Uluslararası Orta Doğu Barış Araştırmaları Merkezi Derneği tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu ayın başlarındaki Cezayir ziyaretinde, sömürge suçlarından özür dilememesinden ötürü Cezayirliler hayal kırıklığı yaşadı.
El-Merkez web sitesinin yayınladığı araştırma, Macron’un Cezayir ziyaretini, Fransız sömürgecilik dönemini yaşamayan bir Cumhurbaşkanı’nın ilk ziyareti olarak yorumladı. Araştırmaya göre, tüm eski Fransa Cumhurbaşkanları gibi, Macron da o dönemlerin izlerinden kurtulamayan iki ülke arasındaki geçmiş mirasıyla uğraşmak zorunda kaldı. Birçok Cezayirlinin aklında, Macron’un seçim kampanyası sırasında sarf ettiği sözlere bağlı kalmaya devam edip etmeyeceğine dair sorular bulunuyordu. Öyle ki Macron, Fransa sömürgeciliği insanlığa karşı bir suç olarak nitelendirmişti ve bu sözlerden dolayı Fransa’da bir öfke dalgası oluşmuş, anketlerde 3 puan kaybetmiş, nihayetinde de Fransa halkından özür dilemek zorunda kalmıştı.
“Cezayir’deki Fransız sömürgeciliği, insanlığa karşı bir suçtur”
Macron, geçtiğimiz şubat ayında cumhurbaşkanı adayı olarak Cezayir’i ilk kez ziyaret etti. Özel bir kanala yaptığı röportajda, “Cezayir’deki Fransız sömürgeciliği, insanlığa karşı bir suçtur, kınamayı hak ediyor” ifadelerini kullandı. Cezayirliler ise, Macron’un bu sözlerinden cumhurbaşkanı olması durumunda söz konusu suçlar sebebiyle özür dilemeye hazır olduğunu çıkarımında bulundu.
Macron, Cezayirlilere resmi bir özür sunmadı
Araştırma, Macron’un sembolik bir jestine atıfta bulundu. Son ziyaretinde, Macron 1850’lerde Fransızlar tarafından katledilen ve Paris’teki İnsan Müzesi’nde (Musée de l’Homme) bulunan Cezayirli direnişçilerin kafataslarını teslim etme sözü verdi. Araştırmada Macron’un bu kez, kampanya sırasında sarf ettiği polemik yaratan ifadeleri kullanmadığını belirtti. Zira Macron, Cezayirlilere resmi bir özür sunmamış, aksine ‘Cezayir ile yeni ilişkiler kurma’ ve ‘yeni bir sayfa açma’ konusunda ısrar etmişti. Bu bağlamda Cezayir halkına, geçmişin tutsağı olmama ve Fransa ile gelecek ilişkileri inşa etme çağrısı yapmıştı. Araştırmada belirtilene göre, Macron, Fransa- Cezayir ilişkilerinin, yeni ekonomik ilişkilerin berraklaşması vesilesiyle ve yenilenebilir enerji kaynaklarına, dijital ekonomiye, otomativ ve ilaç endüstrisine ve diğer sektörlere yatırım umutlarının arttırılması yoluyla güçlendirilmesinin mümkün olduğunu düşünüyor.
“Geleceğin anahtarları, iki ülkenin gençleridir”
Cezayir halkı, Macron ile görüşme sırasında başkent Cezayir sokaklarına indi. O sıralarda bir Cezayirli yaptığı açıklamada, “Geçmişi biliyorum ama geçmişte rehin kalmadım. Ortak bir anımız var, bunu fark etmeliyiz. Fransa, Cezayir ile güçlü bir eksen oluşturmayı planlıyor. Zira bu eksen Afrika’ya kadar uzanan bir Akdeniz ekseni olacak. Engellerin var olduğu doğru ve toplumlarımızdaki tüm faktörlerle bu engellerin üstesinden gelmek zorundayız. Bu sebeple eğitim, ekonomi ve kültür alışverişi konuları üzerinde çalışmalıyız. Geleceğin anahtarları, iki ülkenin gençleridir” dedi.
Cezayir’de 500 Fransız şirketi yer alıyor
Orta Doğu Barış Araştırmaları Merkezi tarafından sunulan araştırma, Fransa’nın 2013 yılında Cezayir ile ticari ortaklık konusunda Çin’in gerisine düştüğüne dikkat çekti. 2014 yılında Cezayir piyasasında yüzde 10,9’luk hissesiyle, Çin’den sonra Cezayir’e en büyük ikinci ticaret ortağı olan İtalya’nın yerini aldı. Hidrokarbon sektörünün dışında, Fransa hala en çok tanınan işveren olmaya devam ediyor. Öyle ki kurumlarında 40 bin kişiye doğrudan, 100 bin kişiye de dolaylı olarak istihdam imkanı sağlıyor. Fransa aynı şekilde yaklaşık 500 Fransız şirketle, Cezayir’deki en büyük yatırımcı özelliği de taşıyor.
Öte yandan Fransa sadece ekonomik açıdan değil, güvenlik açısından da Cezayir’e ihtiyaç duyuyor. Zira ülke, Batı Afrika ve Sahel bölgelerindeki terörle mücadele merkezinin bir parçası sayılıyor. Ayrıca Cezayir, güçlü arabuluculuk kabiliyetlerine ve güçlü bağlara da sahip.