Lübnan’ın Suriye sınırındaki Arsel beldesi, son 7 yılda yaşadığı zorlukları daha önce hiç yaşamamıştı. Belde halkı ve sivil girişimler, bu gerçeği sık sık vurguluyor. Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılından beri 120 bin mülteci bu küçük sınır beldesine sığındı. Belde, lojistik açıdan açıkça Suriye muhalefetine sahip çıktı ve destek verdi. Bununla birlikte, DEAŞ terör örgütü ve Nusret Cephesi, 2014 yılında Arsel’de bazı Lübnan askerlerini kaçırdı. Bütün bu olaylar, Arsel halkını korkuttu ve eski sakin günlerine dönmek için can atmalarına sebep oldu.
Arsel, Lübnan ordusunun DEAŞ ve Nusret Cephesi unsurlarını bölgeden çıkarmak için başlattığı operasyonların üzerinden bir yıl geçerken yeniden normal hayatına dönmeye çalışıyor. Beldeye sığınan mültecilerin Suriye’ye dönmeye başlaması belde halkının umudunu artırsa da bazıları Lübnan lirasını harekete geçirmeleri sebebiyle mültecilerin dönüşünün olumsuz etkiler getireceğini düşünüyor.
Lübnan Başbakanı Saad el-Hariri liderliğindeki el-Müstakbel partisinin Arselli milletvekili Bekir el-Huceyri, 2011’den beri Arsel bölgesinin çok büyük sıkıntılar çektiğini belirterek, “Artık bizim göçmen durumuna düşeceğimizi sanıyorduk. Her güvenlik operasyonunda bu durum kendini gösterdi. Çünkü bütün operasyonlarda Esed rejiminin parmağı vardı. Bölgesel güçler, artık Arsel’in güvenli bir yer olmadığını ve boşaltılması gerektiğini söylüyordu” şeklinde konuştu.
Arsel halkının, Suriye devriminin başından beri muhalefete lojistik destek sağladığını yalanlamayan Huceyri, “Ancak Esed rejiminin muhalif grupları manipüle ederek bu grupları halka zarar veren çetelere dönüştürmesi bizim de yaklaşımımızı değiştirdi. Devrimin başlangıcında muhaliflere yardıma hazır olduğumuzu bildirmiş olabiliriz ancak o zaman da kendilerine savaşın Lübnan’a taşınmasını kabul etmediğimizi söylemiştik” ifadelerini kullandı.
Suriye’de, Lübnan sınırının İran’a bağlı milislerin değil Rus kuvvetlerinin gözetimine geçmesinin, başta sağlık ve altyapı olmak üzere birçok sorununu çözmek için mücadele eden Arsel halkını rahatlattığına değinen Huceyri, Birleşmiş Milletler’in (BM) ise Arsel’deki mültecilere yeterli yardımı sağlamamasının beldeye sığınan 120 bin Suriyeli mülteciyle beraber yerel halkı da zor durumda bıraktığını ve halkın Suriyeli mültecileri kendi evlerinde ağırlamak zorunda kaldığını sözlerine ekledi.
Arsel Belediye Başkan Yardımcısı Rima Kerenbi ise Suriyeli mültecilerin artık köylerine dönmek istediğini ifade ediyor. Mültecilerin getirdiği yük nedeniyle ekonomik sıkıntıların artmasından bunalan halkın da mültecilerin dönüşüyle birlikte rahat nefes almak istediklerini dile getiriyor.
Kerenbi, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, “Suriye’ye dönen mülteci kafilelerinin sayısı sembolik olsa da Arsel halkı durumu olumlu karşılıyor. Birçok kişi 4-5 yıldır bekleyen birkaç ay daha bekler diye düşünüyor” şeklinde konuştu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, daha önce Esed rejimine bağlı kuvvetlerle çatışmalara girişmiş Lübnan’da bulunan 30 bin Suriyeli mültecinin Lübnan’da kalmayı tercih ettiğini açıklamıştı. Arsel Belediye Başkanı Kerenbi, bu duruma dikkat çektiği röportajında, söz konusu mültecilerin Suriye’deki savaş tamamen sonlansa bile ülkelerine dönmeyeceklerini çünkü dönmeleri halinde ölüm tehlikesiyle karşılacaklarını bildiklerini vurguladı.
Suriye’de son yıllarda yaşanan olaylar, nüfusunun büyük çoğunluğunu Sünnilerin oluşturduğu Arsel beldesinin, komşu Şii belde ve köylerle olan ilişkilerine zarar vermiş. Arselliler, mültecilerin dönüşüyle birlikte bu sorunlarının da geride kalacağını ve söz konusu köy ve beldelerle yeniden sosyal ve ticari ilişkilerin başlayacağını ümit ediyor.