Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Libya’nın istikrarına giden yol | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Libyalı taraflar, parlamento seçimlerinin önümüzdeki 10 Aralık’ta düzenlenmesi konusunda anlaşmaya vardı. Seçim kararı, Albay Muammer Kaddafi’nin öldürülmesinin ardından siyaset ve güvenlik alanında kargaşanın hakim olduğu Libya’ya yeniden istikrarı getirmeye çalışan Birleşmiş Milletler’in (BM) büyük çabaları sayesinde alındı.

BM ve Fransa Cumhurbaşkanı, Paris’te tüm Libyalı grupların olduğu bir toplantıya ev sahipliği yapmayı neden önemli buluyor?

Bütün uygar devletler, Libya’daki istikrarın yeniden sağlanması hususunda özen gösteriyor. Çünkü BM tarafından desteklenen ve merkezi Trablus’ta olan Ulusal Uzlaşı Hükümeti Başkanı Fayiz el-Serrac’ın temsil ettiği Libyalı siyasetçilerle güney ve batı bölgelerin bir kısmının yanı sıra ülkenin doğusunu kontrol eden ulusal ordu komutanı General Halife Hafter’in öncülüğündeki grup ve merkezi Tobruk’ta yer alan ve şu ana kadar Fayiz el-Serrac hükümetini tanımayan Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in liderliğindeki üçüncü grup ve Libya’da en yüksek danışma kurulu olan Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri komutasındaki dördüncü grup arasında anlaşmazlıklar sürüyor.

Libya’da Paris Konferansı’na davet edilmeyen aktif siyasi güçlerin (radikal İslami gruplar) varlığına işaret etmek gerekiyor. Libya’da bütün bölgeleri tam olarak kontrol eden ortak bir hükümet aktif siyasi ve askeri bir yapı üzerinde anlaşmaya varılmadığı zaman önümüzdeki aralık ayında parlamento ve başkanlık seçimleri nasıl yapılacak?

Pratik ve teorik açıdan bakıldığında Paris Konferansı’na katılan siyasi güçler arasında politik anlaşmazlıklar var. Siyasi güçler içerisinde Tobruk ve Trablus olmak üzere iki hükümet bulunuyor. Konferansa General Halife Hafter, Yüksek Danışma Kurulu ve Libya Devlet Konseyi Başkanı katıldı.

Hem Fas’taki Suheyrat Konferansı’na hem de Paris Konferansı’na katılan siyasetçilerin olması, Libya’daki tuhaf çelişkilerden birisidir. Ancak Suheyrat Anlaşması’nın maddeleri kâğıt üzerinde kaldı ve bu hiçbirisi uygulanmadı. Bu da ülkede daha fazla kaosa yol açtı. Ülkedeki istikrarsızlık ise terör gruplarının ülkeye girmesine ve göçmen kaçakçılarının da deniz üzerinden çalışmaya başlamasına neden oldu.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, sivil bir gözetimin sorumluluğunda faaliyet gösteren kaliteli askeri kuvvetlerin kurulmasının gerekli olduğunu belirttiği ve bütün tarafları Suheyrat Anlaşması’nda yer alan geçici güvenlik önlemlerini uygulamaya davet ettiği zaman haklıydı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise Paris’teki konuşmasında uzlaşma isteğinin halka bırakılması gerektiğini vurgulayarak Libya’daki durumun çatışan gruplar arasında uzlaşma yönünde kararlar alınmasını dikte ettiğini dile getirdiği zaman rasyoneldi.

Paris Konferansı’na katılan BM Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame, krizden çıkmak için Libyalı yetkililerin anlaşmaya bağlı kalmasının gerekli olduğunu ifade etti. Burada şu hususa da işaret etmek gerekir ki Libyalı gruplar, önümüzdeki 10 Aralık’ta parlamento ve başkanlık seçimlerinin yapılmasının yanı sıra gelecek 15 Eylül’de de anayasa seçim kanunun hazırlaması konusunda anlaşmaya vardı.

Siyasetçiler arasındaki anlaşmazlıklar devam ettiği ve şiddet, radikalizm, terör ve Avrupa’ya göçmen ticaretinin arttığı bir ortamda Libya’da ulusal devlet kavramını pekiştirmekten ve seçimlerden bahsetmek mümkün mü?

Farklı gruplar arasındaki siyasi anlaşmazlıklar sivil bir devletin kurulmasını engelleyecek ve bununla birlikte istikrardan bahsetmek de mümkün olmayacaktır.

Seçimlerin gelecek aralık ayında düzenlenmesine yönelik yapılan çağrı demokrasiyi gerçekleştirmek anlamına gelmiyor. Bizim anlayışımıza göre demokrasi devlet kurumlarını inşa edecek, kanun hükmüne ve bunun sonucunda yargılamaya ve hükümetin performansını değerlendirmeye bağlı kalacak şekilde karar alım sürecine katılmak demektir.

Biz, Libya’nın geleceği konusunda iyimser değiliz. Çünkü Arap dünyasında demokrasi mevcut değil. Bazı Arap ülkelerinde var olan demokrasiler de eksik ve bozuk demokrasilerdir. Kendi çıkarlarından önce halkının ve ülkesinin menfaatlerini düşünen samimi ve vatansever liderler olmadan Libya’da demokrasinin başarılı olması mümkün mü? Tek isteğimiz güvenlik sağlanana kadar siyasi liderler arasındaki anlamsız savaşların durdurulması, Libya’nın istikrara kavuşması ve daha sonra da seçimlere hazırlanmak için kurumların inşa edilmesidir.