Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Lübnanlı kadınlar başta ‘özlük hakları’ olmak üzere yeni yasalar bekliyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

2017’de Lübnan’da kanunların yürürlüğe girmesi konusunda olumlu adımların atılmasına tanıklık edilği ve kadın hakları konusundaki bazı maddelerde bir takım değişiklikler yapılma olasılığı üzerinde durulduğunu söyleyebiliriz.

Belki de bu adımlar toplumu daha iyi bir Dünya Kadınlar Günü’ne taşımayı amaçlıyor. Bir kısmı hala ‘inceleme’ listesinde bulunan kanunların bazılarında değişiklik yapılması gerekirken, bazıları parlamento tarafından resmi olarak kabul edilme ve onaylanma işlemlerine ihtiyaç duyduğundan gecikiyor.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1325 sayılı kararı (Barış, Kadın, Güvenlik konulu maddesi), kadınların çalıştığı çeşitli kurum ve kuruluşlara dikkat çekiyor. Bu konuyla ilgili bir takım ilerlemeler kaydedilebildi. Bunlardan en önemlisi, bu kararın açıklandığı konferansların düzenlenmesiydi. Bu kararla ilgili bilincin, hala genel ve kapsamlı bir şekilde oluşmasına ihtiyaç duyuluyor.

Lübnan, 2014 yılında kadınların evde uğradıkları şiddetin suç sayıldığı bir kanunun yürürlüğe girmesi ve 18 yaşın altındakilerin evlenmelerine izin verilmemesi gibi bir takım mevzuatlar gerçekleştirmişti. Ancak, 1325 sayılı kararın uygulanmasını engelleyen bir takım olumsuzluklar, kadınların üst düzey karar mercii konumlara gelmelerini ve dolayısıyla 1325 sayılı kararın uygulanmasını engelliyor.

Lübnan Kadın Hakları Konseyi LCW), son olarak ‘Siyaset, ekonomi ve sosyal değişimlerin kadın gerçeği üzerindeki etkisi’ başlığı altında Birleşmiş Milletler Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu ortaklığında düzenlediği konferansta BMGK kararının temel yapı taşları tartışıldı. LCW, Lübnanlı kadınlar için seçimlerde özel bir kontenjan açılmasını ve kadınların da seçim listelerine dahil edilmesini talep ediyor. Listenin ilk üç ismi arasında bir kadın adı olmaması halinde tüm düzenlemeleri boykot etme çağrısı yapan LCW,  kadınların listenin en üstünde yer almasını sağlayan taraflı bir ses çıkarılmasını istedi.

Diğer yandan Lübnanlı Kadınlar Ulusal Komisyonu (NCLW) Basın Sözcüsü Michelin Mas’ad, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Lübnan’ın bir yıl içindeki başarılarını özetledi. Sözcü, Belediyeler Kanununda, evli kadınların kaydı eşinin memleketine taşınmış olsa bile, kendi memleketlerinde parlamento seçimlerinde oy kullanmalarına izin veren bir değişikliğin yapılmasıyla başlayan gelişmelerin, 18 yaşını doldurmamış kızların evlenmelerinin engellenmesi ve bunun bir komisyon tarafından izlenmesi kararı gibi yeniliklerle devam ettiğini belirtti.

‘Lübnan seninle daha güçlü, adaylığını koy, oy kullan ve değiştir’

Diğer derneklerle işbirliği içinde kadına yönelik şiddet konusunda birçok bilinçlendirme kampanyası yürüttüklerini kaydeden Michelin Mas’ad, son olarak ‘Lübnan seninle daha güçlü, adaylığını koy, oy kullan ve değiştir’ başlığı altında, kadınların siyasi konumlara aday olmaları ve parlamento seçimlerine katılmaları için çağrıda bulunarak, arzu edilen değişime ulaşılması için bir kampanya düzenlediklerinin altını çizdi. Kampanya kapsamında, Komisyon yetkilileri, kadınları siyaset konusuna daha duyarlı hale getirmek için medya ayağını da kullanıyor.

2017 yılında kabul edilen ve kamuoyunu ilgilendiren bir diğer kanun ise Kadınlardan Sorumlu Devlet Bakanı Jean Ogasapian tarafından önerge olarak sunulan cinsel tacizi suç sayan yasa tasarısı. Bakanlar Kurulu’nun onayına sunulan kanun, bazı maddelerinde yapılacak değişikliklerin beklenmesi nedeniyle henüz onaylanmamış.

Ancak namus cinayetleri ile ilgili hükümleri, bunun cinayet işlemek için mazeret sayılmasını ve failin cezası için hafifletici sayılmasını iptal eden 562’inci madde, yerini başka bir şekle bürünen ve ‘Öfke Devrimi’ olarak nitelendiren 252’inci maddeye bıraktı. Bunun gerçekleşmesi namus cinayetlerinin yeniden başlamasına zemin hazırladı. Kız çocuk, kız kardeş, anne veya eşe karşı işlenen bu suçun cezalandırılması için bazı dernekler harekete geçti.

