Libya’nın başkenti Trablus’ta silahlı milisler arasındaki şiddetli çatışmalar devam ederken, Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz el-Serrac, bir dizi toplantı gerçekleştirdi.
Halife Hafter liderliğindeki Tobruk merkezli Libya Ulusal Ordusu ise, başkentin güvenliğini tehlikeye atmama ve Trablus’un tekrar güvenliğini sağlama çağrısında bulundu.
Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) Misyonu, 20 Eylül’de ülkedeki diplomat topluluğu ve Ateşkesi Takip Komitesi Başkanı Tuğgeneral Hüseyin Abdullah arasındaki bir toplantıya ev sahipliği yaptı.
Diplomatlar, toplantı sırasında lojistik destek sağlayarak komitenin çalışmalarını kolaylaştırmaya yönelik isteklerini dile getirdi. Aktarılana göre Tuğgeneral Hüseyin, ateşkesin güçlendirilmesini “Trablus’un milislerden arındırılarak, halkın güvenliğinin sağlanması için ilk adım” olarak nitelendirdi.
Aynı şekilde Trablus sokaklarına, geçtiğimiz Çarşamba günü dehşet ve panik hali hakimdi. Öyle ki başkente, füze saldırıları düzenlenirken, uluslararası tehditlere rağmen Trablus’un güneyinde de çatışmaların tırmandığı belirtildi.
Yerel sakinler ise durumun tırmanışını ışığında sosyal medya siteleri aracılığıyla şikayette bulundu. Bu çerçevede Yaralı İşleri İdaresi, bir ambulansın hedef alınmasını kınarken, ambulansın insani bir rol oynadığını ve silahlı çatışmada herhangi bir taraf olmadığını kaydetti. Bir Kızılay yetkilisi de 21 ailenin başkentin güneyine nakledildiğini duyurdu. Yetkili, Trablus’ta yinelenen şiddetli çatışmalardan bu yana en az 200 yardım çağrısı yapıldığını da vurguladı.
Aynı şekilde 7. Tugay Kuvvetleri ve Serrac hükümetine bağlı güvenlik güçleri arasında Trablus’un güney ve güneydoğu bölgelerinde şiddetli çatışmalar yaşandı.
Çatışmaları Önlemek Ve Güvenliği Sağlamak İçin Ortak Güç Komutanı Tuğgeneral Usame el-Cuveyli, Trablus’un güneyinde durumun hala aynı seyirde devam ettiğini ve ateşkese yönelik ihlallerin yaşandığını belirtti.
UMH’deki Dışişleri Bakanlığı ise Ulusal Güvenlik Komisyonu ve Libya Kızılay’ının çatışmalar sırasında üstlendiği role övgüde bulundu. Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, Trablus’ta bugün yaşanan tüm çatışmaların sona erdirilmesi, sivillerin ve mallarının tehlikeye atılmaması çağrısı yapıldı. Aynı şekilde açıklamada, vatandaşlara çatışma alanlarına ve patlamamış mühimmatlara yaklaşmama uyarısı yapıldı.
Diğer taraftan Brega Petrol Pazarlama Şirketi, bombardımanların mali işler departmanı ve genel satış departmanı binalarına hasar verdiğini açıkladı. Trablus’un güneyinde kötüleşen durum hakkındaki endişesini dile getiren şirket, geçtiğimiz Çarşamba günü yayınladığı bir bildiride, şirketin mali işler departmanı binasına bir roketin düştüğünü, depoda hasar ve yangının meydana geldiğini belirtti.
Diğer taraftan 7. Tugay, silahlı milisleri, Trablus’taki mevzilerine saldırmakla suçladı. Geçtiğimiz Çarşamba günü yapılan yazılı açıklamada, milislerin farklı eksenlerdeki mevzilerine saldırı düzenledikleri belirtildi.
