Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Libya ve Lockerbie davasından beraat etme süreci | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

1988 yılında İskoçya’nın Lockerbie kasabasının yakılarında düşen Pan Am uçağına düzenlenen bombalı saldırı davasında İran’ı suçlayan ve Libya’nın suçsuzluğunu kanıtlayan yeni delil ve kanıtların ortaya çıkmasının ardından Lockerbie davası tekrar gündeme geldi. Muammer Kaddafi rejimine düşmanlığı dışında mahkemeye hiçbir delil sunamayan eski Libya adalet bakanının: ”Pan Am uçağının bombalanma emrini Kaddafi’nin kendisi vermiştir” şeklindeki sözlerine rağmen Libya vatandaşı Abdülbasit El-Megrahi bu davada suçlu bulundu.

Libyalı bir vatandaşın Hollanda topraklarında görülen ama İskoç yargıçları tarafından ve yasaları gereğince yargılandığı bu eşi benzeri görülmemiş davanın tek sanığı El-Megrahi’ydi. Mahkeme, şimdi vefat etmiş olan Abdülbasit El-Megrahi’yi Maltalı bir giyim mağazası sahibinin (davanın tek şahidi) iddialarına dayanarak suçlu buldu. Maltalı mağaza sahibi, El-Megrahi’nin kendisinden bombanın içine konduğu çantada bulunan kıyafetlere benzeyen kıyafetler satın aldığını söyledi. Aslında Maltalı mağaza sahibinin tanıklığına olayın üzerinden birkaç sene geçtikten sonra başvurulmuştu. Dolayısıyla hiçbir akıllı insan böyle bir tanıklığa dayanarak hüküm veremez. Bu Maltalı mağaza sahibi nasıl oluyor da kendisinden yıllar önce sadece bir kere alış veriş yapan bir müşteriyi hatırlayabiliyor? Bu da yetmezmiş gibi bu müşterinin satın almış olduğu kıyafeti de tam olarak hatırlayabiliyor.

El-Megrahi, prostat kanserine yakalanması nedeniyle İskoçya mahkemesi tarafından serbest bırakılmasından 2012’nin Mayıs ayındaki ölümüne kadar suçsuz olduğunu ısrarla vurguladı.

Lockerbie uçağına düzenlenen bombalı saldırının; ABD’nin düşman uçağı olduğunu zannederek düşürmüş olduğu İran yolcu uçağının intikamını almak isteyen Humeyni’nin emriyle gerçekleştirildiğini ortaya koyan birçok kanıt ortaya çıkmış bulunmaktadır. Amerikalı yazar Douglas Boyd, ABD Savunma Bakanlığı İstihbarat Dairesi’nin 1989 yılının eylül ayında yayınladığı bildiri de şu ifadelerin yer aldığını vurguluyor: ”Bombalama olayı, eski İran İçişleri bakanı Ali Ekber Mohtashamipur tarafından planlanıp, finanse edilmiştir. Uygulama emrini de yine kendisi vermiştir. Saldırıyı düzenlemesi için Filistin Halk Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Cibril ile anlaşmaya varılmıştır.”

Libya’nın Lockerbie uçağının bombalanması olayının arkasında olduğu teorilerini reddeden ve uçağın İran tarafından düşürüldüğünü kesin bir şekilde vurgulayan Douglas Boyd’un bu teorisi, İngiliz Daily Mail gazetesi tarafından da yayınlanmıştı.

Batılı rejimler çoğu zaman çifte standartlıdırlar. Buna birçok kanıt gösterilebilir. İskoçya’nın Lockerbie kasabasının yakılarında düşen Pan Am uçağı saldırısından Libya’yı sorumlu tutması da bunun son örneği değildir. Bu olayın ardından Libya devleti, taraf olmadığı ve hiçbir şekilde sorumlu olmadığı olayın kurbanlarının ailelerine milyarlarca dolar tazminat ödemek zorunda kaldı. Ama görünüşe bakılırsa o zaman ki Libya rejimi, kendi aleyhine olan diğer dosyaların açılmasını engellemek için kurbanlara tazminat ödemeyi kabul etti. Böylece olayın suçu, olayla hiçbir ilgisi olmayan ama kötü şansının kurbanı olan Libyalı bir vatandaşa yüklendi.

Lockerbie kurbanlarının ölümünden sorumlu tutulmayan Libya vatandaşı, kanser hastalığının ilerlemesinin ardından serbest bırakıldı. Ülkesinde kahraman gibi karşılandı. Bu karşılama, kurbanların ailelerinin duygularına ve acılarına saygısızlık olduğu gerekçesi ile Amerikalıları rahatsız ederek tepki göstermelerine neden oldu. Oysa Libyalıların birçoğu hatta Kaddafi rejimine muhalif olanlar bile El-Megrahi davasının adaletsiz bir yüzü olduğunu düşünüyorlardı. El-Megrahi’nin tamamen siyasi ve yargı ile hiçbir ilgisi olmayan bir davanın kurbanı olduğuna inanıyorlardı. Ama ne yazık ki dava, hak ve hukuk çerçevesinden uzak tamamen siyasi bir davaya dönüştürülmüştü. Bu nedenle Libya hükümetinin, İskoçya mahkemesinden El-Megrahi’nin sağlık dosyasını isteme, tutuklu bulunduğu sırada hastalığının gerekli şekilde tedavi edilip edilmediğini yoksa hastalığın tüm vücuduna yayılması için cezaevi doktorları tarafından ihmal mi edildiğini açığa çıkarmaları için bu dosyayı bağımsız bir sağlık komisyonuna sunma hakkı bulunmaktadır.

İlk olarak siyasi bir davadan hüküm giymekle ardından İskoç yasaların kendisini, uzun sürse de suçsuzluğunu ortaya çıkaracak ve ömrünün geri kalanını annesi ve çocukları ile geçirmesine olanak sağlayacak temyize gitme hakkından vazgeçmesi için onu zorladığında El-Megrahi iki kez adaletsizliğe maruz kalmıştır.

Bugün artık hayatta olmayan El-Megrahi, bedeli ödenmiş bir siyasi davanın kurbanıydı. Adaletin siyasetten uzakta gerçekleşeceği bir gün elbette gelecektir. Çünkü Batılıların, adını söylemeye alıştıkları gibi El-Megrahi suçsuzdur. O duyguları olan bir halkın çocuğudur.