Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Macron mültecilerin dönüşü için kongre istiyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’ın Esad’ın gitmesi gerektiğini aksi takdirde siyasi geçiş sürecinin olmayacağını dile getirdiği sıralarda Cumhurbaşkanı Macron ve Lübnan Başbakanı Saad Hariri arasında bir görüşme gerçekleşti. Görüşmenin ardından açıklama yapan Macron, 2018 yılında Lübnan’da uluslararası yatırımlarla ilgili yapılacak kongre’de gerek Suriyeli mültecilerin gerekse Paris’teki mültecilerin evine dönüşü için bir müzakere yürütülmesini istedi.

2018’in ilk çeyreğinde düzenlenecek olan kongrede, bölgede mültecileri ağırlayan ülkeler’deki mültecilerin eve dönüşünü isteyen Macron, bu konunun bütün yönleriyle ele alınması Suriye ve bölge ülkelerinin tümüne istikrar getireceğini düşünüyor.

Fransa Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre bu kongre’nin Beyrut’ta düzenlenmesi planlanıyor.

Öte yandan ülkesi 1.2 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapan Lübnan Başbakanı Suriyeli mültecilerle ilgili, ‘’Mülteci sorunu Lübnan’a göre son derece zor bir konu. Ülkenin güvenlik, yaşam ve ekonomi gibi konularda sırtına ağır bir yük oluyor’’ diye konuştu.

Yatırımcıların akın edeceği Lübnan’daki kongreyle ilgili Paris, başta Dünya Bankası olmak üzere uluslararası yatırımcıları ağırlamak istiyor.

Aynı zamanda Macron, 25 Eylül’de Lübnanlı mevkidaşı Mişel Avn’ı resmi bir ziyaretle karşılamak istediğini belirtti. Bu durumun Mişel Avn’ın seçildiği günden beri Lübnan-Fransa arasında ilk temas olacağı belirtiliyor.

Bu resmi ziyaret aynı zamanda Avn’ın Cumhurbaşkanı statüsünde ilk ziyareti olacak.

Esad’ın Suriye’deki geleceği ile ilgili soru sorulması üzerine cevap veren Elysee, ‘’Fransa bu tartışmaların mahkumu olmak istemiyor’’ denildi.

Paris, müzakereler adına ‘Esad’ın gitmesini ön koşul’ olarak görmüyor. Fakat geçtiğimiz pazartesi Macron, ‘’Suriye’de bir gün kanuna dayalı bir devlet kurulacaksa bununla beraber adalet suçu işlemiş kişilerin soruşturma geçirmesi gerekir. Özellikle de bu ülkenin yönetimi eliyle yapılanlar’’ diye konuşmuştu.

Fransa kaynaklı Le Monde gazetesine açıklamalarda bulunan Hariri,  ‘’Tabiki de Esad’ın gitmesi gerekir. Şayet Uluslararası toplum uzun vadeli bir çözüm istiyorsa tek yolu bu. Bu topraklara hakim olan baştaki yönetim değildir; bilakis İran ve Rusya’dır’’ diyerek şunları ekledi, ‘’Mevcut yönetim durduğu müddetçe mülteciler asla dönmeyecek’’

Macron, Lübnan’da 9 yıldan bu yana ilk defa 2018’de gerçekleştirilecek olan Yasama Seçimlerini güzel bir gelişme olarak değerlendirdiğini, bu münasebetle de iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirileceği sözünü verdi.

Geçtiğimiz günlerde Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’ın Esad’ın gitmesi gerektiğini aksi takdirde siyasi geçiş sürecinin olmayacağını dile getirmişti.

Lüksemburg radyosuna röportaj veren Le Drian, “Esad ile barış inşa edemeyiz. Çözüm o olamaz. Çözüm yeni bir anayasa ve seçimlere gidecek bir siyasi geçiş için takvim oluşturmaktır. Bu geçiş de halkını öldüren Esad ile olamaz” dedi.

Yazın başında Macron’un, “Bu konuda yeni bir bakışa sahibim. Esad’ın gitmesinin ön koşul olması gerektiğini söylemiyorum, çünkü meşru halefinin kim olabileceğini görmüyorum” açıklaması 2011’de savaşın patlak vermesinden bu yana Fransa’da bulunan Suriyeli muhalifleri çok şaşırtmıştı.

Macron, 2015’te Fransa saldırılarının planlandığı yer olan Suriye’yle ilgili tutumu, müzakereler için defalarca Esad’ın gitmesi ön koşul değil diyerek önceliklerinin terörle mücadele olduğunu belirtmişti.

Macron, donan siyasi çözüm sürecini yeniden başlatacak yeni bir irtibat grubu kurmak için Le Drian’ı görevlendirmişti. Fakat henüz kurulan bir grup bilinmediği gibi Esad’ın arkasında duran İran’ın buna katılıp katılmayacağı da bilinmiyor.

Macron, ‘’Esad gidecek diyene kadar şuan ki planımız bu. Onun BM’de ve bölge ülkelerinde güçlü bir desteği var. Bunu yapmanın tam zamanı’’ diyerek Eylül’ün sonlarına doğru konuyu BMGK’ya taşımayı düşündüklerini belirtti.

Le Drian, ‘’DAEŞ Suriye’de yenilecek. İşte biz o zaman iç savaşın önünde duran ilk kişi olacağız’’ dedi.

2011’den bu yana anlaşmazlığı çözmek için çeşitli kuruluşlar kuruldu. 2015’te ise ‘Suriye’yi Destekleyen Devletler’ topluluğu kurulmuş ve buna İran da dahil olmuştu.

Fakat topluluk, Rejim güçlerinin Halep’e saldırmasıyla dağılmıştı.