Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Lübnanlı Şii muhalifler, Hizbullah hakkında şikayette bulundu | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Hizbullah’a yakın bir gazetede, aralarında siyasiler, gazeteciler, avukatlar ve aktivistlerin bulunduğu Hizbullah karşıtı 28 Şiinin adının bulunduğu bir listenin ‘Büyükelçilik Şiileri’ adı altında yayınlanmasının ardından Lübnanlı Şii muhalifler şikayette bulundu. Şii muhalifler, kendilerine yönelik iftira attıklarını söyledikleri Hizbullah hakkında şikayette bulundular.

Süreç, söz konusu insanlar arasında geniş bir itiraz dalgasına sebep olmasının yanı sıra Lübnanlıların, hain ve ajan ilan ettiklerinin öldürülmesi için açık çağrıda bulunduğu gerekçesiyle Hizbullah’ın politikalarına karşı muhalefet etmelerine yol açtı. Ayrıca gazetenin yayınlandığı haberi geri çekmesi ve özür dilemesi için Gazeteci Hassan Ez-Zeyn açlık grevine başladı.

Listede isimleri ve fotoğrafları bulunan kişiler,bu konudaki sorumluluğu gazeteye değil Hizbullah’a yükleyerek, Hizbullah’ın onların öldürülmesi için verdiği bir ruhsat olduğunu belirttiler.

“Hizbullah, İran’a ait bir öldürme timinden daha fazlası değil”

Listede adı geçen Milletvekili ve eski Devlet Bakanı Muhammed AbdulhamidBeydun, Lübnanlıların öldürülmesi ve kanlarının akıtılması için yayınlanan listenin, sadeceLübnan medyasının içinde bir Şebbiha grubunun var olduğunu ortaya koymasından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Şarku’l-Avsat’a açıklamalarda bulunan Beydun, “Hizbullah’ınyapısı ve zihniyetinin, tıpkı Suriyeli çocuklara karşı kitlesel imha operasyonları yürüten kimyasalcılar gibi görüşlerine karşı çıkan herkesi ortadan kaldırmaya çalışan toplu katliamlara imza atan bir zihniyet haline geldiğini düşünüyorum. Hizbullah neden yüz bin gelişmiş füzeye sahip olduğunu söylüyor? Bu gruba karşı çıkan ve dışarı ile bağlantısı olmayanlar ondan neden korkuyor? Ondan korkuyorlar, çünkü yalnızca aklın gücünü ve insanları kendi fikirleri ile ikna etme kabiliyetini kullanıyorlar. Hizbullah ise, İran büyükelçiliğine ait bir öldürme timinden daha fazlası değil. Yalnızca gücü temsil ediyorlar ve en iyi ihtimalle İran’daki dini liderin emri altında hareket ediyorlar.

Lokman Selim: Teknoloji çetelerinin bu davranışları beni şaşırtmadı

Araştırma ve Dokümantasyon Merkez Müdürü Lokman Selim ise Şarku’l-Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Hizbullah Tahran’ın Beyrut’ta kurduğu güvenlik gruplarıile ittifak kurduğundan beri kendisiyle aynı fikirde olmayan herkese karşı gerilla savaşı ve yıpratma uyguluyor” ifadelerini kullandı. Şiilere yönelik hak ihlallerinin diğer gruplara göre iki kat fazla olduğunu kaydeden Lokman Selim, Hizbullah’ın kurulduğundan beri genel olarak muhaliflerine ve özellikle de Şiilere karşı bir savaş sürdürdüğünün altını çizdi. Hizbullah karşıtı Şii bir siyasetçi olan Selim, Hizbullah’a yakınbir gazetede, Hizbullah ve ortakları tarafından yönetilen teknolojiçeteleriyleyapılan bu tür suçlamaların yayınlanmasının kendisini şaşırtmadığını söyledi.

Seçim süreci gerginliği daha da artırdı

Öte yandan Hizbullah’ın rakip adayları ezme amacıyla muhaliflerine karşı yürüttüğü kampanya, 6 Mayıs’taki milletvekili seçimleri öncesinde nabzı iyice yükseltti. Özellikle yayımlanan listede seçimlere katılan bir takım Şii adayların resimlerinin yer alıyor olmasını gerginliği artırdı.

“Hizbullah kiralık katillerden oluşuyor”

Gazeteci Nedim Kuteyş insanların bu şekilde resimlerinin yayınlanması ile ilgili olarak, Hizbullah’ın, kendisini takip edenlere, ‘Haşim es-Selman’ı (öldürülen Şii genç) öldürdüğünüz gibi onları da öldürün. Selman’ın katillerini koruduğum gibi sizleri de korurum’ mesajı verdiğini belirtti. Gazeteci KuteyşŞarku’l-Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bir grup muhalifin fotoğraflarını yayınlamak, ahlaki bir suikasttır. Çünkü Hizbullah düşünce ve mevki sahibi kişilerden değil kiralık katillerden oluşuyor. Muhaliflerine karşı ‘halkın öfkesi’ diye adlandırdıkları kapıyı sonuna kadar açtılar” şeklinde konuştu.

Yargı olaylara sessiz kalıyor

Kuteyş, “Benim meselem Hizbullah ile değil bilakis bu tehditlere karşı harekete geçmeyen ve cesur olmayan Lübnan devleti ve Lübnan Başsavcı Semir Hammud es-Sıddık ile. Bir gazetede Hizbullah muhaliflerinin adları açık açık verilirken harekete geçmeyenler, herhangi birimiz bir devlet memurunun bahçesindeki bir çiçeği sövsek hakkımızda soruşturma açarlar. Başsavcı diğer tarafta olsaydı hemen harekete geçerdi. Benim düşünceme göre, değişmesi gereken yer, eksik olan ve zayıf kalan yargıdır” ifadelerini kullandı.

“Hizbullah’a sessiz kalan herkes, Lübnan’a ihanet eden bir suç ortağıdır”

Bu gibi bir tehdidi hafife almayan Lokman Selim, bu tehditlerin şiddete dönüştüğünü söyledi. Tüm olan bitenden Hizbullah’ı sorumlu tutan Selim, “Bugün Şii muhalefet, boğazlanmayı bekleyen beyaz bir boğayı temsil ediyorsa, zamanı geldiğindepeşlerinden siyah boğalar da gelecektir. Hizbullah’ın uygulamalarına sessiz kalan herkes, Lübnan’aihanet eden bir suç ortağıdır” şeklinde konuştu.

Hizbullah ve seçmen kitlesinin uyguladığı baskı, Hizbullah’ın etkisi altındaki bölgelerde aday olan Şii şahsiyetler üzerinde artması bekleniyor. Tıpkıiki gün önce Lübnanlı Şii muhalif gazeteci Ali el-Emin’e yapılan saldırılarda olduğu gibi.

Öte yandan bir dizi aktivist, medya ve kanaat önderi, Cuma günü Beyrut’un merkezindeki Riyad es-Sulh Meydanı’nda saldırıyı kınama ve el-Emin’e destek içinbir bir araya gelecekler.Düzenlenen gösteri ile özgür düşünceye karşı yapılan tüm saldırılar kınanacak.