Lübnan Başbakanı Sad Hariri, dün yaptığı açıklamada, istifasını geri aldığını bildirerek, Lübnan hükümetinin bütün taraflarının, Arap ülkelerindeki iç çekişmelere dair tarafsız kalacaklarına dair söz verdiğini söyledi.
Bugün düzenlenen Bakanlar Kurulu’nda bir konuşma yapan Hariri, “Öncelikli olarak, karşı karşıya kaldığı tehlikelerden ülkemizi korumakla mükellefiz” dedi. Bakanlar Kurulu’nun, kaynayan Ortadoğu’da Lübnan’ın korunması için bir yardımlaşma fırsatı olmasını temenni ettiğini dile getiren Hariri, bunun için sorumlulukla hareket etmeleri gerektiğine dikkat çekti. Lübnan’ı kaosa çekmeyi hedefleyen sloganlara tabi olmayı reddettiğini vurguladı.
“Öncelikle Lübnan ve Lübnanlıların çıkarlarını gözetmeliyiz”
Lübnan’ı bölgedeki çatışmalardan uzak tutmak için çalışma çağrısı yapan Hariri, dost ve kardeş ülkelerin iç meselelerine karışılmaması ve bu ülkelere medya yoluyla düşmanlık yapılmaması gerektiğini ifade ederek, “Öncelikle Lübnan ve Lübnanlıların çıkarlarını gözetmeliyiz. Sözlü ve fiili olarak tarafsız olduğumuzu göstermeliyiz. Bununla birlikte, biz iç işlerimize karışılmasını istemiyorsak, başka bir ülkenin de iç işlerine karışmamalıyız. Başta Körfez ülkeleri olmak üzere hiçbir Arap ülkesinin iç işlerine karışmamalıyız. Çıkarlarımız, bütün ülkelerle dostane ilişkiler geliştirmemizi zorunlu kılıyor” şeklinde konuştu.
Bakanlar Kurulu toplantısında söz alan Lübnan Yüksek Öğrenim ve Eğitim Bakanı Mervan Hammade ise, “Bu masanın etrafında toplanan bütün tarafların temsilcileri, Lübnan’ı tehlikeye atacak ve ekonomisini tehdit edecek siyasi ittifaklardan uzak durmalı” ifadelerini kullandı.
Lübnanlı Analist Ali el-Emin, konuya ilişkin olarak, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, Hükümet tarafından yapılan açıklamanın beklenen bir açıklama olduğuna dikkat çekerek, “Ancak açıklamada, bunca başarısız tecrübeye rağmen bir kez daha Lübnan’ın tarafsızlık politikası gütmesine vurgu yapılması güven ve cesaret vermiyor. Zira önceki siyasi uzlaşılarda da bu hususa dikkat çekilmesine rağmen Hizbullah uzlaşılara uymamıştı” dedi.
El-Emin, tarafsızlık politikasının ancak bütün tarafların Lübnan’ın müstakil bir devlet olmasını kabullenmesi halinde başarılı olabileceğine dikkat çektiği açıklamasında, “Ancak Hizbullah, hükümetten ayrı tavırlar takınıp kendi başına karar aldığı sürece ülke hep geriye gidecek” şeklinde konuştu.
Bölgesel bir gücün, bölgenin haritasını şekillendirmeye çalıştığını, ABD’nin İran’ın bölgedeki nüfuzuna dair kararlarına etki ettiğini söyleyen el-Emin, açıklamasını, “ABD, İran’ın Ortadoğu’daki nüfuzuna karşı sadece siyasi yollarla mücadele ediyor. İran’ın bölgedeki çıkarlarını gerçekleştirmek için kullandığı milis gücüne karşı, herhangi bir adım atmıyor” cümleleriyle sonlandırdı.
Öte yandan, Lübnan’daki Bakanlık kaynaklarının verdiği bilgiye göre, Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, Lübnan’daki krizin çözümü için Hizbullah ve hükümet arasında arabuluculuk rolü üstlendi. Berri’nin siyasi yardımcısı olan Lübnan Hazine Bakanı Ali Hasan Halil ise, Hariri’nin yaptığı konuşmaya dair, gün boyunca Dışişleri Bakanı Cibran Basil ve Başbakanlık Ofisi Başkanı Nadir el-Hariri ile görüşmeler gerçekleştirdi.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ı ziyaret eden Devlet Bakanı Ali Kansu, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, “Lübnan’ın siyasi istikrarı, ülkedeki siyasi taraflar için öncelik arz etmelidir. Çünkü bir ülkede siyasi istikrar olmadan, ekonomik istikrar ve güvenlik de olmaz” dedi.
Başbakan Hariri’nin istifa etmesi sayfasının kapatılması ve Lübnan’ın tarafsızlık siyaseti izlemesi şeklinde bir ulusal karara ulaşılmasının ardından, Hariri, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüşmek üzere Paris’e bir ziyaret gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Söz konusu kaynaklara göre, daha önce toplantının yılbaşında yapılmasını düşünen Macron, toplantıyı Cuma günü düzenleme kararı aldı.