Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Libya ve gerçek Ulusal Mutabakat Hükümeti | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

“Mutabakat Hükümeti ve Başkanlık Meclisi başkenti fiilen elinde bulunduran milislerin görünen yüzüdür.” Bu ifade, Almanya Uluslararası İşler ve Uluslararası Güvenlik Enstitüsü’nün (Stiftung Wissenschaft und Politik SWP) yaptığı araştırmada yer alıyor. Bu araştırma, istikrarın yanlış anlaşılma üzerine kurulu olduğunu ve Trablus’taki milislerin devletin damarlarına hükmeden bir mafya kuruluşuna dönüştüğüne vurgu yapıyor. Mesela söz konusu milisler, mafya ağı ile yabancı para birimlerine paralel pazarı kontrol altına alarak ekonomiye bile hükmediyor. Öyle ki milisler, Libya Merkez Bankası’ndan çıkan kredi senetlerine bile hükmediyor. Bu sayede resmi döviz kuru üzerinden dolar kazanıyorlar. Bu dolarları da paralel pazarlar aracılığı ile normal fiyatın 8 katına ulaşan fiyatlara satıyorlar ki bu da enflasyona ve yerel kurun feci bir şekilde çökmesine sebep oluyor.

Mutabakat Hükümeti’nin İtalya Firkateyni’nin yardımı ile Trablus’a girmesinden (medyayı yanıltmak için sahil yakınlarında teslim alsa bile) dolayı Libyalılar tarafından İtalyan Firkateyn Hükümeti olarak isimlendirilen yönetimin kuruluşunun üzerinden iki sene geçti. Ancak güç halen hükümetin elinde değil. Çünkü milisler başkenti fiili olarak elinde tutuyor ve hükümet, milislerin bu hâkimiyeti karşısında hiçbir şey yapamıyor. Uzlaşma ve Ulusal Mutabakat’tan gıdım nasibini almamış “Mutabakat Hükümeti” zayıf olmasına ve milislerin kendilerine hükmetmesine rağmen halen ABD, İngiltere, Fransa ve İtalya başkanlığındaki uluslararası toplum tarafından destekleniyor. Mutabakat Hükümeti’nin önde gelenlerinden birinin birçok olayı delillerle ispatlanmasına, Trablus’u elinde bulunduran “Siyasi İslam” milislerinin siyasi yüzü haline gelmesine rağmen söz konusu uluslararası toplum tarafından destekleniyor. “Firkateyn Hükümeti”ni Libya halkı bile tanımıyor. Sağlık, eğitim ve tesisler gibi genel hizmetlerde bile başarısız olması sebebiyle varlığını hissetmiyor. Zira başkalarının görüşüne saygı duyulmasında da başarısız oldular. Bu hükümetin Sözcüsü, Fransa’da ikamet eden Libyalı bir siyasetçi ve yazarın hükümetlerine teslim edilmesini talep ederek tutuklamakla tehdit etti. Bununla hükümetinin uluslararası toplum tarafından tanındığını kanıtlamak istiyor. Libya halkının çoğunun tanımadığı Sözcü’ye göre sanki Fransa Hükümeti polis veya siyasi bekçi. Öyle ki Libya halkı şeffaf bir seçim olduğu takdirde bunları koltuklarından kovacak. Birçok kişi oyları değiştirmek için hile yapsa da onlar kesinlikle kaybedecek.

Gerçek Uluslararası Mutabakat Hükümeti’ni halkın seçmesi gerekir. Halka dışarıdan dayatma yapılamaz. Bu hükümet gerçek bir soruna dönüştü. Çünkü halkın iradesini yansıtmıyor ve seçilmiş meclis tarafından tanınmıyor. Bu hükümete seçilmiş meclis tarafından güvenoyu verilmemiş. Hal bu iken BMGK’daki beş büyük ülke tarafından tanınıyor ve siyasi bir suç işlenerek ve halkın iradesi kırılarak halk tarafından seçilen meclisin başkanlığına bu seçilmiş meclis tarafından seçilmeyen bir hükümet getiriliyor. Meclis bu hükümete güvenoyu bile vermedi ki halen BM anlaşmasına göre egemenlik hakkı olan bir ülkeye atanmış vesayet hükümeti ve işgalci bir mandaya benzer bir şey olsun.

Siyasi olarak bölünmüş Libya coğrafi olarak da bölünme tehlikesi ile karşı karşıya. Katar muhalefetinin yayınladığı raporlarda Katar’daki Hamdeen rejiminin Libya’yı bölmeye yönelik şeytani bir planı olduğu geçiyor. Terörün finansmanı ve anarşizmin yayılması için ele geçirdikleri servetleri Katarlı ortakları ile bölüşecekler.
Katar’ın birçok hissesine sahip olduğu Guardian gazetesi daha önceden Libya’nın bölünmesine yönelik “Gorka Projesi”ni yayınlamıştı. Bu, ABD’li eski bir yetkilinin üstlenmeleri için Avrupalı yetkililere fısıldadığı bir projedir. Bu proje, Ortadoğu’yu yıkmaya yönelik “yaratıcı” kaos projesinin bir uzantısıdır ki daha önceden Washington Post tarafından da yayınlanmıştı.

Libya, uzun yıllar sömürgecilere karşı verilen bağımsızlık savaşı ve kendisine dayatılan teröre karşı verdiği diğer savaş sancılarından sonra zor bir doğum gerekleştirdi. En iyi evlatlarını bu savaşa feda etti. Küresel veya bölgesel hiçbir proje için kolay lokma olmayacak. Katarlı liderler, önümüzdeki günlerde uluslararası mahkemeden başlarında İhvan’ın olduğu “siyasi İslam” örgütlerine sınırsız bir şekilde silah ve mal desteği vermek suretiyle ülkelerine kaos ve ölüm gelmesine sebep olanların yargılanmasını isteyen bu vatan evlatları karşısındaki kaçınılmaz kaderini görecek.