Bir yandan Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın Başbakan Saad Hariri’nin istifasına yönelik kararını geciktirmesi diğer yandan Lübnan’da devam eden siyasi kriz, ülkedeki belirsizliğin artmasına neden oldu. Cumhurbaşkanı, siyasi parti liderleri ve ulusal çapta söz sahibi isimlerle görüşmelerine devam ediyor. Avrupa Birliği’nden (AB) yapılan açıklamalar ise sürecin hızlandırılarak ülkede bir an önce seçime gidilmesi gerektiği yönünde.
Cumhurbaşkanlığına yakın kaynaklar, Hariri’nin istifasından önce hükümetin nasıl şekilleneceğine dair görüşmenin yapılmadığını ileri sürdü. Şarku’l Avsat’a yapılan açıklamalarda Cumhurbaşkanı Avn’ın istifanın gerçek nedenini öğrenmek için Hariri ile iletişim halinde kaldığı yönünde. Bu, Avn’ın Hariri’nin istifası hakkında henüz karar vermemiş olmasının gerekçesi olarak gösteriliyor. Zira yapılan yorumlar, Hariri’nin istifa yönteminin yasalarla ve geleneklerle örtüşmediği şeklinde. Kaynaklar, oluşacak hükümete dair açıklamalarda bulunmak için ise henüz erken olduğu görüşünde. Hariri’nin durumunun ve hükümetin geleceğinin ancak istifanın netleşmesinin ardından görüşüleceği kaydediliyor.
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri’den gelen açıklamalar ise bütün krizlere rağmen Lübnan’ın zorlukların üstesinden gelmeyi ve dâhili konumunu sağlamlaştırmayı başardığı yönünde. Berri, bugün karşı karşıya kalınan durumun, kendilerini birlikteliklerini sağlamlaştırmaya zorladığını açıkladı. Mevcut hükümetin halen geçerli olduğunu belirten Berri, Başbakan Hariri’nin istifasının bu şekilde ilan edilmesinin hükümetin niteliğini değiştirmeyeceğini yineledi.
Yapılan açıklamalar Hariri’nin istifasını resmi olarak sunmak için Lübnan’a hızlı bir ziyarette bulunabileceği yönünde. Ancak aynı kaynak Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada konuya dair henüz bir kesinlik olmadığını belirtti.
Lübnan’ın uluslararası diplomasisi
Lübnan içinde tartışmalar sürerken uluslararası alanda da Hariri’nin istifasına yönelik kıpırdanmalar başladı. Lübnan, uluslararası camia tarafından desteklenirken, Cumhurbaşkanı Avn da önümüzdeki iki gün boyunca Lübnan’a destek verilmesi hususunda uluslararası toplumun büyükelçilerine yönelik ziyaretlerine devam edecek.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasından bir gün sonra, Washington Hizbullah’ı terör örgütü olarak niteleyerek, Lübnan hükümetine destek verdiğini belirtti. Lübnan’daki AB büyükelçileri de Lübnan’ın birliğini, istikrarını, egemenliğini, güvenliğini ve halkını güçlü bir şekilde desteklediklerini yineledi. Büyükelçiler tarafından dün yayınlanan bildiride, tüm taraflara yapıcı diyaloğu sürdürme, Lübnan kurumlarını güçlendirme ve anayasa uyarınca 2018 yılının başında seçimlere gitme çağrısı yapıldı. Büyükelçiler ayrıca Lübnan’a yönelik yardımlarını sürdüreceklerini kaydetti.
Meclis Başkanı Nebih Berri başkanlığındaki “Kalkınma ve Kurtuluş” bloğunun üyesi olan milletvekili Mişel Musa’ya göre seçim dosyası, AB’nin baskısı neticesinde Lübnan istikrarının korunmasına yönelik işliyor. Musa, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, seçimlerin belirlenen tarihte yapılmasının ulusal birlik ve istikrarın korunması için önemli bir kararlılık olduğunu belirtti. Seçimlerin vaktinde yapılması için tüm partiler ve uluslararası camia tarafından ortak bir kararlılık olduğunu ifade eden Musa, Hariri’nin istifasından kaynaklanan krizin yakın zamanda sona ereceğini söyledi ve seçimlerin zamanında yapılacağını vurguladı.
Bir yandan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın iki gün sürecek istişare toplantıları devam ederken, diğer yandan da Lübnan Başmüftüsü Şeyh Abdüllatif Düryan, Fetva Meclisi’ndeki toplantılarını sürdürüyor. Şeyh Düryan, Yolsuzlukla Mücadele Bakanı Nicola Tuveyni ve Milletvekili Gazi Aridi ile görüşmeler gerçekleştirdi. Tuveyni ile görüşmesinde, ulusal birliğin tehdit edilmediği ifade edildi. Aridi ise, görüşmenin ardından yaptığı açıklama, “Kuşkusuz, gerçekten zor bir dönemden geçiyoruz. Bu, her anlamıyla Lübnan’daki hiç kimsenin yüzleşmeye güç yetiremeyeceği bir sıkıntı. Bu nedende birlik içinde, sabır, sakinlik ve açık istişarelerle ilerleyeceğiz” ifadesini kullandı. Ayrıca ülkenin ana bileşenleri olan Cumhurbaşkanı, Temsilciler Meclisi Başkanı ve ulusal siyasi mercilerin üstlendiği sorumlulukla bu sıkıntıdan çıkmanın mümkün olduğunu kaydetti.