Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Elysee Sarayı’ndaki görüşme sonrası yaptıkları ortak basın açıklamasında, hissedilen gergin hava, iki liderin görüşmesinin nasıl geçtiğini anlatıyordu.

Macron’un, Netenyahu’dan ‘ABD’nin Kudüs kararı nedeniyle, Filistinlilerle olan gerginliği gidermek için ılımlı tutum takınmasını isteme’ girişimi sonuçsuz kaldı.

Görüşmede her iki taraf da, bilinen tutumlarını yineledi.

Macron, ülkesinin iki konuda ABD’nin girişimini reddettiğini ifade etti. Bunlardan ilki, ABD Başkanı Donald Trump’ın uluslararası hukuk kurallarını çiğneyerek aldığı Kudüs kararı ve İsrail’in Doğu Kudüs’ü işgali. Macron’un ikinci argümanı ise, Trump’ın kararının Ortadoğu barışına yönelik bir tehdit oluşturması.

Fransa Cumhurbaşkanı, Trump’ın Kudüs kararı öncesinde de bu kararı ‘kötü bir fikir’ diye nitelendirmişti.

Paris ayrıca, ABD’nin kararını görüşmek üzere Güvenlik Konseyi’nin toplanmasına destek veren ülkeler arasında yer almıştı.

Netenyahu aynı sözleri tekrarladı

AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarıyla görüşmek için bugün Brüksel’e giden Netanyahu’ya karşı ortak bir bildiri yayınlanmasının yanı sıra, Paris’in müzakere yoluyla Kudüs’ü paylaşıldığı iki devletli çözüm konusunda desteğini tekrar etmesi bekleniyor.

Netenyahu, Fransa’nın bu tutumu karşısında, geçen çarşamba gününden bu yana söylediklerini tekrarladı.

İsrail’de bir dizi yolsuzlukla suçlanan Netanyahu, “Filistinliler Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu anladığında barış sağlanacaktır” dedi.

Netenyahu, İsrail yönetiminin yerleşim faaliyetlerini durdurmayı reddetmesi nedeniyle 2014 ilkbaharından bu yana yaşanan çıkmazdan sorumlu olarak her zamanki gibi Filistin tarafını sorumlu tuttu.

Macron, Netanyahu’ya ‘yerleşim birimleri projelerinin durdurulması ve Filistinli yetkililerin güvenini kazanmak için önlemler alınması’ konusunda talepte bulundu.
Macron, İsrail ile iyi ilişkiler kurmak istiyor.

Bununla birlikte, Lübnan, Libya ve bölgedeki diğer krizlerle ilgili girişimlerinden farklı olarak, Filistin konusunda ‘zayıf bir ses’ olan Macron, Netanyahu ve İsrail’le iyi ilişkiler kurmaya hazır görünüyor.

Son bir kaç gün içinde öldürülen ya da yaralanan Filistinlilerden bahsetmeden, İsrail’in ‘dost bir ülke’ olduğunu ilan ederek, her ne pahasına olursa olsun şiddetten kaçınma çağrısında bulunarak Macron, terörist saldırıların her biçimini, İsrail’in güvenliğini tehdit eden tüm unsurları kınadı.

Filistin-İsrail çatışmasına son verecek, tarihi ABD planı hakkında

Macron daha önce, Filistin-İsrail çatışmasına son verecek, ABD planı olan ve hakkında çok az şey bilinen tarihi bir anlaşmaya işaret ediyordu.

Fransız diplomatik kaynaklara göre, ABD, Beyaz Saray tarafından Trump’ın danışmanı olan Jared Kushner’e emanet edilen bu plan netleşene kadar, Avrupa’dan henüz ‘herhangi bir girişimde bulunmamalarını’ istedi.

Paris, her halükarda, ilk adım olarak Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyan bu plandan emin görünmüyor.

“İran’ı hoşgörüyle karşılamayacağız”

Macron ve Netanyahu’nun görüşmeleri yalnızca Filistin meselesiyle sınırlı kalmadı. İran konusuna da değinen İsrail Başbakanı, Tahran’ın Suriye’de savaşarak, İsrail’i yok etmek için kara, hava ve deniz üsleri kurmaya çalıştığı ve bunu hoşgörüyle karşılamayacaklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da saldıran Netenyahu, “Kürtlerin köylerini bombalayan ve İran’ı ve Gazze’deki teröristleri destekleyen Erdoğan’dan alacak dersim yok” ifadelerini kullandı.

Macron, Ruhani’yi ‘Paris İklim Zirvesi’ne davet etti

Tahran ile ilişkileri son aylarda gerilen Fransa ise, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yi ‘Paris İklim Zirvesi’ne davet etti.

İran’ın Paris Büyükelçisi, Ruhani ve Macron’un 12 Aralık’ta Paris’te düzenlenecek olan İklim Zirvesi’nde görüşebileceklerini söylemiş, fakat daha önceki görüşmenin iptal olduğunu da hatırlatmıştı. Ruhani’nin Macron’la görüşmek için ise Paris’e gidip gitmeyeceği ise henüz bilinmiyor.

Fransa, daha önce İran’ı Ortadoğu’da ‘hegemonya’ politikası izlemekle suçlamış, Macron, Tahran’ın balistik programını ‘kontrolsüz’ olarak nitelendirerek, Tahran’ın öfkesine neden olmuştu.