Paris: Michel Ebu Necm
Fransa, Dışişleri Bakanı’nın Moskova ve Tahran ziyaretlerinden eli boş dönmesine rağmen Suriye dosyasında söz sahibi olmaya hamlelerine devam ediyor. ABD, Rusya, İran ve Türkiye liderleri ile sıkça telefon görüşmeleri gerçekleştiren Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Moskova’ya daha fazla harekete geçmesi için siyasi baskı ve ek diplomasiler uygulama konusunda dün gece gerçekleştirilen Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısı ile eş zamanlı harekete geçti.
Macron, resmi ziyaretinin sona ermesinin ardından Hindistan’dan ayrılmadan hemen önce Rusya’yı BMGK’nın 2401 sayılı kararında geçtiği şekliyle ateşkes kararına saygı duymaya çağırdı. Macron, birinci dereceden Rusya, Suriye rejimi ve müttefikleri olan İranlıların sunduğu tavizli 5 saatlik ateşkesin yetersiz olduğunu belirtti.
Fransa’da Suriye dosyası konusundaki diğer bir gelişime de eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’dan geldi. Hollande, Le Monde gazetesine verdiği röportajda ‘devrim niteliğinde’ önerilerde bulundu. Hollande tarafından yapılan en önemli öneri bir yandan Doğu Guta üzerinde diğer yandan da Afrin bölgesinde iki uçuşa yasak bölgenin kurulmasıydı. Ancak Hollande, bunu kimin uygulayacağını belirtmedi. Hollande, Suriye’de bugün alınacak ‘en acil önlemler’ hakkında sorulan bir soruya, “Hâlihazırda hastaneler ve mezarlıklar da dâhil Guta’yı bombalayan Suriye rejim uçakları ile Afrin’de operasyon düzenleyen Türk uçaklarının bu bölgelerde uçmamasını sağlamak çok önemli” diye yanıt verdi. Ancak Hollande, Rusya nedeniyle Güvenlik Konseyi’nin uçuş sistemi ile ilgili olarak bu tür kararlar veremeyeceğine işaret etti. Bununla birlikte, ‘hedef alınan’ alanların üzerindeki uçuşların yasaklanması gerektiğini tekrar tekrar vurgulamak gerektiğine inandığını belirten Hollande bunun pratiğe ‘bir boşlukta dönüş’ olarak yansıdığını ifade etti. Fransa’nın eski lideri, Ankara’nın Afrin operasyonlarını devam ettirmesini engelleme konusunda NATO’ya güvendiğini söyledi.
Hollande, Paris ve Washington’ın son haftalarda birkaç kez tekrar ettiği kimyasal silahların kullanımı konusundaki ‘kırmızı çizgileri’ de eleştirdi. 2012-2016 yılları arasında Cumhurbaşkanı olarak görev yapan Hollande, kırmızı çizgilerin yalnızca sarin gazı kullanımı konusunda olması başka silah ve envanter kullanımına müdahale etmekten kaçınmak anlamına geldiğini ifade etti. Sivilleri hedef alan kasıtlı bombardımanların ‘kabul edilemeyecek insani ve siyasi koşullar yarattığını’ da sözlerine ekledi.
Hollande, Suriye’deki durumdan ve BMGK kararlarının uygulanamamasından Suriye rejimini koruması nedeniyle Rusya’yı sorumlu tuttu.
Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) uyanmaya ve sorumluluğunu yerine getirmeye çağırdı. Eski Cumhurbaşkanı’na göre Rusların bölgedeki eylemlerine yaptırımlar uygulamak, petrol ve gaz ticaretinde taviz vermemek suretiyle kurallar konmadığı sürece ‘gerilim tehlikesi’ bulunuyor. Çünkü Putin’in piyonlarını herhangi bir tepki gösterilmeden hareket ettirmesine artık izin verilmemesi gerekiyor. Şaşırtıcı olansa Hollande’ın kendini yeniden silahlandırması ve kendi başına bir tehdit haline gelmesi nedeniyle Rusya’yı tehdit etmeye çağırmasıydı.
Hollande, Suriye konusunda ise Rusya ve Türkiye’nin bu ülkeyi bölmek üzere hemfikir olduğu görüşünde. Her durumda rejimin Guta saldırısı ile Türkiye’nin Afrin’e gerçekleştirdiği operasyonun eş zamanlı olmasını ‘bir tesadüf olarak’ görmüyor. Ona göre Rus lider ile Ankara arasında bir işbirliği bulunuyor. Hollande, dolaylı olarak Afrin’deki Kürtler’e de yardım çağrısında bulundu. Uluslararası Koalisyon tarafından kendilerine sağlanan desteğin mevcut durumlarına uymadığına dikkat çekti.
Açık olan şu ki Hollande’ın çağrıları uygulanmayacak. Belki de bunun en iyi kanıtı ‘kırmızı çizgiler’ dosyası ve sözlü tehditlerdir. Bölgedeki durumu takip eden eski Fransız diplomata göre Batılılar, yüksek perdeden konuşarak bölgedeki önlem ve prosedürlere uymayan ‘göstermelik diplomasi’ izliyorlar. Ondan önce de ‘insani diplomasi’.
Macron’un dün Hindistan’da yaptığı son açıklamada, Fransa’nın bölgeye asla askeri müdahalede bulunmayacağı yönündeydi. Hollande bunu tüm kararlılığıyla ifade etti. Gerçekten de hiç kimse Paris’in askerlerini bugün ya da herhangi bir zaman Suriye’de savaşmaya göndereceğini söylemedi. Her halükarda Doğu Guta’nın kaderi Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un haftalar önce söylediği gibi, 2016’ın sonunda Halep’te yaşananlardan az bir farkı bulunuyor. Hollande, görev süresinin bitiminden sonra yaptığı önerlerin sorumluluğunu kendi döneminde almamıştı. Hollande’ın önerilerinin zemindeki gerçekler bir vasiyetten öte değere sahip değil. Amacı yalnızca pozisyon belirlemektir.