Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Lübnan’da kapanmayan yara ‘Aile Vatandaşlığı’ krizi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Lübnan İçişleri Bakanı Nihad Meşnuk, Şarku’l Avsat’a “vatandaşlık sorunu” hakkında demeç verdi.

Meşnuk, çifte vatandaşlık kanun tasarısının “kirlilikten arındırılmış” olduğunu söyledi.

Lübnan İçişleri Bakanı Nihad Meşnuk Şark’ul Avsat’a verdiği demeçte, son zamanlarda vatandaşlığa kabul kararının kirlilikten arındırılmış olarak ‘temiz ve kanuni yollarla’ yapıldığını belirtti. Tasarının ilk taslakta sorunlarının giderilmesinin gerekli olduğunu böylece yasanın insan haklarına uygun biçimde hazırlanıp suçlular için insan kaçakçılığına alet olmayacağını belirtti.

Filistin ve Suriye vatandaşlarıyla evli olan Lübnanlı kadınların eşlerine ve çocuklarına “istisnasız” vatandaşlık verilmesi teklifine Hristiyan partilerin itiraz etmesine rağmen yasa tasarısı meclis gündemine gelecek.

Yerel kaynaklar, Şarku’l Avsat’a, yabancılarla evli Lübnanlı kadınların sayısının çok fazla olduğunu, halihazırda 94 bin davanın bulunduğunu ve ayrıca 74 bin vakanın da Lübnanlı kadınları kapsamasının toplumsal bir yara olarak devam ettiğini belirtti.

Lübnan İçişleri Bakanlığı kayıtlarına göre, ülkede yaklaşık 980 bin Suriyeli sığınmacı, yarım milyondan fazla da Filistinli mülteci bulunuyor.

Fransa’nın manda yönetimi dönemine tekabül eden 1925’te çıkarılan yasaya göre, Lübnanlı babadan doğan çocuklar ülke vatandaşı kabul ediliyor.

Lübnan’da 2011’de başlatılan “Benin Uyruğum” kampanyası koordinasyon heyetine göre, halihazırda yaklaşık 70 bin Lübnanlı kadın farklı ülke vatandaşlarıyla evli. Yabancı eşlerle kurulan ailelerde dünyaya gelen 100 binden fazla çocuk ise Lübnan vatandaşlığı almayı bekliyor.

Çocuklarına Lübnan vatandaşlığı verilmesini isteyen kadınlar, zaman zaman düzenlediği gösterilerle bu durumu protesto ediyor.

Konunun siyasi yönünü takip eden gözlemciler, yabancı babadan dünyaya gelen çocuklara Lübnan vatandaşlığı verilmemesi konusunda en çok Maruni Hristiyanlar ve Şiilerin ısrar ettiğini, aksi halde ülkedeki demografik yapının Sünnilerin lehine değişeceğini iddia ediyor.