Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Louisa Ahriz: Buteflika artık etkili bir yönetici değil | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Cezayir Millet Meclisi’nden istifasını açıklayan Louisa Ighil Ahriz, Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın 1954-1962 yılları arasında gerçekleşen kurtuluş devriminin simgesi olma vasfını kaybettiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Louisa Ighil Ahriz, Cezayir Millet Meclisi Başkanı Abdulkadir bin Salih’e istifasını sunduğunu açıkladı. Ighil Ahriz, parlamentoda görevine devam etmeyi reddetmesinin gerekçesi olarak, cumhurbaşkanının 5’inci dönem için aday olma arzusu olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanının yönetimde etkili olmadığını ve başkalarının onun adına karar verdiğini kaydeden Ahriz, bundan dolayı cumhurbaşkanının 5’inci dönem için adaylığını koymasını onaylamadığını ifade etti. Ahriz, açıklamasının devamında “Bu reddimi, cumhurbaşkanının beni yerleştirdiği pozisyondan geri çekilerek gösterdim” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı, Millet Meclisi üyelerinin üçte birini yani 144 üyeden (politikalarını ve projelerini savunan) 48 üyeyi seçme hakkına sahiptir. Söz konusu kişiler genellikle cumhurbaşkanının arkadaşları ve ona sadık olan kimselerdir. Bunlar arasında kendi hükümetlerinde uzun zamandır çalışan birkaç eski bakan ve sömürgeciliğe karşı verilen özgürlük savaşında bulunan mücahitler de var.

Millet Meclisi üyeliği, önemli bir aylık maaş ve maddi ayrıcalıklar anlamına geliyor. Ülke basını ise 1996 yılında oluşturulan bu kurumu, “Dinlenme ve Rehabilitasyon Merkezi” olarak adlandırılıyor.

‘Oyundan çekilmeye beni sevk ediyorlar’

Devrimci geçmişinin ve Cezayir halkı nezdinde güvenilirliğinin olduğunu ifade eden Ighil Ahriz, “Artık inandırıcılıktan uzak bir rolle oynamaya devam edemeyeceğim bir oyundan çekilmeye beni sevk ediyorlar. Cumhurbaşkanı hasta ve devleti idare edemiyor. Etrafındaki insanlar ise perde arkasında onun adına karar veriyor” dedi.

Ighil Ahriz’in bu ifadelerle, cumhurbaşkanının kardeşi ve baş danışmanı Said Buteflika ile Genelkurmay Başkanı Korgeneral Ahmed Kayıd Salih’i ima ettiği yorumları yapıldı.

Bu iki üst düzey yetkilinin ülkedeki gerçek etkin isimler olduğuna atıfta bulunan Ighil Ahriz, söz konusu isimlerin son iki ay boyunca çok sayıda generalin tecrit edilmesine sebep olduklarını ve bu kişilerden general rütbesinde olan 5’inin yolsuzluk suçlamalarının ardından şu anda hapiste bulunduklarını belirtti.

Ighil Ahriz, sömürgecilik dönemlerinden, Fransız askerleri tarafından toplu tecavüze maruz kalması ile biliniyor.

İktidar süresini uzatma çağrısı

Büyük partiler ve düzinelerce iktidar yanlısı örgüt, cumhurbaşkanına “istikrar ve ekonomik kalkınmayı başardığı” gerekçesiyle iktidar süresini uzatması için çağrıda bulundular. Ayrıca kendisine tabi olanların ifadelerine göre, cumhurbaşkanı, uzlaşma politikası sayesinde güvenlik krizini çözüme kavuşturdu.

Cumhurbaşkanının en büyük müttefikleri arasında Ulusal Kurtuluş Cephesi Genel Sekreteri Cemal Velid Abbas, Başbakan Ahmed Uyahya ve Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Yardımcısı olan Korgeneral Ahmed Kayıd Salih bulunuyor.

Başkentte oturma eylemi

Öte yandan gazeteciler tarafından yapılan açıklamada, savunma sırrı olarak adlandırılan belgeleri yabancı taraflara sızdırmakla suçlanan ve Haziran 2017’den bu yana hapiste olan Cezayirli Gazeteci Said Şitur’un serbest bırakılması için bugün başkentteki Basın Evi’nin önünde bazı gazetecilerin oturma eylemi düzenleyeceği duyuruldu.

Said’in bir boyun tümöründen muzdarip olduğunu belirten ailesi, durumunun hapiste gittikçe kötüleştiğini dile getirdi.

Savcılık, Şitur’un davasını, “ulusal savunma ve ulusal ekonominin çıkarlarının zarar görmesine yol açacak şekilde yabancı bir ülkeye teslim etmek amacıyla bilgi ve belge toplamak”la ilgili ceza kanunu maddesi kapsamında değerlendiriyor. Söz konu madde gereğince suçlu bulunan kişinin hayatının geri kalanını hapishanede geçireceği belirtilmişti.

Gazetecinin avukatına göre, davada herhangi bir şikâyetçi tarafın bulunmaması ise dikkatlerden kaçmadı. Şitur’un ailesini ve meslektaşlarını hayrette bırakan soru ise ülkede etkili olan birtakım kimseler tarafından teslim edilmediği takdirde bir gazetecinin devlet sırlarını içeren belgelere nasıl erişebileceğidir?

Şitur’un aralarında BBC ve Washington Post’un da bulunduğu Batı medyasının bir işbirlikçisi olduğuna işaret ediliyor.

Bunun yanı sıra hapiste iken açlık grevine başlayan ve 2016 yılının sonunda ölen gazeteci Muhammed Tamalt’ın ülkedeki acı hatırası hala hafızalardaki yerini koruyor. Tamalt, cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle suçlu bulunmuş ve iki yıl hapse mahkûm edilmişti.