Lübnan Dışişleri Bakanı Cibran Basil, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması amacıyla Filistinli ve Suriyeli olmamak şartıyla yabancılarla evlenen Lübnanlı kadınların çocuklarına vatandaşlık hakkı verilmesine ilişkin bir yasa tasarısı sunulduğunu bildirdi. Basil’in açıkladığı tasarı, insan hakları dernekleri tarafından öfkeyle karşılandı. Proje sosyal medyada ‘ırkçı’ olarak nitelendirildi.
Basil, Dışişleri Bakanlığı’nda yaptığı basın toplantısında girişiminin Lübnanlı kadın ve erkekler arasında eşitliğin yanı sıra kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın kaldırılmasını hedeflediğini söyleyerek 1925’te hazırlanan kanun gereği komşu ülkeler dışında vatandaşlık hakkının babası Lübnanlı olanlara ait olduğunu belirtti.
Dışişleri Bakanı, projesinin Lübnanlılar arasında cinsiyet ayrımcılığı yapmayan, yurt ve vatan edinilmesini yasaklayan Lübnan anayasasıyla aynı doğrultuda oluğunu ifade ederek vatandaşlık verilmesi konusunda dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. “Lübnanlı kavramının Lübnanlıları bir araya getiren değer olduğuna işaret ederek, vatandaşları ve göçmenleri eşitlemek için vatandaşlığın geri verilmesi de bir dizi adım attıklarını belirtti.
Eski Adalet Bakanı İbrahim Neccar, kanun tasarısı ile ilgili olarak “Siyasi düzeyde bu teklif yeniden yerleşim korkusu başlığı altında anlaşılabilir. Ancak yasal düzeyde anayasaya aykırı olabilir” dedi. Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Neccar, kadınlar ve erkekler arasındaki ve onlarla evlenen kişilerin uyruğuna yönelik ayrımcılığa işaret etmeyen kanunun yeniden düzenlenmesini önerdi. Bunun yasalar karşısındaki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ifade etti.
Ancak Dışişleri Bakanı’nın önerisi siyasi çevrelerde ve bazı kesimlerde memnuniyetsizlik dalgası yarattı. Eski milletvekili Salah Hanin, yasanın parçalanmayacağını ya da başka bir yasanın yerine geçemeyeceğini ifade etti. Hanin, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Yabancı ile evlenen Lübnanlı bir kadının, yasal olarak çocuğuna vatandaşlık hakkı verebileceğini vurgulayarak bu konuda istisna olmadığını belirtti. Atılan adımı ırkçılık olarak niteledi.
Kadın Hakları Vakfı yöneticisi Zoya Rouhana da girişimi “ırkçı” olarak nitelendirerek bunun kadınlar ve erkekler arasında yapılan bir ayrım olarak değerlendirdi. Rouhana, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Filistinlilere ve Suriyelilere yönelik ırkçı yaklaşım nedeniyle üzüntü duyduğunu ifade etti. Filistinli ya da Suriyeli de olsa yabancılarla evli olan tüm kadınların çocuklarına vatandaşlık hakkı verilmesi gerektiğini savunan Rouhana, “Bugün yeni bir sorunla karşı karşıyayız. Bu Suriyeli ya da Filistinli ile evli olan Lübnanlıların çocukları Lübnan vatandaşlığından mahrum bırakılarak mülteci statüsü veriliyor” dedi. Eski milletvekillerinden Salah Hanin ırk, etnik veya dini kurallara bağlı yasaların yürürlüğe girmesi konusunda uyarıda bulunarak “Bu ayrımcılığa son vermeliyiz. Kadınlar çocuklarına erkeklerle aynı milletin vatandaşlığını verme hakkına sahip. Vatandaşlar arasındaki eşitliği hak etmeyen her yasa bölünme sebebidir” dedi.
Durumun kısa süre içinde netleşeceğini ifade eden Zoya Rouhana, insan hakları kuruluşlarının bu proje ile yüzleşmek için harekete geçeceğini belirtti. Ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşlara aynı hakların verilmesi için çağrıda bulundu.