Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Libya’da herhangi bir milli ortaklık var mı? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Libya’nın, terörün ve dış güçlere yamanma politikasının yayılmasından sonra toplumsal dokunun erozyona uğratılmasıyla, ülkede sosyal istikrarın sağlanması için ulusal uzlaşıya umutsuzca ihtiyacı var.

Sosyal bir barışın sağlanmasına yönelik ilk adım olarak yapılması gereken ateşkes, sapkın fetvaları ve bu fetvaları ortaya çıkaranları ortadan kaldırılmasını, kibri ve fikirleri için bizi boğazlamayı savunanlar değil de, herhangi bir anlaşmazlık veya ihtilafta yargıya başvurulmasını ve sivil devlete ve yargının kararlarına inananlarla uzlaşmaya varmayı gerektirir.

Ateşkesin gerçekleşmesi için de siyasi rakiplerin tasfiyesi amacıyla nefret söylemine gönüllü olan yerel medya kanallarının durdurulması gerekir.

Güneş balçıkla sıvanmaz, Libyalılar arasında diyaloga, değişik vizyonları dinlemeye ve özümsemeye, hiçbir zaman bu kadar ihtiyacımız olmamıştı. Bunu Libya’ya ait bir ulusal program çerçevesinde yapmalıyız ve bu programa teröristleri, terörün hizmetçilerini veya Libya coğrafyasına inanmayanları dahil etmemeliyiz.

Sözüm ona hilafet kisvesi altında ikinci Osmanlı Devleti’nin veya sınır ötesi mürşitlere biat eden örgütlerin krsupu devletlerin taraftarlarlna bu programda yer olmamalı.

Libya ordusunun petrolün ihraç edilmesine izin verdiğini ilan etmesi, barışa hizmet etmek, toplumsal barışı sağlamak ve Libya ordusunun petrolü, işgalcilere ve paralı askerlere karşı koruduğunu teyit etmek için pratik ve doğru bir adımdır.

Ordunun kararı, Sidre körfezindeki “mücbir sebep” statüsünün kaldırılmasından sonra ihracatın yeniden başlamasını sağlamaya yönelik ortaya çıktı. Merkez Bankası’nın petrol gelirlerini israf etmesi ve baskı, suikast, şantaj ve örgütlü terör uygulayan Politik İslam örgütlerinin elemanlarına aylık maaş ve para verdiğine dair belge ve delillerin ortaya çıkmasıyla uluslararası baskı ve talepler, söz konusu kararın çıkmasında rol oynadı.

Libya parlamentosunun azlettirdiği müftü, ülkenin sosyal barışını tehdit eden terörün teorisyenlerindendir. Dolayısıyla El Vıfak hükümetinin de bu kişiyle temasını kesmesi makul olan icraatken, bu kişi hala radikal açıklamalarda bulunuyor. Hatta bu kişinin başında bulunduğu ve azledilen müftülük makamı da maaşlarını alıyor. Aslında bu makamın başına dengeli, politika ve açıklamalarla ilgisi olmayan bir müftü tayin edilene kadar bu makama maaş bağlanmamalı.

Seçimle başa gelmeyen ve emri vaki yaparak devletin mukadderatını eline alan Geçici Ulusal Konsey, Şubat 2012’de ‘müftülük’ makamının kurulmasına, müftüye hukuk önünde diplomatik dokunulmazlık verilmesine ve verdiği kararların medyada tartışılmasının yasaklanmasına dair 15 numaralı kararnamesini çıkardı. Bu kararname aslında İhvan-ı Müslimin (Müslüman kardeşler) örgütünün büyük bir aldatması ve ülkede yürürlükte olan yasal prosedürlerin açık bir ihlaliydi. Bu karar, kötü niyetli projelerin meşrulaştırılması ve dini kisve altında meşru gösterilmesi için bir başlangıçtı ve müftülük makamının, sözde hilafetin hayalini kuran bir terör grubunun ellerine teslim edilmesiydi.

Ulusal birliktelik, kendini feda etmeyi ve ‘kol kırılır yen içinde kalır’ demeyi, başkalarını dışlamayı ve hıyanetle suçlamaktan vazgeçmeyi gerektirir. Ulusal birliktelik barışı gerçekleştiren ve terör kaynaklarını kurutan gerçek bir sivil toplum eliyle sivil devlet kurulmasını gerektirir. Sivil toplum cemaat, parti ve sivil toplum örgütleri olduklarını iddia eden kıtalararası ideolojilerin vitrini olmamalı.

Ulusal birliktelik, demokrasiyi, dünyada popüler olan araçlarıyla, oy pusulasından başlayarak ve sonuçlarına saygı göstererek gerçekleştirilebilir. Hal buyken, Siyasal İslam grupları kendi çıkarlarına olduğunda demokrasiye sarılırken, seçim sonuçlarının aleyhlerinde olduğu açıklandığında demokrasiyi tekfir etmiş ve sonuçları tanımadığını açıklamıştır. Durum belli, Libya sokağı ‘siyasal islam’ gruplarını püskürtmüş ve bu gruplara ancak yüzde beşi kadar oy vermiştir. Bu grupların tüm devasa medya desteğine, Katarın paralarına ve Türkiye’nin kucak açmasına rağmen sonuçlar, ‘siyasal islam’ gruplarının Libya sokaklarında yer olmadığını göstermiştir.