Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Libya ve kayıp devlet başkanlığı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Devlet başkanlığı makamının boş kalması, Libya’daki mevcut krizin önemli bir parçasını oluşturmaya devam ediyor. Nitekim derin devleti -ki bu, devlet içinde devlettir- temsil eden pek çok taraf bu krizde rol oynuyor. Suskun siyasi ve halk çoğunluğunun mevcut olduğu bir ortamda onlar, politikayı ve politikacıları etkilemek ve çıkarlarını garantilemek için şiddet kullanmaktan geri durmuyorlar.

Kral I. İdris’ten “ömür boyu başkan” olan lidere kadar Libya, başkansız bulunuyor. Zira bu durum, 40 yıl boyunca sürdü. Hatta yandaşları tarafından ölümünden sonra da bu durum, Kim İl-sung’un ölümünden sonra cumhuriyetin ilelebet başkanı olarak isimlendirildiği gibi devam ettirilecekti. Böylece devlet başkanlığı makamının boş kalması, bir geleneğe ve Şubat 2011’den beri devam eden bir projeye dönüştü. Geçiş Konseyi ve Ulusal Kongre’nin ortaya çıkmasından bugüne kadar Libya’nın bir devlet başkanı bulunmuyor. Geçiş Konseyi ve Ulusal Kongre’nin hepsi de devlet başkanının ortaya çıkmasını engelleme noktasında uzmanlaştı. Arap dilinde “reis/başkan” sözcüğü “ra’s” kökünden gelmektedir. “Baş, kafa, lider, başkan” gibi anlamlara gelen ra’s sözcüğü, “her şeyin başı” yani devlet başkanı demektir. Devlet başkanı, başkomutandır. Yönetim tüzüğüne göre devlet başkanı, temsilcileri aracılığıyla ya da bizzat katılmak suretiyle diğer ülkeler karşısında devleti temsil eden bir otoritedir.

Libya’da başkanlık makamı, farklı bahanelerden dolayı 7 yıldır sahibini bekliyor. Fakat en nihayetinde bu durum, yapısının devamlılığını garantileme noktasında popülerliğini kaybeden Müslüman Kardeşler Örgütü’ne (İhvan) yaramaktadır. Bu durum, İhvan dostu olan bir başkanın İhvan örgütü dışından olması halinde bile örgütün çıkarını ve politikasını garantilemektedir. Libya, henüz devlet başkanı olmayan bir Arap ülkesidir. Bunun birçok nedeni var. Örneğin; kötü niyetli örgüt, diğer gruplarla bir araya geldi. Görevi, üç otoriteyi (yasama, yürütme ve yargı) birbirinden uzaklaştırmak olan ve halk tarafından seçilen bir başkanın varlığı, örgütün çıkarına hizmet etmiyor. Ayrıca devlet başkanı, görev süresi dolması halinde parlamentoyu feshedip siyasi boşluğun meydana gelmesini engelleyebilir.

Başkanlık makamının boş bir şekilde kalmaya devam etmesi, pek çok çıkarcı tarafı ilgilendirmektedir. Geçiş Konseyi (Şubat devrimiyle gelen de facto yönetim) melez yönetimin başına geçti. Geçiş Konseyi’nin görev sınıflandırması net bir şekilde bilinmiyor. Bu konsey, yasama ya da yürütme organını mı veya her ikisi mi temsil ediyor? Bununla birlikte o dönemde Geçiş Konseyi’nin başkanı, meclis başkanlığının yanı sıra devlet başkanlığını sahiplenerek başkomutan oldu. Yasama, yürütme ve yargı organları tek elde toplandı. Ardından bu sahne, Suheyrat Anlaşması’na kadar Genel Ulusal Kongre’de ve parlamentoda da tekrarlandı. Anayasal ve meşru olmamasına rağmen Devlet Şura Konseyi ve Başkanlık Meclisi, devlet başkanlığını görüşüp tartıştı.

Bugün Libya, halkın sahte ve kayıp değil de gerçek iradesini temsil eden bir devlet başkanının seçilmesine gereksinim duyuyor. Bu da doğrudan halk oylamasının yapılmasıyla gerçekleşecektir. Ayrıca halkı temsil etmesi için Libya’da yaşayan anne-babadan doğmuş ve devlet başkanlığı görevine gelmesini engelleyecek herhangi bir ceza almamış her Libyalı vatandaşın devlet başkanlığına aday olacak şekilde seçimler yapılmalıdır. Bunun için adaylar, İhvan örgütünün yapmaya çalıştığı gibi belli bir gruptan değil de halktan seçilmeli. Nitekim bu şekilde Mısır’ın devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’de olduğu gibi örgüt başkanı, devlet başkanı oluyor.

Libya’da devlet başkanının bulunmaması, başkanın görevlerinin mevcut olmayıp dağıtılması demektir. Dolayısıyla kabileler yani devlet yönetiminde en yüksek otorite olan devlet başkanlığı için çatışan siyasi gruplar arasındaki kan (hukuk) parçalanmaktadır.