Milletvekili İli Kiraz, hükümetle parlamento arasında beklemeye devam eden bir madde için değişiklik önerisinde bulundu. Bu madde, Aile İçi Şiddet Yasası idi. Madde, cezanın uygulanmasında boşluklar olmasına rağmen 2014 yılında yürürlüğe girmişti. KAFA (Yeter) Derneği ve üyeleri, hakimler ve Adalet Bakanlığı ile işbirliği yaparak, maddenin iptal edilmesi ve tasarının tamamlanarak yürürlüğe girmesi için bir çalışma gerçekleştirdi. Ancak madde bugüne kadar Meclisi’nin gündemine giremedi.

Öte yandan ‘küçük yaşta evlilik’ yasası için ilgili meclis komisyonlarının çalışmalarında ilerleme kaydedilmesine rağmen hala bir sonuca varılamadı. Bu yasa ve evlilik için 18 yaş sınırı getirilmesi için gerekli çalışmaların sonuçlanması umutla bekleniyor.

Kuruluşundan bu yana, toplumda kadına karşı her türlü şiddeti ortadan kaldırmaya çalışan KAFA Derneği Basın Sözcüsü Diyala Haydar, bu yasaların yürürlüğe girmesinin kadınların sosyal sorunlarının son bulması adına yeterli olmadığını belirtti. Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Diyala Haydar, “Kadınlara yönelik şiddet uygulanmasına iten sebepler için bir sosyal farkındalık yoksa, bu konularda gereken ilerlemeyi maalesef göremeyiz. Farkındalık, güvenliğin bir temelidir. Farkındalık sayesinde kadınlar güvenliklerini tehlikeye atan şiddetten uzaklaşmış olur” ifadelerini kullandı. Dernek, ayrıca evlilik, gözaltı, miras, milliyet ve diğer konularda kadınlar ve erkekler arasındaki ayrımcılığı sona erdiren, özlük hakları yasalarının yürürlüğe girmesi konusunda da çalışmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak derneğin basın sözcüsü Diyala Haydar, “İş Güvenliği ve Sosyal Sigorta Kanunu ile ilgili olarak, diğer dernekler ile yapılan ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve eşitliğin sağlanması için sarf edilen diğer çabaları da unutmamalıyız. Çok zor aşamalardan geçtik ve doğru yoldayız” şeklinde konuştu.

Farkındalık oluşturulmasında Lübnan basınının katkısı

Görsel ve işitsel olarak Lübnan basınının, yasal alanda çalışmaların başlatılmasındaki rolü, dikkat edilmesi gereken bir noktadır. Lübnan basını, kadınlarında, neyi savundukları konusunda farkındalık oluşturma ve konuşmaları için cesaretlendirmeye katkıda bulunmuştur.

Şiddete maruz kalan kadın kurbanların sayıları hakkında ellerinde neredeyse hiç veri olmadığını belirten Diyala Haydar’a göre, takip edilebilecek resmi istatistikler yok. KAFA Derneği, 2017 yılında aile içi şiddete maruz kalan yaklaşık 982 kadın ağırladı. Aynı yıl medyada 10 vaka ile ilgili haberler yer alınca dikkatler aile içi şiddete çekildi. İç güvenlik güçleri, yıl boyunca 29 tecavüz, 73 taciz ve cinsel saldırı vakası gerçekleştiğini rapor etti.
‘Evlilik için alt yaş sınırı getirme’ başta olmak üzere, kadın hakları konusunda farkındalık oluşturma kampanyaları günden güne artıyor. Namus cinayetleriyle ilgili olarak katil ‘öfke devrimi’ durumunda suçu işlediyse, bunun bir mazeret olarak sunulmasını öngören 252’inci maddenin konusu olan ‘Çoğalan maddeler ve işlenen bir suç’ kampanyasının yanı sıra cinsel tacizi suç sayan yasanın hayata geçirilmesi amacıyla düzenlenen ‘Eğer tacizci durdurulursa taciz de durur’ kampanyası ve özellikle Lübnan’daki yabancı işçilerin hakları konusunda ‘Kendinizi onun yerine koyun’ kampanyası düzenlendi. Bu kampanyalar sadece kadın hakları ile sınırlı değil. Bunlara ek olarak, ‘rahim ağzı kanseri’, ‘kadınlarda böbrek hastalığı’ ve diğerleri gibi kadınların sağlığı açısından da farkındalık oluşturulması çerçevesinde de kampanyalar yapıldı.

Farklı mezheplerden 7 kadının hikayesini anlatan belgesel

Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla KAFA Derneği, ‘Karşı’ adlı bir belgesel film gösterimi gerçekleştirdi. Diana Moukalled tarafından hazırlanan belgeselde kişisel ve mezhepsel yasaların kadınların kaderlerini nasıl kontrol ettiğini anlatan, farklı mezheplerden 7 kadının hikayeleri anlatılıyor.