akdeniz’i hareket edebileceği en uygun alan olarak görüyor. Yasadışı göç, finansal, sosyal ve hatta psikolojik olarak İtalya’nın omuzlarında gerçek bir yük olarak duruyor. Libya, Akdeniz’den geçen göçmenlerin akın ettiği bir geçiş koridorudur. Göç konusu, uzun yıllar Libya ile İtalya arasındaki ilişkilerin ana konularından biri olmuştur ve her iki tarafı da endişelendiren bu olguyla başa çıkmak için birçok sözleşme ve protokol imzalanmıştır.

Şubat devriminden sonra, Libya devleti çöktü ve bu olgu (yasadışı göç), Libya’daki gruplar ve bazı uluslararası oluşumlar için para kaynağı haline geldi. İtalyan’ın Libya’daki ekonomik çıkarları, finansal hesaplar açısından büyük bir öneme haiz değildir. Petrol ve doğal gazın yanı sıra bazı Orta ölçekli Endüstriyel Projeler ile varlık göstermeye çalışıyor. Ancak Roma’nın karar vericileri güvenlik sorunlarını daha fazla önemsiyorlar. Göç, mali ve sosyal yük olmasının yanı sıra, terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı ile alakalı bir güvenlik boyutuna da sahiptir.

Fransa’nın daha karmaşık ve daha geniş boyutlu hesapları var. Libya’yı güneyden sınırlayan ülkelerde, yani Nijer ve Çad’da, Fransız askeri üsler var, etnik ve ideolojik silahlı isyan hareketlerinden muzdaripler. Mali, Burkina Faso ve Kamerun, politik, askeri ve kültürel bakımdan Fransa için çok şey ifade etmektedir. Libya’daki istikrar, bu ülkeler için güvenlik garantisidir. Fransa bir süper güçtür, Güvenlik Konseyi’nin daimi bir üyesidir, aynı zamanda nükleer devlettir, uçak gemilerine sahiptir, gelişmiş savaş uçakları üretmektedir, Almanya ile beraber Avrupa ekonomisini yönlerin bir güçtür. İtalyan ve Fransız kartelleri arasındaki rekabet, Avrupa kıtasının içinde ve dışında eşit şartlarda devam etmiyor.

Palermo buluşması, Libya sahnesine ne kattı? Mayıs ayında Paris’te yapılan toplantıya katılan Libya tarafları, komşu ülkelerin yanı sıra bazı diğer liderler katıldı. Dikkat çeken farklılık, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Rusya Başbakanı Medvedev’in katılmasıydı. Libya sahnesi, bazı ilavelerle beraber tekrarlanmış oldu. Libya tarafları arasındaki bariz çekişme konferansa da yansımıştı.

Mareşal Halife Hafter, Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ile görüşmemiştir. Zirve toplantısına paralel olarak yapılan verimli sayılabilecek diğer toplantılara da katılmamıştır. Toplantıda, bir sonraki aşama için bir çalışma takvimi yayımlanmadı. Yayımlanan tek karar, BM Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame tarafından, Güvenlik Konseyi’ne verdiği brifingde de tekrarlanan, önümüzdeki yılın başında Libya Forumu’nun toplanması ve seçimlerin zamanında yapılması tavsiyeleri oldu. Burada kritik soru şu: Bu iki adım, iki Libya hükümeti, iki idari organ ve ulusal düzeyde tek bir güvenlik ve askeri gücün yokluğu altında gerçekleşebilir mi? Daha da kritik sorular ise; Forumu’nun üyeliği nasıl belirlenecek? Katılımcıların seçimi hangi kriterlere göre olacak? Bunların sayısı ne kadar olacak? Çalışma takvimi nasıl olacak? Çıkacak kararları kim uygulamaya koyacak? Meclis seçimleri ne olacak? Seçim yasası çıkarılacak mı, çıkarılacak ise ne zaman? Adaylar seçim kampanyalarını yürütmek ve programlarını kendi seçim bölgelerinde herhangi bir şantaj ve tehdit olmadan serbestçe sunmak için ülkenin her bölgesinde serbestçe ve uygun güvenlik koşullarında hareket edebilecekler mi?

Ağır ekonomik koşulların yaşandığı, güvenliğin olmadığı, çok boyutlu baskıların olduğu bir dönemde, insanları seçim sonuçlarını kabullenmeye zorlamak, sert tepkileri beraberinde getirebilir. Seçimlerin, insanların seslerini duyurmada tek yol olduğu ve ülkeyi korkunç çalkantılarından kurtarabilecek meşru bir zemin oluşturduğu konusunda herkes hemfikirdir. Bu nedenle, bu kritik hakların elde edilmesini başarmak için pratik garantiler sağlamak, zaruri bir durumdur.

İtalya’nın Palermo kenti, Libya ve yabancı tarafların bir araya geldiği bir yerden ibaret değildi, bilakis Akdeniz ve Büyük Sahra üzerinden arka planları ve uzantıları olan siyasi bir arenaydı. Öyle ki uzantıları Kuzeyin derinliklerine kadar ulaşmıştı. Buradan kastım; bu sefer Rusya’nın iştirak etmesidir, zira Başbakan Medvedev bu buluşmaya katılmıştır. Buraya katılan oyuncuların kabiliyetleri ve seviyeleri farklı farklıydı, kimileri sahaya doğrudan indi, kimileri sahayı kızgın bir şekilde terk etti ve birbirlerine gösterdikleri kartların rengini ve hangi kuralı ihlal ettiklerini bilemedik.

Maç, İtalyan stadyumunun orta sahasında birden fazla takım arasında oynandı, ancak maçta ne hakem ne de gol vardı!