Öte yandan UMH’yi destekleyen Navasi adlı grup, Trablus’ta Serrac hükümetine bağlı İçişleri ve Savunma Bakanlıkları bünyesindeki tüm güvenlik ve askeri birimlerin, “yeni bir güvenlik düzenlemeleri komitesi kurulması, çatışmayı önlemek için ortak bir güç oluşturulması, devlet kurum ve kuruluşlarının BM Misyonu himayesinde güvence altına alınması” hususunda bir karar aldığı ifade edildi.
Şarku’l Avsat;’ın edindiği bilgilere göre süren çatışmaların bir sonucu olarak, BM tarafından 20 Eylül’de yapılan açıklamada, Trablus’taki Selahaddin bölgesinde derhal ateşkes çağrısı yapıldı.
Açıklamada, silahlı grupların “silahsız sivillerin ve sivilleri destekleyen grupların uğradıkları zararlardan tam olarak sorumlu” olduklarına dikkat çekildi.
Ancak ordu sözcüsü General Ahmed el-Mismari, unsurlarının Trablus’ta yaşanan çatışmalarda yer aldığı iddialarını reddetti. El-Mismari, geçtiğimiz Çarşamba günü Bingazi’de düzenlenen bir basın toplantısında “Neler yaşandığını takip ediyoruz. Bu ihlalleri kabul etmeyeceğiz. Neler olup bittiğini takip etmek için özel bir ofisimiz var. Vatandaşların ve başkentin güvenliğine dokunan herkesi uyarıyoruz. Trablus, politik bir kazanç değildir ve onu ölene kadar savunacağız” dedi.
Diğer taraftan Fayiz el-Serrac, 20 Eylül’de güvenlik durumuna ilişkin son gelişmeleri ele almak için Trablus’taki Temsilciler Meclisi üyeleri ve belediye başkanlarıyla bir araya geldi.
Aktarılana göre görüşmede, Trablus’un güvenliğini sağlamak üzere alınan tedbirler, yerlerinden edilen sivillerin sorunları ve sivillerin temel ihtiyaçlarının karşılanması ele alındı.
Trablus’taki çatışmalarLibya’nın başkenti Trablus, 26 Ağustos’tan itibaren 10 gün süreyle UMH’ye bağlı tugaylar arasında ağır silahların da kullanıldığı çatışmalara sahne oldu.Bu oluşumlardan UMH’ye bağlı olduğu söylenen Terhune Yedinci Tugayı, başkenti milislerden temizlemeye çalıştığını ileri sürerken, çatışmanın diğer tarafları ise söz konusu tugayın, konuşlanma noktaları başta olmak üzere Trablus’ta nüfuz ve ekonomik güç sağlamayı hedeflediğini iddia etmişti.UMH ise Terhune Yedinci Tugayı’nı geçen nisan ayında feshettiğini ve kendisine bağlı bir grup olmadığını belirtmişti.Taraflar arasında, 4 Eylül’de Birleşmiş Milletler ara buluculuğunda ateşkes sağlanmış, hükümet, çatışmalar nedeniyle 78 kişinin öldüğünü, 210 kişinin yaralandığını duyurmuştu.Ateşkesin sağlandığı Trablus’ta 12 Eylül’de yeniden çatışma sesleri duyulmuş, taraflar birbirlerini ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlamıştı.Mitiga Havalimanı’na da 12 Eylül’de rastgele roket düşmesi nedeniyle uçuşlar durdurularak, Misrata Havalimanına yönlendirilmişti. UMH geçen haftadan itibaren başkentte güvenliği sağlama çalışmaları kapsamında, milislerin gücünü azaltacak önlemler almaya başladı. Bu kapsamda, UMH dün başkent Trablus’taki Mitiga Havalimanı’nın güvenliğinin, “Özel Caydırıcı Güç” adlı milis gücünden alınarak, Merkezi Emniyet Güçleri’ne verildiğini açıkladı.Libya makamları ayrıca havalimanının gelecek günlerde yeniden hizmete sunulacağını belirtiyor.