Beyrut: Şarku’l Avsat
Lübnan’da birçok taraf, bir Lübnan gazetesinde yayınlanan ve Suudi Arabistan’a yönelik saldırı içerikli bir makaleyi kınadı.
Avi el-Kaki başkanlığındaki Lübnan Basın Sendikası Konseyi’nden bir heyet, Suudi Arabistan’ın Beyrut Büyükelçiliği’ni ziyaret etti. Heyet, Suudi Arabistan Büyükelçisi Velid el-Buhari’nin yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Büyükelçisi Hamad Said el-Şamsi ve Arap Diplomatlar Heyeti’nden Kuveyt Büyükelçisi Abdul Al el-Kanai tarafından karşılandı.
Buhari, makale içeriğinin “medya ahlakını temsil etmediğini ve mesaj düzeyinde olmadığını” belirtti. Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve Başbakan Saad Hariri’ye konuya dair gösterdiği ilgiden ve Adalet Bakanlığı’nın da derhal ortaya koyduğu yargısal uygulamalardan dolayı teşekkürlerini ileten büyükelçi, makalenin sadece “ayrıkçı bir sesi” temsil ettiğini vurguladı. Velid el-Buhari, “Siyasi düzeyde, Lübnan halkı ve medya düzeyinde hiçbir saygın taraf, kardeş bir ülkeye yönelik ortaya koyulan bu üslup ve hitabı kabul etmiyor” dedi.
Makaleyi yayınlayan gazeteye karşı diplomatik adımlar atılacağına dikkati çeken büyükelçi, “Nihai olarak Lübnan ve Lübnan’a istikrar ve refah konusunda destek veren Suudi Arabistan arasında ilişkilerin bozulmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
Kuveyt Büyükelçisi Abdul Al el-Kanai ise Lübnan’ın kardeş ülkelerle ilişkilerini bozma girişimleri, yalnızca Suudi Arabistan ve Lübnan arasındaki yakınlaşmayı artırmayacak. Bu girişimlerin aramızda daha fazla yakınlık, bağlılık ve dayanışma sağlayacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
BAE Büyükelçisi Hamad Said el-Şamsi ise, yaşananın tekrarlanmaması için Lübnan tarafından caydırıcı ve yasal uygulamaların ortaya koyulduğunu belirtti. El-Şamsi, ülkemizde bir gazete veya dergiye yayınlanma izni veren herkesin, kötüye kullanıldığı taktirde bu organlara ceza vermesi gerektiğini söyledi. Büyükelçi, “Lübnan’da caydırıcı yasa ve kriterler olması ve Enformasyon Bakanlığı’nın başsavcılık ile birlikte hareket etmesi gerekiyor” dedi.
Öte yandan Avi el-Kaki, kendisi ve sendika üyeleri adına Suudi Arabistan’dan özür diledi. El-Kaki, durumu “Lübnan basın tarihinin karar günü” olarak nitelendirirken, “Önemli olan şey, bu konunun takip edilmesi ve tekrarlanmasına izin verilmemesidir” şeklinde konuştu.
Öte yandan eski Başbakan Fuad Sinyora yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan ve yetkililerine yönelik bu yayınlanan makaleyi kınadı. Sinyora, “Lübnan basını, özgürlüklere, özgür ve sorumlu kalemlere ulaşma isteğinin ve Arap basının bir feneri olarak gelişme kaydetti. Ancak bugün, bazı kesimlerin sorumsuzluğu ve bu meslekte davetsiz misafirlerin çoğalması dolayısıyla Lübnan basınının bir bölümü köprüleri yıkıp Arap dünyasıyla bağları koparmak için bir araca ve bir şantaj platformuna dönüştü. Bu utanç verici tavır, Lübnan’ın namına, çıkarlarına ve halkının menfaatlerine uygun değil” ifadelerini kullandı.
Aynı şekilde eski Başbakan Temmam Selam da “Yasalara aykırı olduğu gibi ahlaki ve ulusal bir düşüş teşkil ediyor” ifadeleriyle Suudi Arabistan’a yönelik bu hamleyi kınadı. Eski Başbakan, Enformasyon Bakanlığı’na bu şekildeki bir medya performansının önüne geçmek için hızlı bir şekilde hareket etme çağrısında bulundu. Selam ayrıca, Bakanlığa Lübnan basınının adına ve tarihine uygun olarak aktif ve sorumlu bir pozisyon üstlenecek gazeteci ve editörler seçme çağrısı yaptı.
Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) Genel Başkanı Samir Caca da yaptığı açıklamada, “Fikir özgürlüğü farklı bir şey, Arap ve yabancı yetkililere hakaret ve küfür farklı bir şeydir. Zira bu düzeyde son olarak Suudi Arabistanlı yetkililere yönelik bir saldırıya tanık olduk” dedi.
Caca, devletin var olan dinamiklerinin çökmemesi, hukuk, düzen ve fikir özgürlüğüne saygısızlık yapılmaması için ilgili makamlara konuyu ciddi bir şekilde ele alma çağrısı yaptı.
Öte yandan Lübnan Müftüler Konseyi, Hizbullah’ı işaret ederek bazı kötü niyetli kimselerin Yeni Hükümet’in kurulma sürecini ertelemesi için Saad Hariri’nin ortaya koyduğu çabaları engellemeye çalıştığını vurguladı. Konsey, Başkan Abdul Latif Diryan tarafından düzenlenen bir toplantı sırasında, hükümetin kurulmasının Başbakan Hariri’nin sorumluluğu olduğuna ve Başbakanın Cumhurbaşkanı ile işbirliği içinde birçok engeli aştığına dikkati çekti.