Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Libya: Total ve ENİ arasında savaş sahası | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Geçtiğimiz yüzyılda Libya, İtalya ile Fransa arasında sömürgeciliğin kurbanları arasında yer almıştı. Günümüzde ise Libya Çölü, petrol ve gaz komisyoncularının da taraf olduğu çatışmaya konu olmuş durumda. Tarih tekerrürden ibarettir derler ya, Charles de Gaulle’un yazdığı, ‘Kılıcın Gölgesi Altında’ (Le fil de lépée) kitabının bir bölümünde Mussolini ve Pierre Laval arasındaki çatışmanın tarihini okuyor gibiyiz.

Libya’daki İtalyan-Fransız çatışmasının kökleri, yüzeysel değil, derindir; 1950’li yıllarda Fransa ve İtalya, Libya ile Çad arasında kalan uranyum zengini Auzo Şeridi üzerinde kontrol sağlamak için iki ülke kıyasıya rekabet etti. Rekabet sonucu 16. enlem hattı üzerinin Libya’ya bırakıldığı, altının Fransa’nın kontrolüne bırakılmasına sebep olan ünlü Libya-Çad savaşı yaşandı. Auzo Şeridiyle ilgili İtalya ve Fransa arasında Mussolini-Laval Antlaşması olarak bilinen eski bir anlaşma olmasına rağmen, bu savaş sonrası varılan yeni anlaşmaya göre, İtalya denklem dışına çıkarılmış oldu.

Son gelişmelerde, Libya üzerindeki İtalyan-Fransız rekabeti kapalı kapılar ardından çıkarak aleni oldu. İtalya’nın Libya’ya komşu Nijer ve Tunus’ta birer üs kurmasının önlenmesini Roma Libya’daki nüfuzuna yönelik bir saldırı olarak algıladı.

İtalya, Libya’nın Güneyinde Afrika’dan gelen göçü engelleme bahanesiyle bir askeri üs kurmaya da çalışmıştı fakat halktan gelen baskıya dayanamayarak vazgeçti. “Masjero” adlı bir İtalyan haber sitesinin İtalyan İçişleri Bakanı Matteo Salvini’nin, Libya’nın güneyindeki Gatt’ta bir İtalyan askeri üssü kurmak için El Vıfak hükümetiyle  anlaşma imzaladığına dair haber yayınladı. İtalya’nın Libya büyükelçisi Giuseppe Peroni, konuyu reddetti ve olayın söylentilerden ibaret olduğunu belirtti. Libya’nın Mısrata kentinin Hastanesini koruma bahanesiyle, hastaneyi koruma ihtiyacından çok fazla askeri gücü bulunmasına rağmen, İtalyanlar askeri gücün varlığını inkar etmekteler.

Roma bakanlarının faşist açıklamaları ve İtalyan güçlerinin Libya toprağı ve sularındaki Libya milli egemenliğini ihlalleri şeklindeki bariz  müdahalesi, geçen yıl Paris’in batısındaki LaSsel Saint-Claude Sarayı’nda, diğeri ise bu yıl Elysee Sarayı’nda, Ordu Başkanı Mareşal Halife Hafter ve Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz El Sarraj arasında düzenlenen iki yakınlaşma girişiminin bozulmasına yol açtı. İtalya, iki tarafı Paris anlaşmalarını bozmaya bir kere daha itti. Belli ki, İtalyan sömürgeciliğine gıptayla bakanların torunları, Faşist İtalyanlara karşı savaşan onurlu Ömer Muhtar ve adamlarına karşı durdukları gibi, bu gün de İtalyanların emrinde er ve asker olmaktan gocunmayacaklar. Tarih tekerrürden ibarettir.

İtalya ve Fransa arasındaki çekişme Libyalı çatışma taraftarları arasındaki yakınlaşma girişimleri üzerinde o denli etkiliydi ki, taraflar her toplandığında arayı bulma yerine aradaki ihtilaflı konular belirginleşiyordu. İtalyan gazetesi L’Estampa Roma ve Paris arasındaki bu sıcak maçı İtalyan Savunma Bakanı Elisabetta Trenta’nın, “Libya bizim mülkümüz” provokatif açıklamasıyla haberleştirdi. Bir tek bu ifade bile radikal sağcı lider Mathieu Salvini liderliğindeki sağ partilerin egemenlik üzerine kurulu mantığı anlatmaya yeter. İtalyan bakanın bu talihsiz açıklaması, mevcut İtalyan hükümetinde sosyalistlerin olmamasının etkisiyle, Matteo Salvini, gücünü Hitler ve Franco’nun müttefiki olan sömürgeci Benito Andrea Mussolini’nin faşist zihniyetinden aldığının da göstergesi.

Dış güçler arasındaki Libya merkezli çatışmanın kızışmasına ve Libya’nın etrafından kurtlarla çevrilmesine rağmen, Libya ne Roma ne Paris tarafından ne de İhvan Müslimin tarafından yönetilebilir. Başında iki Hamed olan Katar Divanı tarafından da yönetilmeyecek. Libya ne İtalyan ENI, ne Fransız Total ne de, Libya’yı iç savaş ateşine atmak, petrol kaynaklarının ve ihraç limanlarının denetiminin uluslararası İhvan-ı Müslimin Örgütüne geçmesi için paraları pompalayan Katar Petroleum’un savaş alanı olmayacaktır. Tarih, Libya’nın birçok işgalci, düşman ve sömürgecinin parçalandığı bir kaya olduğunu ispat etmiştir. Erwin Rommel ve Bernard Montgomery dahil olmak üzere, bu kaya üzerinde parçalanan isimler listesini zikredebiliriz.