Tobruk merkezli Libya Temsilciler Meclisi, ülkenin yeni anayasasına dair referandum taslağına oy vermeye, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılmasını ön gören bir kanun paketi çıkarmaya hazırlanıyor. Diğer yandan ülkede, tek meşru parlamentonun oylama sürecini tamamlamak üzere gerekli çoğunluğu sağlayamayacağı yönünde endişeler hakim.
Parlamentoyu boykot edenler oylamaya katılacak mı?
Önümüzdeki Pazartesi ve Salı günleri düzenlenecek toplantılarda parlamentonun, yaklaşık 200 üyeden 120’sinin ‘evet’ oyu kullanması gerekiyor.
Ülkenin batısındaki Mısrata şehrinde bulunan milletvekilleri de dahil daha önce parlamento toplantılarını boykot eden üyelerin de söz konusu toplantılara katılması bekleniyor.
Öte yandan parlamento üyeleri, anayasaya referandumunun gerçekleştirileceği aynı günde Hollanda’daki bir Avrupa merkezi tarafından düzenlenen toplantıya katılmak üzere davet edildi. Bu çerçevede Temsilciler Meclisi Üyesi Ebu Bekir Said, toplantıyı, “Libya’daki anayasal hakları engelleme girişimi” olarak yorumladı. Said, durumun “Şüpheli bir müdahale” olduğunu belirtti.
Williams Aşur görüşmesi
BM Genel Sekreteri Libya Özel Temsilcisi Ghassan Salame’nin yardımcısı Stephanie Williams, başkent Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) yetkilileriyle temaslarını sürdürdü. Bu çerçevede Williams, İçişleri Bakanı Abdul Selam Aşur ile bir araya geldi.
BM tarafından aktarılana göre Williams, BM’nin “uluslararası toplumun yanı sıra, Libya’daki güvenlik kuruluşlarını birleştirme ve yeniden kurma çabalarını koordine etme” taahhüdünde bulunduğunu ifade etti.
BM’den seçim güvenliğine destek
Aşur, BM’nin tüm bölgelerde beklenen seçim sürecini güvence altına almaya hazır olduğunu belirtti. Geçtiğimiz Perşembe günü bir televizyon kanalına açıklamada bulunan Abdul Selam Aşur, Stephanie Williams ile gerçekleştirdiği görüşmenin, İçişleri Bakanlığı’nın yeni ekipmanlarla desteklenmesinin, polis kolejleri ve eğitim enstitülerinin müfredatlarının yenilenmesinin yanı sıra Seçim Komisyonu ve oy merkezlerini güvence altına alma etrafında yoğunlaştığını söyledi.
Aşur, bakanlığının seçimleri güvence altına almak için özel bir ofis kurduğunu ve doğudaki emniyet birimlerinin de seçimlerin güvenliğini sağlamaya çalıştığını açıkladı.
Öte yandan İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) cemaatinin siyasi kanadı olan Adalet ve Kalkınma Partisi, Ulusal Ordusu Sözcüsü Albay Ahmed el-Mismari’nin kendisine yönelttiği suçlamaları reddetti. El-Mismari, geçtiğimiz Perşembe günü düzenlenen bir basın toplantısında “parti liderliğinin mali açıdan ihlallerde” bulunduğunu ifade etmişti.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Mismari’ye suçlama
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin basın merkezi tarafından yayınlanan bir bildiride, el-Mismari’nin “parti liderliğine karşı uydurma ifadeler” sarf ettiği belirtildi. Bildiride, “İddiaların asılsız temellere dayandığı ve kamuoyunu yanıltmaya dönük çarpıtmalar” olduğu ifadelerine yer verildi.
Fransa ve İtalya arasında seçim anlaşmazlığı
Öte yandan bu yıl sonlanmadan önce Libya’da cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılması konusunda Fransa ve İtalya arasında yeni bir anlaşmazlığın mevcut olduğu belirtildi. İtalya Başbakanı Giuseppe Conte dün yaptığı açıklamada, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a İtalya’nın “Libya’daki siyasi uzlaşı sürecinin tamamlanmasından önce Libya’daki seçim sürecinin hızlanması görüşünü desteklemeyeceğini” bildirdiğini söyledi.
Conte, Corriere della Sera gazetesine yaptığı açıklamada, “Macron’a baskınları ve saldırıları desteklemeyeceğimizi söyledim. Seçimlerin, Libya’da ancak o ülkedeki çeşitli taraflar arasında uzlaşı sağlandıktan sonra gerçekleşmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda Almanya ana eksenlerimizden olmayı sürdürüyor” dedi.
Giuseppe Conte, “Açık bir strateji kapsamında Libya’daki hükümet bakanları ile koordineli bir şekilde hareket ediyoruz. Bunun bir öncelik olduğunun farkındayız” ifadelerini kullandı. İtalya Başbakanı, “Bu aşamada dikkat merkezi, Libya ve Kuzey Afrika’dır. Çünkü Batı’nın hatalı stratejik hesaplamaları nedeniyle bu alanlarda istikrarsızlık mevcut. Buralar, şu an göçmenlerin, tartışmaların ve ölümlerin Avrupa’ya ulaştığı başlangıç noktasıdır” şeklinde konuştu.